TKP Eskişehir adayları: İki seçeneğe mahkum değiliz

Eskişehir, kent kültürü ve canlı sosyal yaşamıyla Türkiye’nin bildiği bir kent ancak bununla sınırlı değil. Yerel seçimler yaklaşırken TKP’nin Eskişehir adaylarıyla seçimi, şehrin gündemini konuştuk.

YEKTA ARMANC HATİPOĞLU

31 Mart yerel seçimleri yaklaşırken Eskişehir’deki yarışın 25 yıldır Eskişehir’i yöneten CHP ile Eskişehir’in büyük sermayedarlarından, işçi düşmanı hareketleriyle gündem olan Nebi Hatipoğlu’nun temsil ettiği AKP arasında geçtiği görülüyor.

Seçim sürecinde CHP geçmişte attığı adımlara vurgu yaparken, AKP ise şehrin içme suyu ve ulaşım gibi sorunlarına değiniyor. 

Türkiye’de kent kültürü ve canlı sosyal yaşamıyla bilinen, bunun yanı sıra yoğun bir emekçi ve öğrenci nüfusuna ev sahipliği yapan şehirde Türkiye Komünist Partisi (TKP) Büyükşehir, Odunpazarı ve Tepebaşı’nda kendi belediye başkan adaylarıyla seçime hazırlanıyor. 

TKP Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Dursun Alkan, Odunpazarı Belediye Başkan adayı Ebru Oktay ve Tepebaşı Belediye Başkan adayı Beste Begüm Yiğit’le yerel seçime giderken Eskişehir’deki tabloyu ve neden aday olduklarını konuştuk. 

‘AKP iktidarı toplumsal hakları tasfiye etti’

TKP Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Dursun Alkan, AKP’nin attığı siyasal İslamcı ve piyasacı adımların yerel yönetimleri de dönüştürdüğünü söyledi. Belediyelerin ücretsiz sağlaması gereken kamu hizmetlerini ücretli olarak sunduğunu söyleyen Alkan, Eskişehir’deki durumun da farklı olmadığını belirtti: 

“AKP iktidarı, toplumsal hakları tasfiye etmiştir, bunun yerine siyasal İslamcılık ve piyasacılığı yerleştirmiştir. Durum böyle olunca yerel yönetimler de bu kapsamda dönüştürüldü. Merkezi yönetimden alınan destekler azalınca, yerel yönetimler kendi kaynaklarını kendileri oluşturmanın yollarını bulmaya çalışıyor. Bu süreçte piyasacılığın artan etkisiyle belediyelerin ürettiği kamu hizmetleri alınır satılır hale geldi, bu, toplum tarafından kanıksandı. Eskişehir’deki durum da bundan farklı değil.”

Belediyelerin asli görevi olmamasına rağmen kentsel dönüşüm yapmasına değinen Alkan, bu durumun belediyeler için birer rant kapısı olduğunu belirtti. “Kâr amaçlı yapılan bu çalışmalar, yurttaşlarda mağduriyet yaratıyor” diyen Alkan, şunları söyledi: 

“Belediyenin asli görevi olmamasına rağmen, değişen yapı ile belediyelerin en büyük kâr kapısı kentsel dönüşümler. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Gündoğdu Mahallesi’nde, Tepebaşı Belediyesi Söğütönü Mahallesi’nde, Odunpazarı Belediyesi Karapınar Mahallesi’nde kentsel dönüşüm çalışmalarına başladı. Kârı önceleyen bu çalışmalar, yurttaşlarda mağduriyet yaratıyor. Bir sorunlar yumağı oluşuyor.”

Kültür sanat başlığına değinen Alkan, Eskişehir’de belediye tarafından yapılan Sazova gibi parkların ücretli olmasını eleştirdi. Alkan, “Kültür sanat merkezlerinde, gençlik merkezlerinde bulunan sahnelerin kamunun kullanımına kapalı veya ücretli olması piyasacılığın bir ürünü” dedi: 

“Kültür sanat faaliyetlerinin ücretlendirilmesi de piyasacılık anlayışına örnek. Sazova Parkı, Kent Park, Kent Orman ve mesire alanlarının ücretli olması; şehir tiyatroları, konserler ve benzeri etkinliklerin ücretlendirilmesi; kültür sanat merkezlerinde, gençlik merkezlerinde bulunan sahnelerin kamunun kullanımına kapalı veya ücretli olması piyasacılığın bir ürünü.”

İşçiler arasındaki adaletsiz ücret dağılımı, ulaşım ve su fiyatları, ücretli diğer belediye hizmetleri…

Belediye personelleri arasındaki adaletsiz ücret dağılımına dikkat çeken Dursun Alkan, bu durumu belediyenin başlıca sorunları arasında gösterdi: 

“Belediye çalışanlarının gelirlerindeki adaletsiz dağılım, belediyenin başlıca sorunlarından biri. Şirket kârlarının merkeze koyulduğu bu yaklaşım, emekçilerin özlük haklarının sınırlandırılmasına sebep oluyor.”

Alkan; su ve ulaşımdaki fahiş fiyatlara değinirken, belediye kreşlerinin ve nikah salonlarının da ücretsiz olması gerektiğini kaydetti. “Su ve ulaşımın fahiş fiyatlarda olması, yurttaşların cebine büyük yük bindiriyor” diyen Alkan, “Belediye bünyesindeki kreşlerin, nikah salonlarının ücretli olması da yurttaşları zor durumda bırakıyor” dedi.

Alkan, sözlerini “Kısacası başta da söylediğim gibi devlet yönetimi dinsel ve piyasacı bir hal aldı. Bugünkü sıkıntıları bundan dolayı çekiyoruz” diyerek noktaladı.

‘Eskişehir halkı hak ettiği yerel yönetime komünist belediyecilikle ulaşacak’

TKP Odunpazarı Belediye Başkan adayı Ebru Oktay, emekli hekim. Çeşitli yayınlarda editörlük yapan Oktay, Bilim ve Gelecek dergisinde çevirmenlik yapıyor. 

Oktay, AKP’nin Eskişehir’i ele geçirmek istemesine karşın mevcut CHP’li yönetimin de şehri kıskacı altına aldığını söyledi. “Eskişehir halkı hak ettiği yerel yönetime komünist belediyecilikle ulaşacaktır” diyen Oktay şunları kaydetti:

“Eskişehir bir yandan son 22 yıldır ülkeyi talan eden, gerici, halk düşmanı iktidar tarafından ele geçirilmeye çalışılıyor; diğer taraftan ise halkçı olduğunu iddia eden ancak şehrin giderek artan sorunlarını çözmekten aciz muhalefet tarafından kıskaca alınmış durumda. ‘Yaptıklarımız yapacaklarımızın garantisidir’ sloganıyla ve ‘yapamadıklarımızdan da bürokrasi, mevcut iktidar, piyasa sorumludur’ bahanesiyle çıkmaz bir sokağa sokulan Eskişehir halkı hak ettiği yerel yönetime komünist belediyecilikle ulaşacak.”

Kentsel dönüşüm başlığına değinen Oktay, AKP’nin başlattığı kentsel dönüşüm furyasının ekolojik, ekonomik ve sınıfsal sorunlara neden olduğunu belirtti. Eskişehir’deki yerel yönetimlerin de kentsel dönüşüme el attığını söyleyen Oktay, bunların piyasayla bağ kurmak için yapıldığını kaydetti: 

“Son 20 yılda hızlanan, iktidarın ‘kentsel dönüşüm’ diye parolalaştırdığı büyük ölçekli ve hummalı yıkım-yeniden inşa dalgası adeta buldozer kentleşmeye dönüşüp ekonomik, sınıfsal, ekolojik sorunlara yol açtı. Bu iş belediyelerin asli görevi olmamasına rağmen en fazla gelir kaynağı yaratabilecek başlık olması sebebiyle piyasayla doğrudan bağ kurulan rantçı bir alan olarak karşımıza çıkıyor. Büyükşehir Belediyesi Gündoğdu Mahallesi’yle Odunpazarı Belediyesi Karapınar Mahallesi’nde sürmekte olan ‘dönüşüm’ çalışmaları da ne yazık ki bu yaklaşımla halkın sağlıklı, güvenli, yaşanabilir konut ihtiyacını karşılayamayacak.”

Oktay, kamu hizmetlerinin alınır satılır hale gelmesini eleştirerek yurttaşların müşteri konumuna getirildiğini söyledi. Odunpazarı’ndaki kreşlerin ve yaşlı bakım merkezinin ilçeye yeterli olmadığını söyleyen Oktay, “Komünist belediyecilikte bu hizmetler halka ücretsiz olarak verilecek” dedi:

“Kamu hizmetlerinin alınır satılır hale gelmesi yurttaşı müşteri durumuna sokarak pek çok temel ihtiyaca ulaşımı kısıtlıyor. Eskişehir özelinde kültür sanat ve rekreasyon alanlarını faaliyetlerinin ücretlendirilmesi buna örnek. Merkez iki ilçe ve Büyükşehir’e bağlı mesire alanlarının, müzelerin, kültür sanat merkezlerinin ücretlendirilmesi de her üç yönetimin de bu kamu hizmetlerini yurttaşa ‘satma’ fikrinde ortaklaştıkları anlamına geliyor. Komünist belediyecilikte bu hizmetler halka ücretsiz olarak verilecek.”

Odunpazarı özelinde hâli hazırda bir yaşlı bakım merkeziyle az sayıda ücretli kreş nüfusu 200.000’i geçen ilçeye yeterli gelmiyor. Her mahalleye ücretsiz yaşlı bakım merkezleri, kreşler ve gençlik merkezleri açmak komünist belediyecilikte elzem.”

‘Komünist belediyecilikte kadınların eşitliği ve özgürlüğü için olanaklar yaratılacak’

“Komünist belediyecilikte kadınların eşitliği ve özgürlüğü için olanaklar yaratılacak” diyen Oktay, komünist belediyecilikte kadınların kamusal alanlarda yer almalarının destekleneceğini belirtti:

“Komünist belediyecilikte kadınların eşitliği ve özgürlüğü için olanaklar yaratılacak. Mahallelerde kreş ve çocuk yuvalarının kurulması, kadınların ev dışında kamusal alanlarda yer almasının desteklenmesi, şiddete karşı korunması yerel yönetimlerin sorumluluk alanında olmalıdır. Kadınların eşit haklara sahip birer emekçi olarak istihdamına ek olanaklar yaratılması komünistler için belirleyici önemde.”

Toplum sağlığının korunması ve geliştirilmesi için çalışmanın şart olduğunu belirten Oktay, belediyelerin bu konuya el atması gerektiğini söyledi:

“Toplum sağlığının korunması ve geliştirilmesi için çalışmak şarttır. Bu bağlamda halkın temel sağlık sorunları; okul, çevre, spor sağlığı gibi konularda her belediyede sağlık birimleri oluşturmak ve buralarda gönüllü hekim ve sağlıkçılara da yer açmak önemlidir” 

Oktay, “Geri dönüşüm ve evsel atığın toplanmasında karşılaşılan plansızlık ve yetersizlik yurttaşların sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını elinden alıyor” sözleriyle geri dönüşüm konusuna değindi. Denetim zayıflığı ve organizasyon eksikliği olduğunu söyleyen Oktay, şunları kaydetti:

“Belediyelerin sağlıklı bir çevre sağlama başlığında temel hizmetlerinden olması gereken atık toplama görevinde birçok problem görülmekte. Geri dönüşüm ve evsel atığın toplanmasında karşılaşılan plansızlık ve yetersizlik yurttaşların sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını elinden alıyor. Odunpazarı Belediyesi bu hizmeti Temizlik İşleri Müdürlüğü bünyesindeki bir birimle yürütüyor. Denetimin zayıflığı ve organizasyon eksikliği, geri dönüşümün toplanmasında kabul gören ‘sonradan ayrıştırma’ yönteminin kabulü çeşitli sorunlara neden oluyor. 

Hanelerde ayrıştırma yönteminin benimsenmesiyle bu sorun büyük ölçüde çözülebilecek. Yine önemli bir çevre kirliliği ve sağlık sorununa yol açan inşaat atıklarının toplanması ve bertarafı konusunda kabul görmüş ‘ücretlendirme’ anlayışıyla bir yere varılamayacağı açık. Merkezi ilçe belediyeleri yurttaşların inşaat atıklarını 5 çuvala kadar ücretsiz taşırken daha fazlasını ücretlendirdiğinden bunların gelişigüzel çevreye atılmasına sebep oluyor. Özellikle Odunpazarı Çağlayan Mahallesi yolunda bertaraf edilmesi artık çok zor hale gelen atıklar çevre ve insan sağlığı için büyük tehlike oluşturmakta. Denetimlerin sıkılaştırılması, atıkların ücretsiz ve bir program dâhilinde toplanması, Keskin Mahallesi’nde bulunan EBB geri kazanım tesisinde efektif kullanılmasıyla sorunlar büyük ölçüde çözülebilecek. Çevre temizlik hizmetleri yani sokak, cadde, bulvar temizlikleri de bu bağlamda ele alınmalıdır ve alınacaktır.”

Eskişehir’in yetersiz alt ve üst yapı sorunlarına değinen Oktay, kâr odaklı yaklaşımın burada da kendisini hissettirdiğini ve yetersizliğin buradan kaynaklandığını belirtti. 

Şebeke suyuna getirilen zamların yurttaşları mağdur ettiğini söyleyen Oktay, sağlıklı ve temiz suya ulaşımın her canlının hakkı olduğunu kaydetti:

“Kentimizde yetersiz alt ve üst yapı sorunları mevcut. Asfalt malzeme sağlamada şirketlere mecbur kalınması yetersiz üst yapı hizmetlerine; birçok kurumun ortak hareket etmesini gerektiren altyapı hizmetlerininse kurumlar arası siyasi çekişmeler nedeniyle programsız ve sorumsuzca yönetilmesine neden oluyor. Ortak karar mekanizmalarıyla ve kâr amaçlı yaklaşımların sonlandırılmasıyla bu sorunlar çözülebilecek. 

Yine temel ve ücretsiz olması gereken şebeke suyuna ulaşıma getirilen zamlarla yurttaşlar mağdur ediliyor. Sağlıklı temiz suya ulaşım her canlının hakkı.”

Ebru Oktay sözlerini “Bizim büyük projelerimiz yok. Proje rant ve talan demek. Bizimse bunlara hiçbir şekilde geçit vermeyecek komünist ilkelerimiz var. Özelleştirmelerin son bulduğu, kamulaştırmanın olduğu, belediye kaynaklarını halk için kullanıldığı, halkın yönetime katıldığı ve kentine dair söz sahibi olduğu bir belediyecilik anlayışıyla pek çok problemi çözmek mümkün” diyerek noktaladı.

‘Gençler buradaki yaşamın hem üretim hem de tüketim tarafında var’

TKP Tepebaşı Belediye Başkan adayı Beste Begüm Yiğit, tiyatrocu ve içerik yazarı. Genç nüfusun önemli bir bölümünün Tepebaşı’nda yaşadığını belirten Yiğit, buradaki gençliğin Tepebaşı’nın ekonomik olarak devinmesindeki en büyük güç olduğunu söyledi. 

Yiğit, belediyenin gençlere açtığı alanın yetersiz olduğunu belirtti. “Tepebaşı’ndan aday olmamın temelinde de hem Eskişehir’deki öğrencilerin önemli bir kısmının burada yaşaması hem de az önce söylediğim okurken çalışma durumu bulunuyor” sözlerini kaydeden Yiğit şunları söyledi:

“Üç sene önce İzmir’den Eskişehir’e taşındım. Üniversiteden yeni mezun olmuştum o zaman, pandemi vardı. İlk önce öğrencilerle sosyalleştim yaşımdan dolayı. Çalıştığım deneysel sahneden de dolayı burada gözlemlediğim çok büyük bir sorun öğrencilerin yaşamları. Neredeyse hiçbiri hayatından memnun değil. Okurken çalışma oranı, benim gözlemlediğim kadarıyla, İzmir’dekine göre burada çok daha yüksek. Tepebaşı’ndan aday olmamın temelinde de hem Eskişehir’deki öğrencilerin önemli bir kısmının burada yaşaması hem de az önce söylediğim okurken çalışma durumu bulunuyor.”

Gençler buradaki yaşamın hem üretim hem de tüketim tarafında var. Tepebaşı’nın kalkınmasını sağlayan çok büyük bir nüfustan bahsediyoruz ama belediyelere baktığımızda gençler için çok da alan olduğunu göremiyoruz ne yazık ki. Bu yüzden birçoğu kendi ilgi alanına yönelemiyor; kimisi parasızlıktan bunu yapamıyor, kimisi vakitsizlikten bunu yapamıyor çünkü para kazanmak için çalışmak zorunda kalıyor birçok genç.”

Gençler arasındaki uyuşturucu kullanımının yüksek olduğunu söyleyen Yiğit, bunun bir nedeninin de gençlerin yoğun olarak çalıştığı kafe ve barlardaki uzun çalışma saatleri olduğunu belirtti. Tepebaşılıların mevcut tabloyu değiştirme derdi olmayan iki adaya mahkûm olmadığını belirten Yiğit şunları kaydetti: 

“Kafe ve barlarda yani gençlerin yoğun olarak çalıştığı yerlerde mesai saatleri çok uzun, gençlik genel olarak sanat gibi uğraş gerektiren alanlara vakit ayıramıyor. Uyuşturucu kullanımının bu denli artmasının bir nedeni de bu. Belediyelerdeki sanatsal, sportif etkinlikler altı boş şekilde, göstermelik yapılıyor. Örnek olsun, belediyenin gençlik sahnesini kullanmak için gençlik sahnesinde yer almak gerekiyor. Dışarıdan bir öğrenci olarak ‘Ben sizin sahnenin kullanmak istiyorum’ dediğiniz zaman ya izin vermiyorlar ya da para istiyorlar. Son olarak, özetlemek gerekirse belediyelerde gençlere daha fazla alan açılması gerektiğini düşünüyorum. Göstermelik olmayan bir Gençlik Meclisi, bu doğrultuda kurulabilir. Tepebaşılılar, tıpkı Odunpazarı ve Büyükşehir’de olduğu gibi mevcut durumu değiştirme vaadi olmayan iki adaya mecbur değil.”