Eski bir DEDAŞ işçisi anlatıyor: Mobbing, eğitimsiz personel, işçi ölümleri…

DEDAŞ, elektrik sattığı Güneydoğu’da halk tarafından yıllardır tartışılan bir şirket. İşçiler nezdinde mobbing, hak gaspı ve iş kazalarıyla anılan şirketi eski bir DEDAŞ çalışanından dinledik.
 

Yekta Armanc Hatipoğlu

Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. (DEDAŞ) Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Batman, Siirt ve Şırnak illerindeki elektrik dağıtımından sorumlu şirket. Önceden devlete ait olan şirketin 2013 yılında satışı tamamlandı. Şirket, o tarihten bu yana altı ile “özel şirket” olarak elektrik satıyor.

DEDAŞ, sorumlu olduğu altı ilde yaptığı hukuksuzluklarla ve DEDAŞ işçilerinin yaşadığı mobbing ve hak gasplarıyla, işçi ölümleriyle gündeme geliyor.

Son olarak 2023’ün temmuz ayında, altı ilde iş bırakan DEDAŞ işçileri, çalışma koşullarının iyileştirilmesini istemişti. Aynı yıl DEDAŞ yönetimi işçilere DİSK/Enerji-Sen’den Hak-İş’e bağlı Enerji-İş’e geçmeleri yönünde baskı yapmış, işçiler bu dayatmanın karşısında durmuştu.

Davut, eski bir DEDAŞ işçisi. 2019’dan 2024’e kadar DEDAŞ’ta çalışan Davut, yaşadığı süreci ve DEDAŞ’ta işçi olmanın ne demek olduğunu soL’a anlattı.

‘DEDAŞ, özelleştirmeden sonra düşük ücretlerle işçi çalıştırmaya başladı’

Konuşmasına, özelleştirmeden önce işçi maaşlarının bu kadar düşük olmadığını söyleyerek başlayan Davut, DEDAŞ’ta çalıştığı sürede yüksek ve alçak gerilimde yaşanan pek çok iş kazasına şahit olduğunu anlattı. İş kazalarıyla ilgili “Bunlar olduğunda kurum hiçbir zaman herhangi bir sorumluluk almadı, almak istemedi” diyen Davut şunları kaydetti:

Önce şunu söyleyeyim: DEDAŞ, özelleştirmeden sonra düşük ücretlerle işçi çalıştırmaya başladı. 2013’ten önce böyle olmadığını duyuyorduk. 2019 yılında ben DEDAŞ bünyesinde bölge personeli olarak, yani altı ilde çalışma koşuluyla işe başladım. Çalıştığım süre zarfında sürekli hem alçak gerilimde hem yüksek gerilimde iş kazaları meydana geldi. Şahit oldum bunlara. Bunlar olduğunda kurum hiçbir zaman herhangi bir sorumluluk almadı, almak istemedi.”

Yüksek gerilimde çalışma potansiyeli olmayan işçiler çalışmaya zorlanıyor, iş kazalarında yaşamlarını yitiriyor

Davut, DEDAŞ’ta yoğun bir mobbing olduğunu kaydederek şunları söyledi:

“İşçilere karşı inanılmaz bir mobbing uygulanıyordu. İşte ‘Bu işi yapacaksın, şu işi yapmak zorundasın, yapmazsan iş çıkışın olur, çocuklarınız aç kalır’ ve benzeri gibi şeylerle sürekli işçilere mobbing uygulandı. 2023 yılında bölge personelliğinden çıkıp trafo üzerinde saha ölçümü yapacağım başka bir birime verdiler beni.”

2020 yılında, yüksek gerilimde çalışma potansiyeli olmayan bir işçinin zorla yüksek gerilimde çalıştırılması sonucu yaşamını yitirdiğini kaydeden Davut, şirketin gözünde işçilerin değersiz olduğunu belirtti:

“Buradan bir arkadaşımıza Bismil’de yüksek gerilimde çalışma potansiyeli olmadığı halde; bunu defalarca yönetime, üst mercilere bildirmesine rağmen ‘Sen bu işi yapacaksın, bu işi yapmazsan işsiz kalırsın, tazminatsız işten çıkarılırsın’ gibi sözlerle bu işi yaptırmaya çalıştılar. Yaptırdıktan sonra işçi arkadaşımız maalesef 2020 yılının mart ayında Bismil’de ölçüm yapması için direğe tırmandığı zaman akıma kapılarak hayatını kaybetti. Burada biz işçiler olarak neyi anladık? Hiçbir şekilde şirket nezdinde işçinin değeri olmadığını. Şirket sürekli kendisine para gelsin, işçi ölse de sorun yok düşüncesinde. ‘Giden gitti, kalan sağlar bizimdir’ diye düşünüyor şirket. Bize değer verilmiyor.”

‘Yönetim cebini doldurdu, herkes kaderine terk edildi’

Davut, çok işçinin bu şekilde can verdiğini söyledi. Yaralanan işçilerin vücudunda kalıcı hasarlar meydana geldiğini kaydeden Davut “Herkes kendi kaderine terk edildi” diyerek şunları söyledi:

Yönetim cebini doldurdu, herkes kaderine terk edildi. Yaralananların vücudunda kalıcı hasarlar mevcut. İşçi sağlığı ve iş güvenliği yasaları ihlal ediliyor. Bu yasalar yüksek gerilimde çalışacak bir işçinin bunu yapma kabiliyeti olması gerektiğini söylüyor ama DEDAŞ işçide bu kabiliyeti aramıyor. Çermik, Çınar, Bismil… Buralar en son iş kazası yaşanan yerler, aklıma gelenler.”

Çalışma yapılırken elektrik verildi, işçi hayatını kaybetti

Yukarıda bahsettiği Bismil örneğinde koordinasyon eksikliğinden dolayı bir işçinin yaşamını yitirdiğini söyleyen Davut, “Elektrik verilmemesi gereken yere, çalışma yapılan yere elektrik verildi, nedeni iletişim kopukluğu” sözleriyle DEDAŞ’taki durumun vahametini ortaya koydu:

Demin bahsettiğim Bismil’de, bir arkadaşımız yüksek gerilimde çalışırken diğer ekip elektrik veriyor. Bu arkadaşımız enerji kapılmasına maruz kaldı, hayatını kaybetti. Normalde elektrik verilmemesi gerekiyor. Ama iletişim kopukluğunda kaynaklı elektrik verildi, arkadaşımızı kaybettik. Oradaki sorumlu saha sorumlusu. Olay yargıda, dava devam ediyor. Kim haklı-haksız, o yargının bileceği iştir.”

‘Personele verilen eğitim kâğıt üstünde’

Son olarak personellere verilen eğitime değinen ve güvenlik tedbirlerine değinen Davut, personellere gerekli araçların verildiğini ancak bu araçları kullanacak bilgili personel olmadığını söyledi. “Araç veriliyor ama bunu yapabilecek personel yetkinliği var mı? Yok” diyen Davut, personel yetkinliği konusunda şunları kaydetti:

Sana OG gerilim dedektörü, yani yüksek derinlikte kullanılan kontrol kalemi dediğimiz OG dedektörü veriliyor. Eldiven, baret vs. veriliyor ama bunu yapabilecek personel yetkinliği var mı? Yok. Personele verilen eğitim kâğıt üstünde. Bu kâğıt üstünde verilen eğitimin amacı da yarın gerilime kapılan bir işçi DEDAŞ’a dava açarsa ‘Bak ben sana eğitim verdim’ demek. Şunu çok net söyleyeyim: DEDAŞ, bünyesinde çalışan işçinin yetkinliğini sorgulamaz. Altı il için de rahatlıkla söyleyebilirim bunu. Bu durumu beğenmiyor musun, kapıyı gösteriyorlar direkt.”