Koçtaş patronlarının en iyi bildiği iş: Kıdem tazminatı ödemeden nasıl işçi çıkartılır!

Koçtaş emekçilerine yönelik hak gaspı, sömürü ve mobbingin sonu gelmiyor. Geçen hafta yayımladığımız "Koçtaş'a gidiyorum, işimi hiç sevmiyorum" başlıklı söyleşiden sonra haber merkezimize ulaşan pek çok Koçtaş mağduru, yaşadıkları hak gasplarını anlattılar... Koçtaş patronlarının en iyi bildiği iş, bir yılı doldurmasına bir gün kala işçi çıkartıp kıdem tazminatı ödememek!

Ahmet Çınar

“Koçtaş’a gidiyorum, evimi çok seviyorum” sloganıyla faaliyetini sürdüren Koç Holding’e bağlı yapı market, dekorasyon ve ev yenileme mağazası Koçtaş’ta çalışanlar, geçen hafta yayımladığımız "Koçtaş'a gidiyorum, işimi hiç sevmiyorum" başlıklı röportajımızdan sonra haber merkezimize ulaşarak kendi yaşadıkları hak gaspı, psikolojik baskı ve mobbingi anlattılar.

Koçtaş'ta işçi olmanın her an hak gaspına, sömürüye, sürgüne, psikolojik baskıya maruz kalmak olduğunu kendi yaşadıkları örnekler üzerinden aktardılar... 

KOÇTAŞ'TA YAŞAYABİLECEKLERİNİZ: BASKI, SÜRGÜN, MOBBİNG... 

21 yaşındaki bir Koçtaş emekçisinin yaşadıkları, bu kuruma benzeyen mağazalarda emek sömürüsünün hangi noktaya geldiğini gözler önüne seriyor. 

Anlatılanlarda öğreniyoruz ki Koçtaş'ta çalışırken başınıza şunlar gelebilir: Bir gün iş sözleşmenizin "sezonluk" olduğunu öğrenebilir, işten çıkarılabilirsiniz... İtiraz ettiğinizde mağaza müdürleri veya müdür yardımcıları üzerinizde psikolojik baskı kurabilirler... Baskılara boyun eğmediğinizde başka bir mağazaya sürülebilirsiniz... Sürüldüğünüz mağazaya gittikten kısa bir süre sonra bir yılınızı doldurmaya bir gün kala işten çıkarılabilirsiniz... Yani kısacası, patron ihbar tazminatını verememek, kıdem tazminatını ödememek için her türlü numarayı çekebilir... 

İşte haber merkezimize ulaşan 21 yaşındaki bir Koçtaş emekçisinin başına gelenler... Biz sorduk, o anlattı...   

İşten atılmış bir Koçtaş emekçisisiniz... Neler yaşadınız, anlatabilir misiniz? 

21 yaşındayım bundan bir buçuk sene önce Koçtaş ile iş görüşmesine gittim. Görüşmeler olumlu devam etti ve işe giriş evraklarını e-posta yoluyla tarafıma ilettiler. Bana "işe giriş evrakların mail olarak atıldı" denilince, maili açtım iş giriş evrakları yazan yerdeki evrakları tek tek hazırladım. Sonradan fark ediyorum, meğer sezonluk işçi olarak alınmışım. İşe girerken imzaladığım sözleşme "belirsiz süreli iş sözleşmesi" imiş. Bu bana söylenmedi, ifade edilmedi, sonradan öğrendim... 

Nasıl öğrendiniz geçici işçi olduğunuzu, nasıl gelişti olaylar?  

Koçtaş'ta sekiz ay çalıştıktan sonra, insan kaynakları yöneticisi 2016'nın Aralık ayında odasına çağırdı, sezonluk işçi olduğumu, 31 Aralık'ta işten çıkarılacağımı iletti. Ben de "Tamam, haklarımı verirseniz sorun yok" dedim. O Aralık ayında Kurtköy Viaport mağazadan dört kişi işten çıkarıldı, beşinci kişi bendim. İş sözleşmemi müdür yardımcısına gösterdim, işe girerken sezonluk olduğumu bana söylemediklerini, şimdi de beni işten çıkarmak istediklerini söyledim. Hiçbir şekilde yardımcı olmadı, merkezden bu şekilde bilgi geldiğini söyledi. 

Siz ne yaptınız? 

İnsan kaynakları birimine gittim, sözleşmemi gösterdim. Altı ayı geçtiği için bana ihbar tazminatı ödemeleri gerektiğini söyledim. Bana "Hayır, sana yanlış sözleşme yapmışız, seni işten çıkaracağız" dediler. Ben de kendilerini mahkemeye vereceğimi söyleyip odadan çıktım. Mağaza müdürüne de yanlış yaptıklarını ifade ettim. Beni "sezonluk işçi" olduğum gerekçesiyle çıkarıyorlar ama sezonluk olduğuma dair bir sözleşme yok ellerinde. 

Hemen kestiler mi ilişiğinizi, o arada ne yaptılar?

İşten çıkmama 10 gün kala karlı bir gündü, yollar sorunluydu ve işe 13 dakika geç kalmıştım. Müdür yardımcısı resmen kapıda beni bekliyor. İçeri girdim, "neredesin sen, saat kaç" gibi sözler söyleyip tepki gösterdi. Ben de "13 dakika geç kadım hava koşullarından dolayı, her yer karlı" dedim. Bana "önlüğünü giy, reyonuna geç" dedi. Ben de "ne bekliyorsun ki, her sabah yaptığım gibi öyle yapacağım zaten" dedim. Amaç 10 kişinin içerisinde beni küçük düşürerek üzerimde psikolojik baskı kurmak. Ben baskıya boyun eğmeyip tepkimi dile getirince başka bir şey demedi. Gün içerisinde beni odasına çağırdı ve bana "Çalışan arkadaşlarının yanından şımarık şımarık neden konuşuyorsun" dedi. Ben de öfkelendim, haksız şekilde itham ediliyordum çünkü, "sen kim oluyorsun da bana şımarık diyorsun" dedim. Odadan çıktım. Daha sonra beni odaya tekrar çağırdılar ve üç günlüğüne Kartal mağazasına gideceğimi söylediler. Oysa ki bana 15 gün önce, işten çıkacağım için fazla mesai yapmayacağına dair kağıt imzalatmışlardı. Ben de gitmeyeceğimi söyledim, başka bir müdür yardımcısını çağırdılar. O da bana "Sana ihtiyaç duymasak seni o mağazaya göndermeyiz" dedi. Ben de "İhtiyaç duysanız bir hafta sonra işten çıkarmazsınız, ben gitmiyorum" dedim ve odadan çıktım.

Sürekli bir baskı kurma yönelimi var anlaşıldığı kadarıyla... 

Sadece benim değil, çalışan herkesin üzerinde bir baskı ve tehdit psikolojisi oluşturuyorlardı. Genelde kimse tepki göstermiyordu. Ben bu baskıya boyun eğmiyordum. Her neyse işten ayrılmama bir hafta varken, beni tekrar insan kaynakları biriminden çağırdılar, Kartal mağazasına gideceğimi ve işten çıkarmayacaklarını söylediler bu kez. Kabul etmedim, gitmeyeceğimi söyledim. Mağaza içerisinde bir gerilim yaşandı. Bölge müdürü mağazadaymış, arayıp yanına çağırdı beni. Bölge müdürü sert mizaçlı, herkesin korktuğu bir işi. Bana ne yapmak istediğimi sordu. Benim yanıtım gayet netti. Düzgün bir sözleşmeyle, bir iş tanımı dahilinde düzgün ve güvenceli bir şekilde çalışmak istediğimi söyledim. Her gün insan kaynakları tarafından çağrılmak istemediğimi, bir gün işten çıkarılacağımı, ertesi gün devam edeceğimi söylediklerin, bunun hiç hoş olmadığını ilettim. Bu belirsiz sözleşmeyle Koçtaş'ta çalışmak istemediğimi, konuyu iş mahkemesine götüreceğimi de söyledim. Bana "odadan çık" dedi. 

Ayrıldınız mı işten?

İnsan kaynakları birimi, transferimin Kartal mağazasına yapıldığını, gidip gitmeme kararının bana ait olduğunu söylediler. Üç gün üst üste gitmezsem işten çıkarılabileceğimi düşünerek gittim. Benim bu sürçte korkacak bir şeyim yoktu. Haklıydım çünkü. Hukuksuzluğu ve keyfiliği dayatan onlardı, onların korkması gerekiyordu. Kartal mağazasında çalışmaya devam ettim ve onlara göre 6 ay+6 aylık iş sözleşmem bitmişti. Kartal mağazası müdürüyle konuştum, o da bana merkezden gelen talimat doğrultusunda sezonluk işçilerin çıkarılacağını, elinden bir şey gelmediğini söyledi. Ben sezonluk olmadığımı söyledim. Ve böylece bir yılımın dolmasına bir gün kala işten çıkartıldım. Hiçbir hakkımı alamadım, sadece çalıştığım ayın maaşını alabildim. 

İhbar tazminatını da mı alamadınız? 

İşkur'a gittim, sözleşmeyi gösterdim, Epey uğraştıktan sonra, neredeyse altı ay sonra sadece ihbar tazminatımı yatırdılar. Uğraşmasam hiçbir şekilde onu da alamayacaktım. Bir yıla bir gün kala işten çıkarıldığım için de kıdem tazminatımı ödemediler.


İŞÇİLER soL'A KONUŞUYOR