BDP'yi mecliste neler bekliyor?

Çatışmaların yoğunluğunun arttığı bugünlerde, BDP dün meclise dönme kararı aldı. Sivil siyaset, silahlı mücadele denkleminde zor bir dengede durmak zorunda kalan partiyi, mecliste de zorlu gündemler bekliyor.

Ölüm haberlerinin arttığı bu günlerde BDP’nin meclise dönmek konusunda alacağı karar merakla bekleniyordu. Parti, dün açıkladığı kararla meclise döneceğini belirtti. BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş 1 Ekim'den itibaren Meclis çalışmalarına katılma kararı aldıklarını belirterek 'savaşı durdurmanın tek yolunun demokratik siyaset ve müzakere olduğunu' söyledi. Demirtaş, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

"20 yıl aradan sonra Kürt sorununun çözümü konusunda hükümetin müzakereye hazır olması önemlidir. Ama şunu söylüyoruz kolunu kanadını kırdığınız, elini ayağını bağladığınız siyasetle mi müzakere yürüteceksiniz. Biz hazırız.”

Demirtaş müzakerelere hazır olduklarını ifade etse de meclis günlerinde BDP’yi zorlu başlıklar bekliyor. Anayasa tartışmalarından, sınır ötesi harekâta, bölgesel asgari ücretten, hükümetin eğitim konusundaki politikalarına kadar bir dizi başlık masada duruyor.

Anayasa tartışmaları, bölgesel özerklik
Seçimlerin ardından AKP yöneticileri tarafından yapılan açıklamalarda yeni anayasanın hazırlanma sürecinde diğer partilerin de görüşünün alınacağını belirtilerek, sürecin birlikte götürülmeye çalışılacağı ifade edilmişti. Bu sebeple CHP ve MHP’ye birer mektup yollayan AKP, BDP’yi es geçmişti. Dün alınan meclise dönme kararının ardından Bekir Bozdağ, bu partiye de mektup gönderilebileceğini ifade etti.

Yeni anayasanın, BDP’nin önünde bekleyen en zorlu gündem maddesi olduğu söylenebilir. Zira 2. Cumhuriyetin hukuksal zemini bu düzenleme ile hazırlanmış olacak. BDP’nin seçim öncesi çok fazla olumlu atıf yaptığı bu belgenin hazırlanma sürecinde, AKP’nin ne kadar ipleri gevşeteceği merak konusu. Bir yandan operasyonlar yapılır ve onlarca BDP’li tutuklanırken, diğer taraftan anadilde eğitim, bölgesel özerklik, Türklük tanımının kaldırılması gibi gündem maddelerinde pazarlığın nasıl yürüyeceği henüz bilinmiyor.

Bunun yanında bu başlıklarda BDP’nin de geri adım atması, kendisi için ciddi siyasi riskler taşıyor. Hâlihazırda DTK tarafından ilan edilmiş bir “demokratik özerklik” söz konusuyken bundan geri adım atılması zor görünüyor. DTK’nın aldığı özerklik kararının ardında AKP cephesinden gelen tepkiler ise, hükümetin, en azından bu haliyle, meseleye sıcak bakmadığını gösteriyor.

Bütün bunların yanında BDP milletvekilleri Şerafettin Elçi ve Altan Tan gibi İslamcı isimlerin de BDP’nin özerklik siyasetinin arkasından durmadığı, konuya eleştirel yaklaştığı bilinen bir gerçek.

Bir ayrımcılık örneği: Bölgesel asgari ücret
AKP’nin yeni mecliste gündeme getireceği başlıklardan bir tanesi de, uzun süredir kenarda bekletilen “bölgesel asgari ücret” uygulaması.
Patronlar, bölgesel olarak geçim standartlarının değiştiğini bahane ederek, asgari ücretin belirlenmesinde her bölgenin gelişmişlik düzeyinin dikkate alınması gerektiğini iddia ediyorlar. Bu durumda yapılacak olan tabi ki, geçimin pahalı olduğu yerlerde asgari ücreti artırmak değil, az gelişmiş bölgelerde asgari ücretin aşağı çekilmesi olacak.

Bu uygulama ekonomik olarak geri kalmış Kürt illerinde ciddi sonuçlar doğuracak gibi görünüyor. Yıllardır ayrımcı bir siyasete maruz kalmış Kürt emekçilerinin bu uygulamaya tepki vermesi olası görünüyor.

Etnik temelde siyasi mücadele üzerinden şekillen Kürt siyaseti, yıllar içinde kendi burjuvazisini de şekillendirmiş durumda. Bunların Kürt siyaseti üzerindeki etkisi de görülüyor. Bölgesel asgari ücret başlığı, bu çelişki yüzünden BDP’ye sıkıntı çıkarabilecek başlıklardan bir tanesi olarak görünüyor.

Sınır ötesi operasyonlar
Meclis açıldığında hükümetin ilk girişeceği icraatlardan birisi, sınır ötesi harekâta yetki veren tezkerenin süresinin uzatılması olacak. Konu meclisin gündemine geldiğinde BDP’nin tavrının ne olacağını tahmin etmek zor değil. Ancak geçtiğimiz yıldan farklı olarak, AKP’nin bölgede yüksek tondan konuşmaya başlamış olması ve daha “sert” bir siyaset yürütmesi, özellikle son dönemlerde AKP’li yetkililerden yapılan açıklamalar da hatırlandığında, sınır ötesi bir kara harekâtını geçen seneden daha yüksek bir ihtimal haline getiriyor. Bu olduğu takdirde BDP’nin çok sert muhalefet edeceği biliniyor. Bu koşullar altında iki tarafında “diyalog ve müzakere” olarak tarif ettiği sürecin nasıl yürütüleceği ise merak konusu.

Bununla birlikte polisin PKK ile mücadelede rolünün artırılacağı açıklanmıştı. Bu kapsamda polise ağır silah alımı için 2012 bütçesinde ciddi pay ayrılacağı biliniyor. Bütçe görüşmelerinde BDP için bir diğer gerilim başlığını da bu oluşturacak.

Bir başka gerilim maddesi: Eğitim uygulamaları
AKP’nin eğitim sisteminde yeni dönemde ciddi değişikler yapması bekleniyor. Konuyu piyasalaştırma ve gericileştirme başlıklarından ele alan ve düzenlemelerini buna endeksleyen AKP’ye karşın, BDP için en önemli başlık anadilde eğitim sorunu. AKP üniversitelerde Kürdoloji bölümü açmak, özel Kürtçe kurslarına izin vermek gibi "mutedil" uygulamalarla konuyu geçiştirmeye çalışırken, BDP tüm eğitimin anadilde verilmesi konusunda ısrarlı. PKK’nin son olarak bölgede görev yapan bazı öğretmenleri kaçırması ise tartışmaya farklı bir boyut katmış durumda.

Bunun yanında hükümet, Kuran kurslarına ilişkin yasal düzenlemeler, imam hatiplerin önünün açılması gibi başlıklarda oldukça girişken davranıyor. Kürt siyasetini dinci gericilik ile kuşatma taktiği düşünüldüğünde BDP’nin bu uygulamalardan rahatsızlık duyduğu açık. Ancak son dönemde, Altan Tan ve Şerafettin Elçi gibi isimleri bünyesine katması, partinin gericilikle mücadelede elini bağlayan unsurlar olarak göze çarpıyor.

(soL -Haber Merkezi)