Kes

Bir ülkede başbakana “kes sesini” denmiş olması, tahammül kültürünün gelişkinliğini göstermesi açısından elbette çok güzel bir şey. Demokrasisi gelişmiş toplumlarda doğal olduğunu sandığımız bu tür tutumların son örneğine İngiltere’de rastladık en son. İngiliz yayın kuruluşu BBC’de yayınlanan, sunuculuğunu Andrew Marr’ın yaptığı “Sabah” programına konuk olan İngiltere Başbakanı David Cameron konuşmasını uzatınca Marr’ın “kes sesini” uyarısıyla karşılaştı.

Hangi tonla söylendiği önemli. İngilizce’ye vakıf olanlar “kes sesini” çıkışının çok sevimli bir tonda da söylenebileceğini, karşısındakini kırmayacağını da bilirler. Ancak videoyu izlediğimde bunun pek öyle olmadığı görülüyor. Bana sorarsanız sunucu ağzından kaçırdı bunu. “Kes sesi”ni gerçekten de biraz kaba kaçmış. Politikacılara, başbakan da olsa, böyle seslenilmesinden rahatsızlık duyduğumu söyleyemem ehrhalde. barolar Birliği Başkanı’nın çok aklı başında eleştirilerini bile başbakana saygısızlık kabul eden Faruk Loğoğlu muyum ben?

Kabalık mı yapılan, evet. “Kes sesini” çıkışı tabii ki “küstah”ca. İnsan ilişkilerinde tahammülsüzlüğü ortaya koyan bir içeriği olduğu belli. Kime söylenirse söylensin. Bu anlama gelen ifadelerin dile getirilmesi hoş değil, ister başbakan olsun ister baro başkanı,, ister başbakan söylesin, ister sunucu. Hoş değil.

Ama bunun yanında özür de var. Lafı uzatttığı için “kes sesini” dediği başbakandan özür dileyen sunucu ile lafı uzattığı için sunucudan özür dileyen bir başbakan var ortada. “Kabalık”, “küstahlık” nasıl berhava oluyor görüyorsunuz. İkisi de insanlık halleri çünkü. kabalaştın mı özür dileyeceksin. cameron asla o sırada bir başbakan olduğunu düşünmedi bana sorarsanız. başbakanlığın, kişiliğiyle ilgili olmadığını bilecek bir terbiyeye sahip kim ne derse desin.

Ben Andrew Marr’ı pek bir severim. Sunuculuğundan falan değil, doğrusu seyretmedim de doğru dürüst. Ama onun başta britanya tarihi olmak üzere bir çok kitabına sahibim. hayranşığım da buradan gelir. Entelektüelliğin ona verdiği kimi haklar var. kes sesini demek dahil. Kabalaşma hakkı diyelim biz buna. Bizim memlekette aklıevvelin biri “günah işleme özgürlüğü”nden söz edebiliyorsa Marr’ın entelektüel düzeyi yüzüsuyu hürmetine başbakan da olsa karşısındakine “kes sesini” demesini anlaşılabilir bulurum ben.

Kıyamet de kopmadı. Elalem, tek kelimeyle konuşmuyor buralarda. Bir kaç kelime olsun bilmeli insan.

“Edepsiz” de, bununla yetinme, ondan sonra git her yerde konuş. İki kelimeden başka söyleyecek lafın olmasın.

Olmaz.