Kemal Okuyan: Hilafetçilerle milliyetçilerin kavgası Türkiye'yi dağıtır

TKP Genel Sekreteri Okuyan, "Türkiye solu oyun kuramazsa, bir sahayı tutamazsa hilafetçilerle milliyetçilerin kutuplaşması Türkiye'yi dağıtır. Oyun kuramazsanız hilafetçiler kazanır" dedi.

Haber Merkezi

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan'la Haftaya Bakış programında bu hafta Süper Kupa final maçında yaşanan kriz sonrası süreçle ve 1 Ocak'ta İstanbul'da gericilerin yaptığı yürüyüşü değerlendirdi.

Okuyan, "Cumhuriyet düşmanı hilafet sevdalılarının karşısındaki seçenek milliyetçileri mi? Ortada iki karşı taraf mı var? Türkiye solu belirleyen olmazsa bu kutuplaşma nereye varacak?" soruları üzerinden hilafetçilerle milliyetçilerin kavgasını yorumladı.

'Türkiye'de süratli bir şekilde iki kutup ortaya çıkıyor'

Okuyan'ın konuşmalarından öne çıkanlar şöyle:

"Bu tartışmalarda kendisini ifade eden ideolojik, siyasi, kültürel tercihlerin hepsi gerçek. Yapay bir gündem yok. 1 Ocak'taki eylem basit bir Filistin eylemi değildi. Meydan okuma boyutu da vardı. Erdoğan ailesinin en önemli fertleri oradaydı. Aile öne çıktı. Orada önemli bir şey oldu.

Suudi Arabistan'da oynanacak Süper Kupa finali de basit bir tartışma konusu değil. Atatürk duyarlılığı üzerinden o maç oynanmadı değil. Dolayısıyla baktığımız zaman çok süratli bir şekilde Türkiye'de bu gündem üzerinden iki kutup ortaya çıkıyor.

Biraz eskiye gideceğim, Türkiye'de bir Milliyetçi Cephe olgusu vardı. O Milliyetçi Cephe, Türkiye sağının bir blok olarak Türkiye toplumu üzerine çökerttiği bir karanlıktı. Neden? Adalet Partisi geleneği vardı, Milli Görüş geleneği vardı. Türkiye sağının ittifakıydı o. Ya da ırkçı milliyetçi kanatla İslamcı sağcı kanat arasında bir koalisyon vardı. O koalisyonun sokaktaki yansıması Ülkücülerle Akıncılardı. Onun dışında bir sol vardı ve solu etkilemeye çalışan CHP vardı. Orada sağ ve solu ne ayrıştırıyordu peki? Sağ her zaman Amerikancıydı, NATO'cuydu, laikliğe karşıydı. Sol her zaman aydınlanmacıydı. Solun çok büyük bir kuvveti vardı. Sol emekçi halk adına konuşuyordu. Ve güçlü bir işçi sınıfı vardı. örgütlüydü işçi sınıfı. Dolayısıyla sağ-sol ayrışması buradaydı. Türkiye solu bütün varyantlarıyla bugünküne göre çok sağlıklıydı. Türkiye solunun problemi CHP'ydi. CHP'den kurtulamamasıydı.

'AKP yandaşları ve karşıtları şimdi AKP içerisinde çekişiyor'

Geldiğimiz noktada Türkiye'de şöyle bir tehlike var: Bir tarafta laikliği ve Cumhuriyeti açıktan sorgulayan bir kesim var. Bir tarafta bunu tamamen milliyetçi-Türkçü temellerde ve giderek de belli uluslara, halklara dönük düşmanlıkla göğüslemeye çalışan bir milliyetçi kulvar ortada çıkmaya başladı. Bu iki olgu da gerçek olmasına rağmen bu iki olgunun da aynı anda yükselişe geçmesinin ben planlanmış bir şey olduğunu ve çok büyük bir tehlike olduğunu iddia edeceğim.

İki kutup varmış gibi gözüküyor burada ama dikkatle bakalım. Türkiye'de yakın geçmişe kadar en fazla AKP iktidarı tartışılıyordu. AKP yandaşları ve karşıtları. Şimdiyse bu iki kutup AKP içerisinde çekişiyor. AKP içerisinde de yansımaları var. Bugün hilafetçiler, Osmanlı özlemciliği, laikliği tamamen ortadan kaldırmayı hedefleyenlerle; milliyetçi duyarlılığı öne çıkarmaya çalışanların, her iki tarafın da AKP karşılığı var. Sermaye sınıfında da var. Kutuplaşma bu kadar iç içe geçtiyse gerçek mi diye oturup düşünmek gerekiyor. Biz Cumhuriyetçiyiz bunu tartışmıyorum. Ama neyle savunacağız bunları Ali Koç'la mı?

'Cumhuriyetin temellerini sorgularsanız kazanamazsınız'

Türkiye solu oyun kuramazsa, bir sahayı tutamazsa bu kutuplaşma Türkiye'yi dağıtır. Oyun kuramazsanız hilafetçiler kazanır. Cumhuriyetin temellerini sorgularsanız kazanamazsınız. Türkiye Cumhuriyeti kuruluşu ilerici bir adımdır bu bu kadar net."