Başbuğ: NATO'nun sayısız faydası var

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, dün katıldığı bir toplantıda NATO'nun halen ne denli faydalı olduğu ve üye ülkelere ne gibi kolaylıklar sağladığı konusunda bir konuşma yaptı.

soL (HABER MERKEZİ) Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, "İpek Yolu 2009 General/Amiral Semineri"nin açılışında yaptığı konuşmada, NATO'nun kuruluşunda var olan üç amacın halen geçerli olduğunu ve NATO'nun üye ülkelere uluslararası alanda pek çok fayda sağladığını iddia etti.

NATO'nun kuruluş amaçlarının "üyelerin ortak güvenliğini sağlamak", "transatlantik bağları geliştirmek" ve "Üyelerin, birbirleri yerine ortak sorunlara ilişkin kendi güvenlik endişelerine odaklanabilecekleri bir garanti şemsiyesi oluşturmak" olduğunu söyleyen Başbuğ, ayrıca NATO'nun "dinamik ve işlevsel bir organizasyon" olduğunu söyledi.

NATO her şeye el atacak
Uluslararası alanda yaşanan yeni gelişmelerle birlikte NATO'nun görevlerinin artmasının beklendiğini söyleyen Başbuğ, güncel risk ve tehditleri ise "terörizm, kitle imha silahlarının artışı, küreselleşmenin ve etnik çatışmaların yan etkileri, enerji hatlarının güvenliği, sanal savunma, ağ bağlantıları ve iletişim, çevre sorunları, örgütlenme, nüfus artışı ve uyuşturucu trafiği" olarak saydı.

Başbuğ ayrıca, NATO'nun bu alanlarda "kapsamlı bir program başlattığını" ve "yeni misyon ve sorumlulukların çözümü için önemli gelişmeler kaydedildiğini" sözlerine ekledi.

Başbuğ'un saydığı başlıklardan bilhassa "etnik çatışmaların yan etkileri" ve "enerji hatlarının güvenliği" başlıkları Türkiye'yi yakından ilgilendiriyor. Topraklarıne her geçen gün yeni petrol ve doğalgaz nakil hatları döşenen Türkiye, bu hatların güvenliğinin NATO tarafından sağlanması durumunda çok uluslu NATO ordularının düzenli olarak konuşlanacağı bir ülke haline gelebilir. Öte yandan NATO'nun etnik çatışmalara müdahalesi yönünde söylenenler, akıllara ister istemez Güneydoğu Anadolu'da yaşanan etnik gerilimlerin NATO'ya havale edilmesi yönündeki önerileri getiriyor.

Ateş etmek yetmez, ama etmeden de olmaz
Öte yandan, "günümüzün kaotik uluslararası ortamındaki risk ve tehditlerin sadece askeri güçle ele alınamayacağını bildiklerini" söyleyen Başbuğ, "tehditleri ortadan kaldırmak için uluslararası toplumun hem askeri, hem sivil güç unsurlarının kullanılması ihtiyacı yüksek önceliğe sahip bir gereklilik haline gelmiştir" dedi.

Çoğu ulusal ölçekte olan sorunların "uluslararası toplum"un güvenlik örgütü olduğu savunulan NATO'ya havale ediliyor olduğu izlenimini bırakan bu sözlerin ardından Başbuğ konuşmasının başka bir kısmında ise NATO'nun ne denli etkili bir saldırı gücüne sahip olduğunu anlattı. Başbuğ, "NATO'nun devam eden dönüşümünün, tam hazırlıklı ve muharebeye hazır güçlerin, kendi topraklarında, çevresinde ve stratejik uzaklıkta bütün askeri operasyonları ve misyonları yerine getirmesini sağlayarak, ittifakın var olan ve 21. yüzyılda ortaya çıkan güvenlik tehditlerine karşı durma yeteneğini güçlendireceğini" söyledi.

Genişlemeye devam
Başbuğ konuşmasında ayrıca Türkiye'nin NATO'nun genişlemesinden yana olduğunu söyledi ve bu doğrultuda "Arnavutluk ve Hırvatistan'ın 4 Nisan 2009'daki üyeliğini memnuniyetle karşıladığını" dile getirdi. NATO üyeliği sayesinde bu ülkelerde "moralin ne kadar artığını" bizzat görme fırsatı bulduğunu söyleyen Başbuğ, "yeni üyelerin NATO'ya dahil olmasının özgür ve birleşik Avrupa hedefini gerçekleştirmeye de yardımcı olacağını" dile getirdi.

Başbuğ'un bu sözleri akıllara Ukrayna ve Gürcistan'ın NATO üyesi olma ihtimalini getirdi. Bu iki ülkeden bilhassa Ukrayna'da NATO üyeliği süreci, halktan gelen ciddi muhalefete rağmen yürütülmeye çalışılıyor. Öte yandan Rusya, NATO'nun Ukrayna ve Gürcistan'a doğru genişleme çabalarını kendi güvenliğine yönelik bir tehdit olarak algılıyor, dolayısıyla bu genişleme çabası, gerek Rusya ile bu iki ülke arasındaki barışı, gerekse dünya barışını tehlikeye atıyor.