Amasra Maden Katliamı davasında ara karar: 3 kişi tahliye edildi

Amasra'da 43 madencinin yaşamını yitirdiği patlama sonrası başlayan davanın bugün görülen duruşmasında 3 kişi ev hapsiyle serbest bırakıldı.

Haber Merkezi

Bartın'ın Amasra ilçesinde Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) bağlı işletmede 14 Ekim 2022'de meydana gelen patlama sonrası 43 maden işçisi yaşamını yitirmiş, 9 işçi de yaralanmıştı.

Patlamaya ilişkin 7'si tutuklu 23 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Davanın 7. duruşmasında madende keşif yapılmasının mümkün olup olmadığına dair hazırlanan ön raporun sonuç kısmı okundu. Raporda keşif yapılması ve barajların açılmasının hâlâ tehlikeli olduğu ve ancak su basılması halinde tehlikenin azaltılabileceği belirtildi.

'Bizim sorumluluğumuz değil diyemezsiniz'

Çağdaş Hukukçular Derneği'nin duruşmadan paylaştığı bilgilere göre, Av. Derviş Emre Aydın, "Yatırımlar yapılmadı, bizim sorumluluğumuz değil diyemezsiniz. Yatırım sizin sorumluluğunuz değilse, üretimi durdurmak sizin sorumluluğunuz. Bakanlık raporunda bu tespit var, bizi ilgilendirmez diyemezsiniz" diye konuştu.

3 kişi adli kontrolle serbest 

Savcılık tutuklu sanıkların tutukluluğunun devamına dair mütalaa bulunurken, mahkeme tarafından verilen ara kararla Şahan Kahraman, İbrahim Hakan Mengeş ve Levent Aydın'ın "konutu terk etmeme" ve "yurtdışına çıkış yasağı" adli kontrolleri ile tahliyelerine karar verildi. Dosyanın soruşturma aşamasındaki heyete bilirkişi raporu düzenlenmesi için tevdiine karar verildi.

Diğer tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilirken duruşma 6 Ağustos tarihine ertelendi. 

ÇHD çıkan ara karar için, "Verilen tahliye kararları işçi katillerinin nasıl kollandığına yeni bir örnektir. Amasra için adalet demeye ve davamızı takip etmeye devam edeceğiz" açıklamasını yaptı.

Madenci yakınları da karara tepki gösterdi.

CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu ise karar sonrası yaptığı açıklamada “1,5 yıl önce madenciler nasıl göçük altında kaldıysa bugün de adalet göçük altında kaldı. Bizim olası kasttan yargılansın dediklerimizi bir bir ev hapsiyle tahliye ediyorlar. Biz tüm sorumluların yargılanması lazım dedik. Amasra Müessesesi’ndekiler yetmez, Türkiye Taşkömürü yetkilileri, teftişten sorumlu Bakanlık yetkilileri nerede, dedik. Soruşturma iznini 16 ay sonra verdiler. Şimdi de ev hapsi kararı alındı. Bu adaletsizliği kabul etmiyoruz. Soma Davası gibi 10 yıl da sürse adalet mücadelemiz sürecek” diye konuştu. 

Davanın geçmişi

Nisan ve mayıs aylarında iki celse ve 7 gün süren duruşmalarda tutuklu ve tutuksuz sanıkların, 4-25 Temmuz'da müşteki ifadelerin alınmış, 16-18 Ekim ve 15-17 Kasım'da ise 145 tanık dinlenmişti.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, patlamaya ilişkin Türkiye Taş Kömürü Kurumu (TTK) eski Genel Müdürü Kazım Eroğlu ile eski Genel Müdür Yardımcısı İsmail Güner hakkında "görevi kötüye kullanma" suçlamasıyla soruşturma izni verilmişti.

Madende hekim bile olmadığı ortaya çıkmıştı

Maden ocağında, kadrosu olmasına rağmen baştabip, tabip, işyeri sağlık görevlisi çalıştırılmadığı; ocakta eksik sayıda mühendis ve personel ile çalışıldığı ortaya çıkmıştı.

Müessesede 476 pano ayak üretim işçisinin yapacağı işin 166 işçiye yaptırıldığı da belirlenmişti.

Kadrodaki eksiklikler pano ayak üretim işçisiyle de bitmiyordu. Madendeki patlamaları yapan barutçu sayısının da az olduğu belirlenmişti. Soruşturma dosyasına giren tutanakta, “Barutçu norm kadrosunda 39 personelin olması gerekirken bir adet fiili personel olduğu tespit edilmiştir” denildi.

'Baştabip, tabip yok, sağlık personeli yetersiz'

Tutanakta, ocakta işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda yeterli personelin çalıştırılmadığı ve hatta kadrolu hekimin bile bulunmadığı anlatıldı. Bu durum tutanakta şöyle açıklandı:

“İlgili kurumun göndermiş olduğu listede, norm kadro olarak toplamda 6 adet teknik uzman unvanında personel olması gerektiği, ancak kurum içinde bu unvanda herhangi bir personelin olmadığı; sivil savunma amiri olarak bir adet personelin olması gerekirken bu unvanda gözüken kimsenin olmadığı; şef unvanında toplam 17 adet personelin olması gerektiği, kurumda şef unvanında görevli 13 personeli olduğu; mühendis unvanında toplam 36 adet personelin olması gerektiği, kurumda mühendis unvanında 28 adet personelin olduğu; tekniker unvanında 25 adet personelin olması gerektiği, kurumda tekniker unvanında 19 personelin olduğu; baştabip unvanında bir adet personelin olması gerekirken bu unvanda gözüken personelin olmadığı, tabip unvanında iki adet personelin olması gerekirken bu unvanda gözüken personelin olmadığı, sağlık memuru unvanında altı personelin olması gerekirken bu unvanda toplam beş personelin olduğu tespit edilmiştir.”

Kaza sonrası yapılan incelemede madende hekim bile olmadığı ortaya çıkmıştı.

'İşyeri sağlık görevlisi bulunmuyor'

Tutanakta ayrıca, “İşyeri sağlık görevlisi norm kadrosunda dört adet personel olması gerekirken bu kadroda hiç fiili personelin bulunmadığı tespit edilmiştir” denildi.

Norm kadrolar eksik

Tutanakta, eksik personele ilişkin diğer bilgiler şöyle sıralandı:

“- Yer altı maden nezaret (başmühendis) norm kadrosunda 7 personel olması gerekirken 6 adet fiili personel,
- Hazırlık işçisi norm kadrosunun 107 personel olması gerekirken 26 fiili personel,
- Barutçu norm kadrosunda 39 personelin olması gerekirken 1 adet fiili personel,
- Mekanik işçiliği norm kadrosunda 39 personelin olması gerekirken 19 adet fiili personel,
- Elektrik ve elektronik işçisi norm kadrosunda 15 personelin olması gerekirken 10 adet fiili personel,
- Sondaj işçisi norm kadrosunda 9 adet personelin olması gerekirken 5 adet fiili personel,
- Tulumba işçisi norm kadrosunda 1 adet personelin olması gerekirken bu kadroda hiç personel,
- Yerüstü bölümünde nezaretçi norm kadrosunda 3 adet personelin olması gerekirken 1 adet fiili personel,
- Lavuar işçiliği norm kadrosunda 25 adet personelin olması gerekirken 10 adet fiili personel,
- Nakliyat işçiliği norm kadrosunda 24 adet personelin olması gerekirken 12 adet fiili personel,
- Kuyu vinç işçisi norm kadrosunda 12 personelin olması gerekirken 8 adet fiili personel,
- Mekanizasyon ve pres işçiliği norm kadrosunda 47 personelin olması gerekirken 13 adet fiili personel,
- Elektrik işçisi norm kadrosunda 20 personelin olması gerekirken 7 adet fiili personel,
- Kaynak işçisi norm kadrosunda 10 adet personelin olması gerekirken 4 adet fiili personel,
- Kompresör-cihaz kullanım bakım ve tamir işçiliği norm kadrosunda 15 personelin olması gerekirken 4 adet fiili personel,
- Laboratuvar işçiliği norm kadrosunda 3 personelin olması gerekirken bu kadroda fiili personelin bulunmadığı tespit edilmiştir.”

Metan gazının yükselmesine neden olduğu belirtilen pervanenin, savcılık fezlekesine göre "keyfi olarak değiştirilmediği" ortaya çıkmıştı.

İşçiler resmi belge olmadan farklı vardiyalarda çalıştırıldığı anlaşılmıştı.