AKP ve MHP oylarıyla reddedilen hayat: Ortada bir Meclis var mı?

Ekonomik kriz, iş cinayetleri, deprem bağışları, sansür... Hayatın her alanında yaşanan sorunlar AKP ve MHP oylarıyla yok sayılıyor. Yasama yetkisini kullanamayan Meclis, işlevini sorgulatıyor.

Emre Alım

Meclis önce AKP çoğunluğu sayesinde fiilen, 2018’den bu yana da anayasal olarak etkisizleştirildi. MHP ile kurulan "ret" ittifakı bu durumu perçinledi. Sayıları binleri bulan soru-araştırma önergeleri ve kanun teklifleri neredeyse boş salonlarda tartışmasız geri çevriliyor.

Meclis artık o kadar işlevsiz hale geldi ki, neredeyse "yasama" yetkisini tamamen kaybetmiş durumda. Yasama ve yürütme, bizzat Erdoğan eliyle ve patronların isteğiyle "hızlı" şekilde hayata geçiyor.

Bu hızlı süreç içerisinde deprem yardımları, kadın cinayetleri, siyasi cinayetler, öğrencilerin barınma koşulları gibi araştırılmayı ve çözülmeyi bekleyen onlarca sorunaysa yer yok. Muhalefet partilerinin, hatta bazen de kendilerinin sunduğu önergeler hep "AKP ve MHP oylarıyla..." diye başlayan o cümleyle kayboluyor.

Hayata dair neredeyse her şeyi reddeden AKP ve MHP'nin son aylardaki performansı şöyle: 

Deprem bağışları

6 Şubat depremlerinin ardından depremzedelere yardım etmesi beklenen devlet, halktan yardım istedi. Çok sayıda televizyon kanalının ortak yayınında patronlar, kamu kurumları ve yurttaşlar tarafından 115 milyar lira toplanacağı taahhüt edildi. 

CHP, kampanyada toplanan bağış miktarının ve bunların kullandığı yerlerin araştırılması için araştırma önergesi verdi. AKP ve MHP milletvekilleri reddetti.

2023 Temmuz'undaki oylamanın ardından bağışların akıbeti bütçe istatistikleri üzerinden anlaşılmaya çalışıldı. Hâlâ ne kadarının toplanabildiği bilinmeyen bağışların AFAD'a transfer edildiği tahmin ediliyor. Ancak veriler AFAD'ın bu paranın tamamını harcamadığını gösteriyor. Aynı dönemlerde artan "sosyal yardımlar" bu miktarın seçim öncesi dağıtılacağı şekilde yorumlandı.

Türkiye'den İsrail'e gönderilen mallar

Türkiye'nin İsrail'e gönderdiği malların içeriği ve miktarı ile Gazze'deki durum üzerindeki etkisinin araştırılması istendi.

Önergeyi sunan Saadet Partisi, "Türkiye limanlarından kalkan 300'den fazla geminin ve yine sayıları yüzleri bulan kargo uçağının İsrail'e ham petrol, yakıt, gıda, demir-çelik, çimento, tekstil ve benzeri ürünleri taşıdığı bilinmektedir" dedi.

İYİP ve CHP destek verdi. Sonuç değişmedi.

Haberlere getirilen erişim engelleri

Haberlere jet hızıyla gelen erişim engeli kararları çoğaldı. Öte yandan erişim engeli kararlarıyla ilgili yargıda da bazı iddialar ortaya atıldı.

İstanbul Anadolu Adliyesi’nde para karşılığında erişim engelleme ve tahliye kararları verildiğini bizzat Cumhuriyet Başsavcısı söyledi. CHP bu iddianın araştırılması için Meclis'e başvurdu.

Erdoğan'ın daha sonra terfi ettireceği başsavcının aksine AKP İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı "22 yıldır ifade özgürlüğü konularında devrim niteliğinde adımlar atıldı" dedi.

Öneri yine reddedildi.

KYK yurtlarındaki can güvenliği

Kötü barınma koşulları ve baskıcı yöneticilerle anılan KYK'ya bağlı bir yurtta asansörün düşmesi, Zeren Ertaş'ın ölümüne neden oldu. Öğrenciler Türkiye'nin dört bir yanında sokağa çıktı, yaşadıkları yurtlardaki sorunları anlattı.

CHP, KYK yurtlarındaki sağlık ve can güvenliği sorunlarının araştırılması için Meclis'e araştırma önergesi verdi. İYİP "Devleti, milletin gözünde bu hale düşürmeye hiç utanmıyor musunuz" diyerek, HEDEP'se (değişen adıyla DEM Parti) "Bu cinayetler politiktir" diyerek destek verdi.

Araştırma önergesi iktidar partisi ve ortağına takıldı.

Kadına yönelik şiddet

HEDEP, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Gününde kadına şiddetin araştırılmasını talep etti. Sadece 10 ayda 350 kadının öldürüldüğü hatırlatıldı, "Şüpheli ölüm değil cezasız bırakılan kadın cinayetleri vardır" denildi.

Konuşmalar sırasında Genel Kurul salonu neredeyse boştu. AKP ve MHP milletvekilleri oylama öncesinde salona girdi, ellerini bu defa kadın cinayetlerinin araştırılmaması için kaldırdı.

Hrant Dink ve Tahir Elçi cinayetleri

Hrant Dink ve Tahir Elçi cinayetleri aradan geçen yıllara rağmen hâlâ aydınlatılamadı. Katiller serbest kaldı ama tetiği çektirenler aranmadı. İki cinayetin de araştırılması için ayrı ayrı önergeler verildi. "Tahir Elçi'yi kim öldürdü" diye soran HEDEP, Hrant Dink'in siyasi saiklerle öldürüldüğünün altını çizdi ve cinayetlerin tüm yönleriyle incelenmesini istedi.

AKP ve MHP iki önergeyi de reddetti.

Kara para aklama

Geride bıraktığımız ayların en çok konuşulan başlıklarından biri sosyal medya ünlülerinin şaşaalı hayatlarıyla ortaya çıkan kara para oldu. 

Lüks araçlar, altın tozlu kahveler, gül dolu havuzlar, bir günde harcanan yüz binlerle gündeme gelen Polat ailesi ve Candan Kardeşler kara para aklama, vergi kaçırma ve dolandırıcılık gibi suçlamalarla tutuklandı.

Sosyal medya kullanıcılarının fark ettiği vergi kaçakçılığı, kamuoyunda artan tepkilerin ardından MASAK araştırmasına konu olabildi.

Gözler önünde yaşanmasına rağmen yıllarca araştırılmayan kara para Meclis gündemine de taşındı. Görüşmelerde muhalefet partileri kara para gelirlerinin soruşturulmasında ortaklaştı. AKP ve MHP bu talebi de görmezden geldi.

Son dönemde reddedilen Meclis Araştırma önerlerinin bir kısmı şöyle:

  • Döviz kurunda yaşanan artışlar
  • Kur garantili mevduat sisteminin getireceği borç yükü
  • Türkiye-Katar ilişkilerinin maliyetleri
  • Sözlü sınavlar, şaibeler, yanlış uygulamalar
  • Sağlık emekçilerinin yaşadığı sorunlar
  • Tarikat ve cemaat yurtlarında yaşanan sorunlar
  • İş cinayetlerinde yaşanan artışlar
  • Türk Telekom özelleştirmesinde devletin uğradığı zarar
  • Motokuryelerin sorunları

Hızlarını alamayıp Erdoğan'ın projesini reddettiler

AKP ve MHP'nin ''ret'' ortaklığının bir diğer adresi de belediye meclisleri. Pis su tehdidi altındaki Ankara'da Büyükşehir Belediyesi, Tatlar Atıksu Arıtma Tesisi’nin iyileştirme projesi için Cumhurbaşkanlığı’na başvurdu. Erdoğan’ın onayladığı projeyi AKP ve MHP’li belediye meclisi üyeleri reddetti. Savunmalarındaysa “Giderayak, ‘Biz yapacaktık da yaptırmadılar’ demek için gündeme alındı” dediler. Tesis için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ceza kesmiş, Ankara Valiliği de "Acil yapılmalı" demişti.

Ortada bir Meclis var mı?

103 yaşındaki Meclis, artık fiilen ortadan kalkmış durumda.

Yasama yetkisini dahi kullanamaz hale gelen Meclis, patronların hızlı taleplerine yeterli sürede yanıt veremeyince gündeme gelen "başkanlık sistemi" ve Erdoğan'ın kararnameleriyle artık iyice işlevsiz hale geldi.

Vekillerin büyük bölümü artık bu görevi belediye başkanlığı öncesi basamak olarak görürken, gündeme ise aldıkları maaş, Meclis'teki tuhaf tartışmalar ve boş sıralar gündeme geliyor.

Erdoğan dahi vekillerin Meclis'e gitmemesinden şikayetçi olmuş, vekillerin oturuma daha fazla ilgi göstermesini istemişti. Ancak buna karşın Meclis sıraları bomboş kalmış, Erdoğan'ın talimatı dahi işe yaramamıştı.

Aynı tablo meclis muhalefetinde de geçerliyken, Meclis'e uğramayan muhalefet vekilleri nedeniyle geçmesi engellenebilecek kimi düzenlemelerin kolayca geçtiği görülüyor.