İsrail’i durduramayan BMGK, Yemen’e saldırının tetiğini çekti

İsrail’in Gazze’deki katliamlarına karşı karar çıkaramayan BMGK Husiler’in Kızıldeniz’deki eylemlerini mahkum etti. Rusya ve Çin çekimser kaldı, emperyalizm bombardıman başlattı.

Dış Haberler

ABD ve İngiltere dün gece savaş uçakları, denizaltıları ve savaş gemilerini kullanarak Yemen’e karşı hava saldırıları düzenledi. Başkent Sana başta olmak üzere Yemen’in bir dizi kentinde patlamalar yaşanırken, ABD ordusu Husilere ait askeri tesisleri hedef aldığını, 60’ın üzerinde hedefi 100’ün üzerinde bombayla vurduğunu duyurdu.

Emperyalizmin tepesindeki iki ülkenin bu saldırısından iki gün önce Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde Husilerin Kızıldeniz’deki gemilere yönelik saldırılarının acilen sonlandırılması istenilen karar tasarısı kabul edilmişti.

7 Ekim’den beri İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü ve 23 binden fazla Filistinlinin öldüğü katliamın durdurulması çağrısı yapamayan BMGK’nin Husilerin Kızıldeniz’de Filistin’e destek için düzenlediği eylemleri mahkum eden bu kararına Rusya, Çin, Cezayir ve Sierra Leone çekimser kaldı.

Rusya ve Çin çekimser kaldı, ABD ve İngiltere saldırı başlattı

Rusya heyeti sivil gemilere yönelik saldırıları kınadığını ancak bu kararın amacının Kızıldeniz'de seyir güvenliğini sağlamak değil, "ABD ve İngiltere liderliğindeki" koalisyonun eylemlerini dolaylı olarak Güvenlik Konseyi'nin onayını alarak meşrulaştırma girişimi olduğunu belirtti. Ancak Rusya kararı veto etmedi, çekimser oy kullandı.

Çin de tasarıda bölgesel gerilimlerin alevlenmesinden endişelenmek için bir sebep olan "belirsizlikler" gördüğünü açıklayarak oylamada çekimser kaldı, kararı veto etmedi.

Rusya ve Çin’in çekimser kaldığı karardan 2 gün geçmeden ABD ve İngiltere Yemen’e büyük bir saldırı başlattı.

 ABD ve İngiltere'nin gece saatlerinde Yemen'e düzenlediği hava saldırısında savaş gemileri, uçakları ve denizaltıların kullanıldığı belirtildi.

Husiler: BMGK ABD-İsrail ablukasından kurtarılmalı

Yemen’in başkenti Sana ve ülkenin büyük bölümünde kontrolü elinde tutan Husiler İsrail’in Gazze’de Filistinlilere yönelik katliamına karşı Kızıldeniz’de İsrail’e giden gemileri hedef alıyordu.

Husiler BMGK kararını "siyasi oyun" olarak niteledi, uluslararası hukuku ihlal edenin ABD olduğunu belirttti. Husilerin Yüksek Siyasi Konsey Üyesi Muhammed Ali el-Husi "BMGK’yi, iki milyondan fazla insanı, Gazze'nin toplu cezaların uygulandığı en büyük hapishane haline gelmesine neden olan ve ölümcül bir silaha dönüşen İsrail-Amerikan ablukasından derhal serbest bırakmaya çağırıyoruz” açıklamasını yaptı.

ABD'nin Afganistan ve Irak saldırıları öncesine benzer bir dil: 'Karmaşık saldırı'

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin bu kararı onayladığı günün öncesinde Salı günü ABD İngiltere ile birlikte Kızıldeniz’deki güçlerine karşı Husilerin füzeler ve insansız hava araçlarını içeren “karmaşık (complex) bir saldırı” başlattığını açıklamıştı. ABD Merkez Komutanlığı’ndan yapılan açıklamada ABD ve İngiliz savaş gemilerinin 18 İHA, 2 gemisavar seyir füzesi ve 1 gemisavar balistik füzeyi düşürdüğü de ileri sürülmüştü.

ABD’nin kullandığı “karmaşık saldırı” ifadesi bu ülkenin daha önce Afganistan ve Irak’a düzenlediği saldırılar öncesinde kullandığı dile benzer olarak dikkat çekerken, Beyaz Saray’dan dün yapılan açıklamada “ABD, Kızıldeniz'de çatışma peşinde değil” iddiasında bulunuldu.

Rusya'dan BMGK'ye acil toplanma çağrısı

Öte yandan BMGK’nin Husilere karşı kararında çekimser kalan Rusya’nın bugün konseyi ABD ve İngiltere’nin Yemen’deki saldırılarını kınamak üzere acil toplantıya çağırması dikkat çekti.

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, ABD ve İngiltere'nin Yemen'e yönelik saldırılarının küresel barış ve güvenlik için tehdit oluşturduğunu belirterek "Yasa dışı koalisyonun maceracı eylemleri, küresel barış ve güvenliğe doğrudan tehdit oluşturuyor" dedi.

Zaharova, ABD ve İngiltere'nin Yemen'e yönelik saldırılarıyla ilgili BMGK’nin acilen toplanmasını talep ettiklerini söyledi.

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Bu gece Amerikalılar, Yemen’de Husilere karşı yeni bir cephe açarak dikkatleri, vesayetinde olan Kiev’deki sorunlu suçlamalardan uzaklaştırdı. Onlarla ilgili sorunlar çok korkunç" ifadelerini kullandı.

73 hava saldırısı gerçekleşti: 5 ölü, 6 yaralı

Husilerin Askeri Sözcüsü Yahya Seri, televizyon kanalına yaptığı açıklamada, bölgedeki gelişmelere ilişkin bilgi verdi.

Seri, "ABD ve İngiltere'nin, İsrail'in Gazze'de işlediği suçların devamına verdiği destek bağlamında Yemen'e 73 saldırı gerçekleştirdiğini" ifade etti.

Saldırılarda başkent Sana, Hudeyde, Taiz, Hacce, Sada illerinin hedef alındığını belirten Seri, saldırılar sonucu Husi silahlı kuvvetlerinden 5 kişinin öldüğünü, 6 kişinin ise yaralandığını kaydetti.

ABD ve İngiltere'nin Yemen halkına yönelik saldırısının karşılıksız kalmayacağını belirten Seri "Yemen Silahlı Güçleri karada ve denizde tehdit kaynağı ve tüm düşmanı hedef almaktan kaçınmayacak" dedi. Filistin halkına desteklerinin devam edeceğini belirten Seri, Arap Denizi ve Kızıldeniz'de, Filistin'in işgal altındaki limanlarına giden tüm İsrail bağlantılı gemilerin geçişlerini engelleyeceklerini söyledi. 

Husilerin Askeri Sözcüsü Yahya Seri: Saldırı karşılıksız kalmayacak.

Husiler: Bu hain saldırganlıkla aptallık ettiler

Husiler, ABD ve İngiltere’nin “seyrüsefer güvenliği” bahanesiyle düzenlediği saldırıların ardından İsrail gemilerini hedef almaya devam edeceklerini açıkladı.

Husilerin Sözcüsü Muhammed Abdusselam, X sosyal medya platformundan yaptığı yazılı açıklamada, "Yemen Cumhuriyeti, İsrail'i korumak ve Yemen'in Gazze'ye destek operasyonlarını durdurmak için yapılan alçak bir Amerikan-İngiliz saldırısına maruz kaldı. Bu hain saldırganlıkla aptallık ettiler" ifadelerini kullandı.

İsrail gemilerini hedef almak dışında uluslararası denizciliğe herhangi bir tehdit teşkil etmediklerini ve ABD-İngiliz saldırılarının hiçbir haklı gerekçesi olmadığını belirten Abdusselam "Yemen'i, Filistin'e ve Gazze'ye destek vermekten caydıracaklarını sanıyorlarsa yanılıyorlar” dedi.

Petrol fiyatlarında artış

Öte yandan ABD ve İngiltere’nin Yemen’de dün gece düzenlediği saldırıların ardından brent petrol fiyatlarında artış yaşanıyor. Tedarik zincirinde daha fazla aksaklık yaşanması durumunda petrol fiyatlarının daha da artabileceği belirtiliyor.

Tüpraş'a gelen petrol tankeri

Yemen’e yönelik saldırının dün Umman Denizi’nde bir petrol tankerine İran tarafından el konulmasının ardından düzenlenmesi de dikkat çekiyor.

Dün Umman Denizi'nde İran tarafından el konulan petrol tankeri

St. Nicholas adlı petrol tankeri Basra Körfezi’nden İzmir Aliağa Limanı’na petrol taşıyordu. Tüpraş dün yaptığı açıklamada Irak devlet petrol şirketi SOMO'dan satın aldığı 140 bin ton ham petrol taşıyan Marshall Adaları bayraklı St. Nikolas isimli gemiyle iletişiminin kesildiğini duyurmuştu.

İran donanmasından yapılan açıklamada “ABD'nin geçen yıl İran petrolünü çalmasının ardından, bu sabah adli kararlara uygun olarak İran donanması St. Nikolas gemisine el koymuştur. Gemi İran limanlarına doğru seyretmektedir” denilmişti.
ABD ise İran’ın gemiye el koymasını kınarken, İran’ın “deniz güvenliğini tehlikeye attığını” ileri sürdü.

Sözkonusu olayın bölgede savaşın genişlemesine yol açabileceği iddialarının ardından Yemen’de İran destekli Husiler’e yönelik saldırı geldi. İran ve Lübnan Hizbullahı saldırıları şiddetle kınadı.

ABD istediği desteği bulamıyor, Cibuti'den füze rampalarına ret

ABD Kızıldeniz’de “seyrüsefer güvenliği” gerekçesiyle oluşturduğu uluslararası askeri deniz gücüne istediği desteği bulamazken, dünkü saldırılara Hollanda, Kanada, Bahreyn ve Avustralya’nın destek verdiğini açıklaması da dikkat çekti. New York Times bu ülkelerin ABD ve İngiltere’nin hava saldırılarına lojistik ve istihbarat desteği verdiğini yazdı.

Öte yandan Kızıldeniz’de Yemen’le kıyı komşusu olan Cibuti'nin başbakanı BBC’ye yaptığı açıklama da ABD’nin bölgede istediği desteği alamayacağına işaret ediyor.

Cibuti Başbakanı Abdülkadir Kamil Muhammed ABD’nin Yemen’e karşı Kızıldeniz’e füze rampaları kurması talebini reddettiklerini açıkladı.

Muhammed, Cibuti’deki Amerikan askeri kampına Yemen’den yönelecek saldırılara karşı Patriot hava savunma sistemi kurulmasına izin verdiklerini belirtirken buna karşın ABD’nin ülkeyi Yemen’e karşı bir savaş üssü haline getirmesine izin vermediklerini söyledi.

Cibuti ABD’nin Kızıldeniz’de Refah Muhafızı Operasyonu (Operation Prosperity Guardian) adıyla kurduğu çok uluslu deniz gücüne katılma konusundaki çekincesini açıklamıştı.

Cibuti Dışişleri Bakanı Mahmud Ali Yusuf da Sana’dan Kızıldeniz’e ve Babülmendep Boğazı’na saldırıları kınamadıklarını belirterek bu saldırıları “Filistinliler için meşru bir rahatlama” olarak nitelemişti.

Politico: AB Kızıldeniz'e savaş gemisi gönderecek

Öte yandan ABD merkezli yayın kuruluşu Politico'ya göre Avrupa Birliği (AB), Husi saldırılarıyla mücadele için Kızıldeniz'e en az 3 savaş gemisi göndermeyi planlıyor.

Politico'nun AB Dış İlişkiler Servisi'ne ait belgeye dayandırdığı haberine göre AB, "Kızıldeniz'den Körfez'e kadar daha geniş alanda faaliyet gösterecek yeni bir AB operasyonu oluşturmayı" hedefliyor.

Şubat sonu başlayacağı tahmin edilen operasyon kapsamında "en az bir yıl süreyle çoklu görev kabiliyetine sahip en az 3 savaş gemisinin" bölgeye gönderileceği öne sürüldü.

Fransa liderliğinde Körfez Bölgesi, Hürmüz Boğazı ve Umman Denizi'ni kapsayan bölgede yapılan ortak gözetleme operasyonu Agenor'u temel alacak operasyona AB ülkelerinden Belçika, Danimarka, Fransa, Almanya, Yunanistan, İtalya, Hollanda, Norveç ve Portekiz'in de katılacağı iddia edildi.