Demonte: Parçaların bütününden fazlasıdır hayat

“Demonte”, hayatın montajına dair sorular soruyor.

Buğrahan Aydın

Daha önce “Güzel Son” oyunuyla Afife Tiyatro Ödülleri'nde Cevat Fehmi Başkut Özel Ödülü'ne layık görülen Hakan Tabakan’ın kaleme aldığı, Işıl Kasapoğlu'nun yönettiği, Nilay Erdönmez ve Cem Zeynel Kılıç'ın sahnelediği Demonte, Fişekhane’de izleyicileriyle buluşuyor.

"Parçaları bir araya getirmek zannettiğimiz kadar kolay olmayabiliyor veya kurduğumuz, arzuladığımızla benzer bile olmaz ya da insan insanın kurgusu bile değildir" diyen oyun, gerçekçiliği ve iyi oyunculuk performanslarıyla, evli bir çiftin hikâyesi üzerinden kurduğumuz ilişkileri ve bu ilişkilerde neleri yapıp neleri yapmadığımızı sorgulatıyor.

Oyunda otuzlu yaşlarının sonunda olan Aliye ile Yalçın, o gün ve akşamında, hatta gece boyunca çok eğleneceklerini düşünerek yeni taşındıkları evlerine demonte mobilya alıyorlar. Oyun boyunca bir araya getirmeye çalıştıkları parçalar, ilişkilerinin derinine indikçe bir araya gelmemekte inat etmeye başlıyor.

Demonte’de hamile Aliye’nin monte etme arzusu ve çabasını, Yalçın’ın beceriksizliklerini izliyor, kurmaya çalıştıkça dağılan demonte mobilyaların aslında bir eve sıkışmış hayatları olduğunu görüyoruz. Hayatın her zaman demonte mobilyaların olduğu gibi bir kullanım kılavuzunun olmadığını, birbirimizden çok farklı olduğumuzu düşündüğümüz noktalarda karşımızdakiyle aslında aynı sayfada olabileceğimizi Aliye ve Yalçın'la birlikte hatırlıyoruz.

Oyunun iddiası, Woody Allen’ın dediği gibi, “bütün cevaplarınıza sorularının olması”. Demonte'nin 3 Mayıs ve 24 Mayıs tarihlerinde Fişekhane'de ilişkilerimizi oluşturan dinamiklere, yargılarımıza, peşin algılarımıza dair izleyicilerine sunduğu soruları var.