Kemal Okuyan: 'Sol birikimin Türkiye'yi yönetme iddiası kuvvetlenecek'

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Fatih Mehmet Maçoğlu'nun adaylığı ekseninde dönen Kadıköy tartışması ve yerel seçimlerde izleyecekleri tutum üzerine konuştu.

Haber Merkezi

Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Dersim Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu'nun yerel seçimlerde "Türkiye Komünist Partisi'nin çatı partisi altında demokratik, sol-sosyalist güçlerin ortak adayı olarak" İstanbul Kadıköy'den aday olacağını açıklamıştı.

TKP'den yapılan yerel seçim açıklamasında da Maçoğlu'nun Kadıköy'den aday olma isteğinin değerlendirildiği, Dersim'in kapsamlı bir muhasebesinin yapılması gerektiği söylenmişti.

'Meselemiz Kadıköy’de nasıl etkili bir çalışma yürüteceğimiz'

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Haftaya Bakış programında bu hafta Fatih Mehmet Maçoğlu'nun adaylığı ekseninde dönen Kadıköy tartışmasını ve yerel seçimlerini ele aldı. Gazeteci-yazar Volkan Algan'ın sorularını yanıtlayan Okuyan, TKP'nin içerisinde bulunduğu değerlendirme sürecini şu sözlerle aktardı:

"Bu değerlendirme süreci görüşmelere kapalı, sadece kendi bünyemizde yaptığımız bir süreç değil. O süreç belirli bir olgunluğa kavuşuyor. Kısa süre sonra kamuoyuyla paylaşacağız. Kadıköy mü değil mi tartışmasını bıraktık, Kadıköy’de sağlıklı bir çalışma yapıp yapamayacağımızı, nasıl yapacağımızı değerlendiriyoruz."

Türkiye Komünist Partisi ile Sosyalist Meclisler Federasyonu'nun Ovacık'ta başlayıp Dersim'de devam eden ittifak sürecinin 10 yıla ulaştığını hatırlatan Okuyan, iki siyasi yapı arasındaki dostluk ilişkisinin sürdürüleceğini vurguladı.

"Bir iletişim kazasından söz ediyorsak, bu iletişim kazasından çok önümüze bakıyoruz. Türkiye Komünist Partisi’nin açıklaması bir negatif değerlendirme üzerine kurulu değildi. Bizim bir değerlendirmeyi nasıl yaptığımıza dair bir açıklamaydı. SMF ile TKP farklı siyasi programlara sahip örgütler. Bir dostluk ilişkimiz var. Belli bir yerellikte oldukça uzun süren ve büyük ölçüde sorunsuz giden bir ittifakımız var. Türkiye tarihinde 10 yıl sürmüş başka bir ittifak var mı bilmiyorum. Bunu devam ettireceğiz. Şu andaki meselemiz Kadıköy’de nasıl etkili bir çalışma yürüteceğimiz."

TKP'nin yerel seçimlerde nasıl çalışma tarzı izleyeceğine de değinen Okuyan, "Bizi bağlayan şey bu programdır. Tabi ki Türkiye Komünist Partisi’nin genel ilkelerine uygun bir programdır. Kendi ilkelerimizin dışında bir şeyin parçası olmayız ama Türkiye Komünist Partisi’nden ibaret bir program değil bu. Eninde sonunda bir ittifaktan söz ediyoruz. Kadıköy için bizi de Sayın Maçoğlu’nu da diğer katılımcı siyasi yapıları bağlayan şey o program olacaktır" dedi.

'Sol birikimin Türkiye'yi yönetme iddiası kuvvetlenecek'

Kadıköy'ün ölçeğine ve siyasetteki konumuna dikkat çeken Volkan Algan, "Kadıköy’de yerel seçim bile olsa genel siyasete dair hiçbir şey söylemeden bir seçim çalışması mümkün değil" diyerek bu konuda bir anlaşma zemini olup olmadığını sordu.

TKP'nin ilkelerinden ödün vermeden ittifak içerisinde yer alacağının altını çizen Okuyan, ortak çalışmanın devrimci ve sol birikimin Türkiye’yi yönetme iddiasını kuvvetlendireceğini söyledi.

"Laik, cumhuriyet değerleri gibi Türkiye’nin temel meselelerinde Türkiye Komünist Partisi’nin ne dediği belli. Biz buna devam edeceğiz tabi ki. Kadıköy’de bunun her unsurunu sürekli gündemde tutan bir çalışma yürütmeyeceğiz çünkü bir ittifakla giriyoruz. Bu ittifakın Türkiye’ye dair sözü şu: Türkiye’de devrimci birikimin, sol birikimin Türkiye’yi yönetme iddiasını kuvvetlendirici bir çalışma olacak bu. Bu iddiayı taşımaya dönük ne kadar fazla kesim parçası olursa o kadar iyi olur."

'İttifakımızın genişleyeceğini umuyoruz'

Maçoğlu'nun adaylık açıklamasının ardından gündeme gelen iddialardan biri de Türkiye İşçi Partisi'nin Kadıköy’den aday göstereceği, Türkiye Komünist Partisi'nin de bu nedenle Kadıköy'ü tercih ettiğiydi. Okuyan, iddiaları şu sözlerle yanıtladı:

"Bizim Kadıköy’ü tercih etmeme nedenlerimizden bir tanesi de buydu. Türkiye İşçi Partisi, genel seçimlerde bir biçimde burada iyi bir oy aldı. Tamam, Türkiye İşçi Partisi’yle bir anlaşmamız yok, hatta TİP’le problemlerimiz oldu çeşitli nedenlerle. Bu problemler rekabetle ilgili değil. Türkiye’ye dair farklı yaklaşımlarımız var. Ama biz TİP’in belli bir iddia taşıdığı yerde karşısında güçlü bir adayla çıkmayı tercih etmiyorduk. Nedenlerden biri de buydu.

Mesele şu, Türkiye Komünist Partisi bir siyasi bir parti olarak kendi gücü, etkinliği ve stratejisini geçmişte alınan oylar üzerine kuran bir parti değil. Dolayısıyla Türkiye’nin her yerinde bir strateji doğrultusunda iddialı, ağırlık olmaya çalışıyoruz. Tabi ki bazı yerlerde özel olarak iddialıyız. O yüzden bizim beklentimiz şu: Solda nerede iddialı bir çalışma yürütülüyor, güçlü bir aday varsa bu partilerin karşısına aday çıkarmama eğilimindeyiz. Benzer bir şeyi onlardan da beklediğimizi ilan ettik. Dolayısıyla Kadıköy’de çalışmamızın, ittifakın genişleyeceğini umuyoruz."

Kemal Okuyan'ın açıklamalarında öne çıkan diğer başlıklar şöyle:

Halk TV programında Maçoğlu’na neden muhalefete muhalefet ediyorsun, ne işin var Kadıköy’de denildi özetle. Sizce bu sorularda nasıl bir ima var?

Maçoğlu‘nun Kadıköy adaylığı gündeme geldiği andan itibaren sistematik bir sosyal medya kampanyası başlatıldı, benzer argümanlarla, hatta hakaretlere varan şeyler de söylendi. “Burası CHP’ye aittir, başka yere gidin” deniyordu özetle ama değişik varyantları da vardı. Saçma sapan espriler de yapıldı falan, Halk TV’de de sonuçta toplumda da ortaya çıkan, aşağı yukarı herkesin aklına gelen Kadıköy sorusu soruldu. Tabi bu soruları yanıtlamak sadece Maçoğlu’nun değil hepimizin görevi. Dolayısıyla orada gazeteci arkadaşlarımız TV’de ya da başka yerde bu soruları elbette soracaklar bu çok meşru. Bunlar akla ilk gelen sorular, belki soruyu sorma biçimine ilişkin bir değerlendirme yapılabilir ama bunların da bir önemi yok, gazeteci bunları sorar. 

Ama bu sosyal medyadaki kampanya başka bir kampanya yani orada bir operasyon yürütüldü. Ne işiniz var Kadıköy’de? Kadıköy’de nohut mu yetişir? Bu CHP organizasyonu mudur başka bir operasyon mudur bilemeyiz, sosyal medya karanlık bir kuyu. Ama sistematik bir şey yapıldı. Biz bunu püskürtürüz, söyleyecek yüzlerce şeyimiz var. Dediğim gibi yani bu bir gazetecilik sorusu olarak son derece meşrudur, sorulur. Bana da bir gazeteci dostum benzer bir soruyu sorduğunda anlayış gösteririm. “Ne işiniz var Kadıköy’de” deniyor ya biz buradayız zaten yani müteahhitler arası bir seçim olduğunda kimsenin aklına gelmiyor memleketini sormak. Bir yandan tek adam yönetimi denecek, saray rejimi denecek, hiçbir şeye tahammül yok denecek öte yandan da Türkiye’nin herhangi bir yerleşiminde bir siyasi partinin aday çıkarması için gürültü çıkarılacak. Belli alanlarda sözünüzü söyleyeceksiniz belli alanlarda sözünüzü söylemeyeceksiniz böyle bir şey yok. Efendim AKP’nin ekmeğine yağ sürüyorsunuz; neyle AKP’nin ekmeğine yağ sürülüyor. Bu gürültü patırtı üzerinde AKP medyası, şimdi de yıllarca savundukları Maçoğlu’na saldırıyorlar diye yazdı çizdi. Halk TV programını kullandılar ama Halk TV programında çıkmadı bu sorular ortaya, daha önce başladı karalama kampanyası.

Kadıköy falan değil mesele, nerede aday olursak aynı şeyler söyleniyor. CHP’nin çok güçlü bir yer olduğunda burası bize ait gidin, AKP’nin güçlü olduğu bir yerde de diyorlar ki ama burada AKP güçlü bizi desteklemezseniz AKP kazanır, bunun sonu yok. Biz bunları veri almak zorunda değiliz kimse kusura bakmasın. Biz Türkiye’nin her yerinde iddialı olmakla yükümlüyüz. Bizim CHP’ye bir borcumuz yok, başkalarının olabilir ama TKP’nin CHP’ye borcu yok. CHP’ye düşmanlık falan yapmıyoruz, CHP düşmanlık yaptı. Biz CHP eleştirisi üzerinden bir Kadıköy çalışması yapmayacağız biz kendi programımızı ortaya koyacağız. Cumhuriyet Halk Partisi içerisinde bir sürü dostumuz var, böyle bir karşı karşıya geliş üzerinden bir çalışma yürütmeye zerre niyetimiz yok.

“Maçoğlu Kadıköy’de kazanamaz, TKP Maçoğlu’nun siyasi kariyerini bitirmek için mi aday göstermek istedi” diye yazılıyor sosyal medyada. Buna ne söylersin?

Biz açıkladık zaten Kadıköy TKP’nin tercihi değildi bunu Sayın Maçoğlu da biliyor, SMF de biliyor, herkes biliyor. Biz önermedik ama bu noktada TKP kendi istemediği bir şeyi kabullenmek zorunda kaldı diye bir şey de yok, bir değerlendirme yapıyoruz Kadıköy’de nasıl etkili bir çalışma yaparız diye bakıyoruz. Biz tercihimiz değildi derken; istemiyoruz, imkansız, olmaz falan demedik. Bizim önceliklerimiz arasında Kadıköy yoktu. Ve elbette bizim Sayın Maçoğlu‘nun siyasi kariyerini bitirmek gibi bir ajandamız yok, olamaz da.

Şunu söylemek istiyorum, bakın biz çok farklı geleneklerden geliyoruz. Bu seçim sürecinde anlaşamasaydık dahi bizim dostluğumuz bozulmazdı, ben bu konuda çok rahatım. Bizim kimsenin siyasi kariyerini bitirmeye çalışmak gibi ajandamız olamaz, ayrıca Sayın Maçoğlu etkisiz eleman mı da biz bir tuzak hazırlayacağız ona Kadıköy’de, o da oraya balıklama dalacak.  

Defne’de adaylığın erken açıklandığı eleştirisi var, neden ortaklaşmak konusunda çaba sarf etmedi deniyor.

Yıllardır, Türkiye’de sol bir araya gelirse tüm sorunlar çözülür türünden bir algı var. Bizim asıl ihtiyaç duyduğumuz şey solun kendi mahallesi dışında etki yaratması lazım. Defne’de solun bütün renklerinin belli bir ağırlığı var ama Defne’de asıl mesele solun değmediği yerlere ulaşması gerekiyor, şimdiye kadarki ölçeğinin dışında bir etkiye ulaşması gerekiyor. 
TKP’nin Defne’de eskiye dayanan bir çalışması var. Biz depremden önce Defne’deki adayımızı büyük ölçüde belirlemiştik ve kendisiyle görüşüyorduk. Depremin olduğu sırada bizim toplantımız olacaktı, ben Hatay’a gitmek üzereydim. Depremde biz bu çalışmalar yardımıyla da çok hızlı hareket ettik ve bugün kimse inkar edemez; TKP oradaki çalışmalarda öne çıktı. Herkes vardı elbette orada ama TKP öne çıktı. Bir yandan deprem dayanışması yürütürken bir yandan da bu yıkım karşısındaki sorumluluğumuz aklımızdaydı. Bu yıkılan kenti, kendi toplumsal, kültürel dokusu ile uyumlu bir şekilde yeniden nasıl ayağa kaldırırız diye sorduk ve sorumluluktan kaçmamaya karar verdik. Çok erken başladık çalışmaya. Adayımız belli, örgütlenmemiz belli ve bugün Defne’nin her mahallesinde örgütlüyüz. Defne’de başka sosyalist adaylar da çıkarsa buna karar verecek olan halktır.

Ama biz Defne’yi ayağa kaldıracağımızı ve çok anlamlı bir komünist belediyecilik örneği yaratacağımızı düşünüyoruz, gerçekten iddialıyız ve destek de bekliyoruz. 

Ne bekler halk? Dürüst, kendinden emin bir aday bekler, bu var. Ekip bekler, bu var. Halkla birlikte hareket edilmesini bekler, bu var. Program bekler, bu da var.

Dolayısıyla biz epey bir yol almış durumdayız, TKP’ye hayır sen aldığın yolu geri sar denmesini de doğru bulmuyoruz. 

Başkalarının aday gösterme hakkı var, yaparlar. Biz de bakarız duruma ama bizim şu ana kadar gördüğümüz tabloda kendi iddiamızı geri almamızı gerektirecek bir şey de yok ortada.