Bir karşılaştırma: SSCB ve Demokratik Almanya Cumhuriyeti spor deneyimi

DAC ve SSCB örneklerine bakıldığında sporun hem toplumsal iktidarın inşa edilmesi sürecindeki işlevleri hem de bilimsel yönünün gelişimi açısından birçok şekilde benzerlik gösterdiği ve zamanından çok ilerde olduğu kesinlikle iddia edilebilir.

Bilim ve Aydınlanma

1949 yılında kurulan Demokratik Almanya Cumhuriyeti spor alanında çok kısa bir zaman diliminde önemli bir yol aldı. DAC Anayasası’nın 18. maddesinde, sporun kültürel, örgütsel, bedensel, toplumsal ve de zihinsel gelişimin önemli bir parçası olduğundan bahsedilmekteydi. “Sosyalist kültürün öğeleri olarak beden eğitiminin, sporun ve turizmin amacı beden ve ruh sağlığına sahip kişilerin yetiştirilmesidir” deniliyordu. Tüm bu faaliyetlerin her Demokratik Alman yurttaşın en doğal hakkıydı. Beden eğitimi, spor, rekreasyon ve bunun topluma ilişkin ortaya konulan tüm değerleri DAC anayasası tarafından güvence altına alınmıştı. Güvence altına alınan, her yurttaşın ‘spor yapma hakkı’, hem boş zamanlarda yapılan faaliyetlerin düzenli hale gelmesini sağlıyor hem de insanların gündelik yaşamlarına dair önemli katkılarda bulunuyordu. Sağlıklı bir yaşam anlayışının oluşturulması ve bunun insan ilişkilerine yansıtılır olgunluğa erişmesi en önemli hedeflerdendi.

DAC’deki En Popüler Sporlar (1973)1

DAC’deki tüm spor örgütlerini bir araya getiren kurum, DAC Jimnastik ve Spor Federasyonu (DTSB) idi.  Bu kurum, diğer toplumsal oluşumlarla ve de özellikle Alman Özgür Sendikalar Federasyonu, Alman Özgür Gençliği, Ulusal Eğitim Bakanlığı ve de halk temsil örgütleriyle iş birliği yapmakta, işçilerin ve de genç emekçilerin sportif ve zihinsel faaliyetlerini bir programa bağlamaktaydı. Bu programlara katılım da 1970 yılından itibaren artmış, 2 milyon civarında seyreden katılımlar, 5 milyon seviyesine erişmişti. DTSB; tüm bu süreci örgütlerken, uluslararası ilişkiler faaliyetleri de yürütüyor ve diğer sosyalist ülkeler ile sportif anlaşmalar yapıyordu. Bunlardan birisi; SSCB ile yapılan “DAC spor örgütleri ve kurumları ile SSCB spor kuruluşları birliği arasında dostça iş birliğinin sağlamlaştırılması ve derinleştirilmesi üzerine dostluk anlaşması” idi. Bu anlaşma ile Sovyetler Birliği ve Demokratik Almanya Cumhuriyeti arasındaki iletişim başka bir alana da taşınmış, iki ülke arasındaki iş birliği kademe atlamıştı. Bu anlamda Demokratik Almanya Cumhuriyeti’nin de organize ettiği Spartakiad2 etkinlikleri de kayda değerdir. Örnek olarak, Demokratik Alman Cumhuriyeti’nin 11. Çocuk ve Gençlik Kış Sporları Spartakiad’ına katılan sporcuların yemin metinleri kesinlikle dikkate değerdir:3

Genç yurttaşlar olarak tüm gücümüzü Demokratik Alman Cumhuriyeti’nin, sosyalizmin ve barışın devamı için harcayacağımıza; okulda, işte, yurt savunmasında ve sporda olanca gücümüzle çalışacağımıza ve Alman Sosyalist Birlik Partisi’nin 11. Parti Kongresi’nde alınan kararların gerçekleştirilmesine yardımcı olacağımıza yemin ederiz. Dürüst sportif yarışmayla gücümüzü ölçeceğiz, sporun ve sosyalist yurdumuzun şerefini korumak amacıyla zafer için savaşacağız.

DAC’da Çocuk ve Gençlik Spartakiad’ları4

Tüm toplum çapında yer alan ve spor birliklerini bir araya getiren DAC Jimnastik ve Spor Federasyonu (DTSB) bir kitle sporu örgütü olarak, hem diğer kamusal güçlerle işbirliği yapıyor hem de ülkedeki spora bedelsiz erişim, gençlerin spor ile kaynaştırılması görevlerini üstleniyordu. DTSB, kısa zaman içerisinde uluslar arası ilişkilerini de geliştirmiş ve toplumu spor ile buluşturmayı başarmıştı.

DTSB, bunların yanı sıra spor kuramı, tesisleşme ve ulusal beden eğitimi programları üzerinde çalışıyor ve Leipzig’teki Alman Beden Eğitimi Yüksek Okulu aracılığıyla da antrenör, hakem, beden eğitimi öğretmeni, spor öğrencisi ve spor hekimi yetiştiriyordu.

Öte yandan, işçi sınıfının en sevdiği spor dalı futbol, Demokratik Alman emekçi sınıfının da ilgi odağıydı. Kulüpler bazında düzenlenen en üst düzey lig olan DDR-Oberliga, BFC Dinamo Berlin, SC Motor Jena, FC Magdeburg, SG Dinamo Dresden, SC Wismut Karl Marx Stadt, SG Planitz, ZSG Union Halle, ZSG Horch Zwickau, BSG Chemie Lepizig, BSG Turbine Halle, FC Hansa Rostock, BSG Turbine Erfurt, FC Carl Zeiss Jena vb. gibi birçok futbol kulübü mücadele etmekteydi. 1949’da Planitz’in şampiyonluğu ile açılıp, 1991’de Hansa Rostock’un şampiyonluğu ile kapanışını yapan ligde en başarılı takım 10 kez şampiyon olan Dinamo Berlin idi. Futbolun, Demokratik Alman halkı için de çekici ve prestijli bir spor dalı olduğuna hiç kuşku yoktu. Diğer branşlarla ilgilenen sporcular ise 1980’li yıllarda kazanılan olimpiyat başarılarında ABD’nin bile önüne geçebilmişti. DAC’nin önünde ise yoldaşı Sovyetler Birliği yer alıyordu. Demokratik Almanya’da sosyalizmin en önemli başarılarından birisi, sporu topluma bedelsiz, eşit ve kitlesel olarak sunabilmesiydi.

Sovyetler Birliği'nde ise sosyalizmin inşası, sporun toplumsal içeriğini ortaya koymuştu. İşçi sınıfının vatanında spora giden kişi sayısı sosyalizmin gelişimi sürecince ve hızlıca artış gösterdi.5

Tüm bu gelişmelerle bağlantılı olacak şekilde ve sosyalizmin ilkeleri çerçevesinde, resmi Sovyet görüşü de sporu fiziksel kültürün bir parçası olarak düşünür, ona toplumcu saiklerle yaklaşır ve dört tamamlayıcı bileşene ayırırdı.6 Bunlar:

  • Örgütlü beden eğitimi (fiziksel eğitim)
  • Oyuncu aktiviteleri ve oyunlar
  • Aktif boş zaman uğraşılarının bütün türleri (sosyal olarak onaylanan) 
  • Örgütlü spor

Ayrıca Sovyet spor yapısını oluşturan bu dört bileşene baktığımızda, bunların tümünün fiziksel bir kültür birikimini içermesiyle birlikte, toplumun genel kültürünün de bir parçası olarak görüldüğü anlaşılmaktadır. Bu anlamda, Sovyet spor deneyiminin bu dört bileşeni bir araya getirebildiğine hiç kuşku yoktur. Bu, Sovyet sporunun farklı bir içerikte örgütlendiğinin esaslı bir kanıtıdır. Sovyet hükümeti, yaratılan yeni insanın komünist toplumun temelini oluşturacak bireyin, ne kadar hayati bir önem üstlendiğinin farkındadır ve Sovyet okulları genç neslin komünist bir anlayışla yetişmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu anlamda Sovyet sporunun temelde bir ‘bilimsel eğitim süreci’ içerdiği de açıktır.7

Sovyetler Birliği’nde okullar, Sovyet fiziksel eğitim sisteminde önemli bir rol oynadı. Her çocuk bu okullara bulunduğu yerellikte katılım gösteriyordu. Fiziksel eğitim, tüm okullarda ve kişi ayırt etmeksizin uygulanan bir eğitim programıydı. Sporun okullarla doğrudan bir ilişkisinin olduğunun kanıtı Sovyet spor paradigmasıydı.

Sovyet gençleri için okul sayıları:8

Sovyetler Birliği’nde 1967 yılında 201.876 kültür-fizik kolektifi vardı. Bunlara katılım ise milyonlar ile ölçülüyordu. Bu kolektiflerin en önemli özelliği ise fabrikalarda, tarlalarda, iş yerlerinde ya da okullarda eşit şekilde sunulması idi. Yine aynı yıl içerisinde ülke sathında toplam 2895 stadyum, 1231 yüzme havuzu ve 42.000 gibi büyük bir sayıda jimnastik salonu vardı.

SSCB’de futbol ise DAC’deki gibi yine işçi sınıfı arasında ayrı bir odak noktası oldu. Sovyetler Birliği’nde bulunan tüm kulüpler farklı bir örgütlenme ile bir araya gelmekteydiler. Bunlar hem gönüllü oluşumlar idi hem de aynı iş kolunda çalışan işçilerin örgütlenmesi ile oluşan takımlardı. Örneğin, 1930 yılında, ‘Proletarian Forge’ (Proletarya Demirhanesi) ismiyle Moskova’da kurulan Torpedo Moskova, Sovyet Rusya’nın 1930-36 yılları arasında traktör, havacılık ve otomotiv endüstri kollarında iş gören işçilerin bağlı bulunduğu sendikanın içerisinde kurulmuş ve lige dâhil olmuştu. Öte yandan, Torpedo’dan daha eski bir zaman diliminde, 1923’te Sovyet Rusya’nın dört bir yanındaki demiryolu işçileri arasından, ‘futbolu en iyi icra eden’ işçilerin bir araya getirilmesiyle örgütlenen Lokomotiv Moskova’da bekliyordu.

Sovyetler Birliği Futbol Şampiyonası’nda bulunan futbol kulüpleri, 1938 yılı:9

1971 yılı itibariyle ise SSCB’de 36 gönüllü spor topluluğu faaliyet gösteriyordu. Sovyetler Birliği’nde spor bilimi de oldukça gelişkin ve üzerinde çalışılan bir alan oldu. Zoya Mironova10 ve onun meslek arkadaşları bu konuda öncülük eden Sovyet insanlarındandı. Sovyet spor bilimi, önde gelen araştırmacılarının katkılarıyla gelişti. Ek olarak, spor faaliyetlerinin bir entelektüel argümanı olarak görev yapan bir yayınevi de vardı. ‘Fizkultura i Sport’ yayınevi, yılda 8 milyon civarında gazete, dergi, kitap vb gibi yazınsal çalışmalar yapıyor ve bunları yayımlıyordu. Bu, sporun bir entelektüel ve bilimsel bir uğraşı olduğunu, bu şekilde kabul edildiğini de gösteriyordu. Bunların tamamı Sovyet spor okulunun bilimsel başarıları arasındadır.

Spor ve fiziksel kültür sosyalist toplumda çok fazla sayıda işleve sahipti. Uyumlu kişilik yapısına katkı, sosyalleşme ve bütünleşme, politik, ahlaki, zihinsel ve estetik eğitim, sağlığın korunması, insanların fiziksel kapasitesinin gelişimi, birikim, bilgi aktarımı ve motorik aktivitede deneyimler, boş zamanın faydalı kullanımı, uluslar arası kültürel temas ve etkileşimlerin ilerletilmesi, geniş uluslar arası temsiller (örneğin daha çok Sovyet temsilcisinin uluslar arası organlarda oluşu), insanlar arasında barış ve dostluğun pekişmesi için mücadele etmek vb. Sovyet spor okulunun hedefledikleri ve başardıkları arasında yazılabilmektedir.11

Son olarak, DAC ve SSCB örneklerine bakıldığında sporun hem toplumsal iktidarın inşa edilmesi sürecindeki işlevleri hem de bilimsel yönünün gelişimi açısından birçok şekilde benzerlik gösterdiği ve zamanından çok ilerde olduğu kesinlikle iddia edilebilir.

İsmail Sarp Aykurt- BAA Spor ve Sosyalizm Komisyonu

  • 1. Gerçekleşmiş Sosyalizm Ülkesi DAC, 1979, ss.232-236. DAC’de ayrıca 24.000 üyeli kano, 19.000 üyeli yelken, 18.000 üyeli bisiklet ve17.000 üyeli boks sporları da yapılmaktaydı.
  • 2. Burjuva spor anlayışının reddiyesi altında oluşturulan kolektif ve amatör bir spor organizasyonu diyebiliriz.
  • 3. Dieter Voigt, Spor Sosyolojisi, Alkım, 1998, s. 66.
  • 4. a.g.e. Gerçekleşmiş Sosyalizm Ülkesi DAC, 1979, ss.232-236.
  • 5. V. Kirillyuk, The Soviet Union Today and Tomorrow, Novosti Press.
  • 6. Novikov, A.D. and L.P. Matwejew (eds.). Teoriya fizicheskovo vospitaniya cc. 95-136.
  • 7. V. Zilberman, Physical Education in the Soviet Union, McGill Journal of Education.
  • 8. V. Kirillyuk, The Soviet Union Today and Tomorrow, Novosti Press.
  • 9. N. A. Kiselev (Ed.). 70 futbol’nykh let, c. 144.
  • 10. Sovyet paten sporcusu, spor psikoloğu ve cerrah. Detaylı bilgi için bkz. http://www.wikizero.co/index.php?q=aHR0cHM6Ly9lbi53aWtpcGVkaWEub3JnL3dp…
  • 11. Ponomaryov, N.I., ‘Sport i obshchestvo’, Teoriya i praktika fizicheskoi kul’tury, c.72.