Türkiye’den Mısır’a IŞİD bayraklı silah geçişi

Eren Topçu

Blog: Serbest Kürsü

2013 darbesi sırasında Mısır’daydım. İlginç gelişmeler yaşanıyordu. O dönemde Mısır basını Türkiye’den Mısır’a yapılan yasadışı silah sevkiyatına ilişkin iki haber geçmişti. Bu gelişmeler doğrultusunda Erdoğan’ın Gazze’ye geçişi ve ardından Türkler için Mısır vizesi iptal edilmişti.

***

Dün Sol Haber Portalı’nın haberi dikkatimi çekti. İngiltere’de İŞİD bayrağı ile dolaşan kişinin polis tarafından durdurulmadığını bildiren haberin görseline bakakalmıştım ki 2013’te Kahire havalimanında yakalanan El-Kaide militanlarının üzerinden çıkan bayrağı anımsadım. Bugüne dek IŞİD bayrağını defalarca gördüğüm halde uyanmamış olmam ilginç.

2013’ün Ağustos ayında Kahire Havalimanı’nda iki militan, üzerlerinde terör faaliyetlerinde kullanmak üzere yüklüce malzeme ve mühimmat ile yakalanmıştı. Konuya ilişkin haberde, Massab T.M.S ve  Nzemi S.O. isimli bu kişilerin El Kaide militanı oldukları, sahte pasaport taşıdıkları ve uçağın İstanbul’dan kalktığı iddia ediliyordu.

Bir diğer haberde ise ilk habere ek olarak militanların silah, mühimmat, kurşun geçirmez yelek, askeri Afgan ve Mısır üniformaları, bayraklar, rozetler, dürbün, maske, bot, dalış yeleği, para sahteciliğinde kullanılan bir aygıt ve prezervatif gibi yüklüce malzeme ve flaş disk içerisinde terörist saldırı planlarıyla ile ele geçirildiği bildiriliyordu. Beraberlerindeki slogan bayraklarında Suriye Arap Savunması logosu ve ‘’Allah’tan başka tanrı yoktur ve Muhammed onun elçisidir’’ sloganı bulunuyordu.

Haberde ayrıca militanların İstanbul Havalimanı Gümrüğünü nasıl geçtikleri sorgulanıyordu.

Bunu ben de merak etmiştim.

***

Bu bayrak 8 Nisan 2013 itibariyle IŞİD’in bayrağı olmuştu, fakat haberin çıktığı günlerde buna dikkat çekilmiyor, IŞİD telaffuz edilmiyordu.

ABD askerleri nasıl Bağdat'ta Saddam Hüseyin'in heykelini yıkıp yerine ABD bayrağını astılar ise, El Nusra da Esad'ın bronz heykelini yıkarak üzerinde Arapça yazılarla 'Allahtan başka Tanrı yoktur, Muhammed de onun sözcüsüdür' yazılı kara bayrağı diktiler. Bir tesadüf eseri olarak bu tarih ABD'nin on yıl önce Irak'ı işgal ettiği tarihe çok yakın düşüyordu.*

***

2013 Ağustosu’nda Mısır gündeminde Türkiye ilintili bir başka haber ise İskenderiye Limanı’na yanaşan bir gemide yakalanan silah yüklü konteyner ile ilgiliydi.

Yerel Gazete Ahram’ın iddiasına göre gemi 6 metrelik ahşap bir kutu içerisinde patlayıcı silah dolu bir konteyner taşıyordu ve yükünü İstanbul’dan almıştı.

Haberde geminin nakliye hattı CMA’ya ait olduğu, silahların XINU4002105 sayılı konteyner içerisinden çıktığı bilgileri yer alıyordu.

Yerel gazete Onaeg, aynı haberi ‘’Türkiye’den Port Said’e yapılan silah sevkiyatı’’ başlığıyla bildiriyordu.

İskenderiye Port Said Liman Güvenliği Kriminal Suçlar Birimi, Mısır Askeri istihbarat birimiyle işbirliğiyle, Port Said Doğu Limanında çok sayıda silah ele geçirdi.

Kriminal Suçlar Müdürü Kaptan Abdel Aziz Kamal tarafından yürütülen gizli soruşturmada alınan istihbarat, ithalat/ihracat yapan bir şirkete ait olan ve Türkiye'den gelmekte olan silah yüklü konteynerlerin bulunduğu ticari bir gemiyle yapılacak olan silah sevkiyatını haber veriyordu.

Araştırmalar CMA'ya ait konteynerleri taşıyan bir geminin Port Said Doğu, diğerininse Port Said Batı Limanı'na yanaşmakta olduğunu doğruladı. Bunun üzerine Polis, Ordu, Askeri İstihbarat ve Milli Güvenlik harekete geçti.

Doğu Limanı'na yanaşan gemide konteynerler içerisinde pek çok dönüştürülebilir patlayıcı silah ele geçirildi. Batı limanı halen araştırılıyor.

(Bu haberler sonrasında Mısır’da Erdoğan’ın Gazze’ye Mısır üzerinden geçişinin iptal edildiği haberi yer aldı ve ardından Türk vatandaşlarına vize kapısı kapatıldı.)

***

Bu iki haberi IŞİD bağlamında değerlendirmek için bir bilgiye daha ihtiyaç var; 2011 Mısır Devrimi’nde cezaevlerinin kapılarının kırılması olayı. Bu olay, IŞİD’in erken teşkilatlanışıyla aynı tarihlere denk geliyor olmalı.

T24’te de sıkça yazdığım üzere, Mısır’da devrimin ikinci günü ülkedeki 33 cezaevinin 11’inin kapıları kırılmıştı. Bu cezaevlerinde Ortadoğu’nun İslami cihad liderleri yatıyordu.

Serbest kalan tutsaklar arasında ileride Mısır’a cumhurbaşkanı olacak Mursi de vardı. Hamas’ı devrim boşluğunu kullanarak Sina’ya girmeye davet ettiği telefon konuşması sebebiyle vatana ihanetten tutuklanan Mursi’nin, aynı mercilerce, aynı suçtan yargılanması, sonrasında ülkeye cumhurbaşkanı bile olduğu koca iki yılı aldı.

Mursi cezaevinden kaçtığı sırada 3G bağlantılı cep telefonuyla El Cezire’ye canlı bağlanıyor, 32 arkadaşımla birlikte Wadi El-Natrun hapishanesinin arka avlusundayım, bizi buradan kurtarın” diyordu. Ülkede ne internet ne telefon ne de elektrik vardı… (2011 Tahrir İsyanı sırasında)

Cezaevlerinin kapılarının kırılmasının ardından Arap Baharı bir süre duruldu. Mısır’da seçimler oldu. Bir yıl sonra Mısır, Sina, Gazze ve Ürdün tekrar ısındığında Mısır’da darbe oluyor, Amerika terör alarmı vererek bölgedeki vatandaşlarını geri çağırıyordu.

Takip eden günlerde IŞİD ismini sık duymaya başlar olduk. Arap Baharı’nın ikinci atağı hız kazanmaya başladığında IŞİD de Rakka’yı ele geçirerek kayda değer askeri başarılar kazanmaya başladı. Suriye kavruluyordu.

***

Yazılarımda sıkça Yeni Dünya Düzeni Manifestosu’na gönderme yapıyorum. 1990 11 Eylül’de George W. Bush’un duyurduğu bu manifesto, tam 11 yıl sonra 2001 11 Eylül Saldırısının ardından yineleniyordu. Bush, Orta Doğu sorununun sıcak savaşın aksine, tarafların ve devletlerin terör yoluyla birbirine kırdırılacağı bir yöntemle nasıl çözüleceğini betimlerken, teröre destek veren ülkelerin karşılarında ABD’yi bulacaklarını beyan ediyordu. O gün düğmeye basıldı.

IŞİD 2013’ün Nisan ayında Irak El-Kaidesi’nden evrilerek kuruldu. Ebubekir El-Bağdadi tarafından yönetiliyordu. Bağdadi ABD’nin 2003’teki Irak operasyonu sırasında faaliyete geçmişti. 2010’da ileride IŞİD olacak olan Irak El-Kaidesi’ne lider olmuştu.

Bu noktada Sol Haber Portalı’nın haberini bir ay önce çıkan bir başka haberle okumak gerekli görünüyor. IŞİD’in gemilerle Avrupa’ya geçişi haberi, Avrupa’da olası IŞİD saldırılarının işaretini veriyor olabilir mi?

IŞİD tehkilesi ve örgütün Türkiye bağlantıları söylentinin ötesinde iç ve dış basın tarafından çokça gündeme getirildi. MİT tırlarının veya İnsani yardım adı altında sınır ötesine yapılmış yardımların nereye gittiği konusu henüz netleşmiş değil.

Bu tabloda Türkiye’nin teröre destek veren ülkeler listesine girmesi ciddi bir tehlikedir.

***

ABD Büyükelçisi Cristopher Stevens’ın Libya’da öldürülmesini takiben Cumhuriyetçiler liderliğindeki araştırma komisyonu, Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın e-postalarının yayımlanmasını talep etmişti.

Talep üzerine başkanlık, belgeleri gözden geçirerek en kısa sürede yayımlanacağını duyurmuştu. Belgelerin 900 sayfa ve 296 yazışmayı içeren ve Libya’yı ilgilendiren kısmı geçtiğimiz haftalarda paylaşıma açılmıştı.

11 Eylül 2001 New York saldırısıyla başlayan Orta Doğu restorasyon operasyonu sürecinde Arap Baharı’nın Tunus ve Mısır’ın ardından Kaddafi’nin devrilmesiyle Libya’da alevlendiğini hatırlarsak bu belgeler Ortadoğu Restorasyonu'nun son hamlelerine yön verecek çok kritik bilgiler içeriyor olmalı.

Dolayısıyla bu belgeler önümüzdeki günlerde Türkiye’deki olası gelişmelere etki edeceğe benzer.


* IŞİD Suriye'de, Melek ULAGAY TAYLAN, Bianet