Çikolota gibi mi, göreceğiz

Ukrayna’da seçimleri kazanarak Devlet Başkanlığı koltuğuna oturan Petro Poroşenko sadece çikolota kralı olarak tanınır ama ülkesinde pek de yabana atılmayacak bir politikacı. Ukrayna’da hem AB karşıtı hem de AB yanlısı iki hükümetle çalışmak gibi bir özelliği var. Şimdi başkanlığı sırasında hem batıyla hem de Rusya’yla iyi geçinmeye çalışacak. İlk açıklaması bu yöndeydi. Ukrayna halkının aslında Turuncu Devrim denen emperyal palavraya itibar etmediği de “gaz yolsuzluğu” nedeniyle hapse tıkılan Yulya Timoşenko’yu yeniden başkan seçmemesiyle, tam tersine adeta sandığa gömmesiyle ortaya çıkmış oldu. Seçimin sonuçları bir bakıma Ukrayna’da olanın bitenin seçmen tarafından da farkına varıldığını gösteriyor.

Bu nedenle Poroşenko’nun “Rusya, Ukrayna için yaşamsal ortak” demesi anlamlı bir hayli. Yani onun gibi düşünen milyonlarca seçmen var. Çikolota kralının yapacağı ilk iş, Rusya bu yönde bir çalışma henüz yok dese de, Moskova’yı ziyaret etmek olacak. Bu yönde seçim öncesi, sonrası defalarca görüş belirtti Poroşenko. Batı için de iyi bir tercih olduğu düşünülebilir Poroşenko’nun çünkü batı artık Rusya karşıtlığı üzerinden Ukrayna’da bir rol oynamanın imkansızlığını kavramış durumda. Öyle görülüyor. AB’nin de ABD’nin de Rusya’yı gözden çıkarma politikalarının iflas ettiği ülkelerden biri de Ukrayna oldu haliyle. Orada iki ülke arasındaki, uzaktan bakanın kolay anlayamayacağı derin, köklü ilişkilerin farkına varılması kolay olmayabilirdi, ama şimdi anlaşılmış olmalı. Rusya’nın defalarca işgal niyeti olmadığını belirttiği Ukrayna’da yabana atılmayacak sayıdaki Rus kökenliyi hesaba katmadan, onlara yönelik sağcı reflekse destek verilmesi, ülkenin doğusundaki ayrışmaları hızlandırdı. AB - ABD politikalarının doğal sonucudur bu. Yoksa Rusya’nın Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra Ukrayna ile “iyi komşuluk” ilişkilerinde kötüye gidiş yoktu. Ukrayna liberalleri ile batının sermayesine eklemlenme niyetindeki “nev zuhur” zenginlerinin açgözlülükleri ülkeyi bugünkü duruma getirdi. Krizin derinleşme olasılığı da halen mevcut tabii.

Şimdi Poroşenko, AB’yi darıltmadan, Rusya’yı kızdırmadan bir politika izlemek zorunda. Halkın bu politikaya destek vermesi de kendisini tercih etmesinden belli. Dolayısıyla Ukrayna hükümetinin yol haritasının köşe taşları, dengeyi korumaktan ibaret olacak. Önce bunun sağlanması gerekir.

Tabii çikolota kralı, herşeyden önce ülkenin doğusunda yaptığı askeri saldırganlığı durdurmak zorunda.

İşte o zaman mesele “tadından yenmez” olur ki, Çikolota Kralı’na o zaman biz de bir selam yolarız.