Bir gişe çalışanının 24 saati: Emekçilerin paralarını ve hayatlarını böyle çalıyorlar!

Bir gişe çalışanının bir günü nasıl mı geçiyor? Sabah 5'te uyanıyor gişe emekçileri. Uyanır uyanmaz Whatsapp gruplarına "günaydın" mesajı atmaları zorunlu. 6.10'da gişenin başında olmaları gerekiyor, üç kez 6.11'de gişe başında olurlarsa işten atılıyorlar... Yetmiyor, 22.00'ye kadar çalıştırılıyorlar. Beş dakikalık makine sayım arası dışında dinlenme şansları da yok…

Ali Ufuk Arikan

Ankara'da hemen her gün karşılaşıyoruz onlarla. Sabah erken saatlerde işe yetişmeye, okula, hastaneye, gara gitmeye çalışırken, akşamları da işten eve dönmeye çalışırken. Gişe emekçilerinden söz ediyoruz... Koşullarını, neler yaşadıklarını ve sorunlarını Ankara Metrosu'nda çalışan bir işçiyle konuştuk...

Sabah 5'te güne başlayan, 06.10'da gişe başına geçip fotoğraf atmak zorunda olan gişe emekçileri, günde tam 16 saat çalışıyor. Çoğu zaman bir yemek molası bile veremeden üstelik. Ne yol paraları var ne de yemek... Üstelik kağıt üzerinde iki günde bir dinlenme hakları olmasına rağmen bunu çok nadir görüyorlar. Fazla mesaileri ise tabii ki ödenmiyor!

Tüm bunlar yetmiyor ve inanılmaz bir mekanizmayla, AKP'nin Çalık Grubu'na bağlı bir firma aracılığıyla dolandırıldığını söylüyor işçiler. Her ay maaşlarından önemli miktarda paralar kesiliyor. Gerekçe ise her gün sayarak teslim ettikleri paralarda açık çıktığı iddiası...

Bir gişe emekçisinin soL'un sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

Çalışma koşullarınızdan başlayalım isterseniz? 

Sabah 06.00'da işe başlıyorum işe, akşam 22.00'de çıkıyorum. İki gün çalışmamız bir gün izin kullanmamız gerekiyor. Yani bizim imzaladığımız sözleşmeye göre böyleydi... Ama sizin izin gününüzde birden arayıp mesaiye çağırıyorlar. Üst üste 5 gün, üst üste 7 gün çalıştığım oldu ve bunlar hiç de seyrek değildi.

Nasıl dayanıyorsunuz bu koşullara?

Çok yıprandım. İştahım kapandı, psikolojik olarak büyük sorunlar yaşıyorum, uykusuzluk çekiyorum. Günde 16 saat çalıştıktan sonra bir de uyuyamıyorum artık...

Sabah 05.00'te uyanıyorum, bu saatte uyanıp Whatsapp grubuna "günaydın" diye zorunlu bir mesaj atıyorum.

Neden?

Atmazsan şefler arıyor. 6.10'da gişeyi açıyorsun. 6.10'dan sonra açarsan önce uyarı, sonra bir uyarı daha ve sonra işten çıkarma.

Nasıl yani, 6.11'de açarsanız üç kez işten mi çıkarılıyorsunuz?

Evet. Gişe açılmadığında hemen başka birini oraya yönlendiriyorlar.

Peki, 16 saat çalışıyoruz dediniz. Dinlenme ve yemek molalarınızın süresi ne kadar?

İşe ilk başladığım zaman günde 1 saat yemek molam olduğu söylenmişti. Joker denilen elemanlar geliyor, biz yemek yiyorduk. Ancak bu oldukça kısa sürdü. Şimdi tamamen kara düzen var. 

Joker gelmediğinde ne yapıyorsunuz?

Bizim makinemiz her 240 işlemden sonra aktarma işlemi yapıyor. Bu süreç çok kısa, sadece 5 dakika. O 5 dakika artık dışarı çıkıp sigara mı içersiniz, lavaboya mı gidersiniz, yemek mi yersiniz... Hangisini yapabilirseniz.

Anladığım kadarıyla sizin daimi bir fazla mesainiz var. Bunları alabiliyor musunuz? Bir de iş kanununa göre 11 saatten fazla çalıştırılmamanız gerekiyor, bunu biliyor muydunuz?

Biliyorum ama mecburen çalışıyorum...

Fazla mesai ödemesi de çok keyfi oluyor. Genelde yatırmıyorlar, neden diye sorduğumda fazladan izin veririz diyorlar ama onu da vermiyorlar. Maaşın tam geldiğini hiç görmedim.

Neden?

Bir bölümü kişisel bir borcum nedeniyle. Maaşımın bir bölümü borcum nedeniyle otomatik kesiliyor. Ancak izinli günlerimde yaptığım mesailerin birçoğunun ücreti ödenmedi. Ekstra izin verelim diyorlar böyle durumlarda dediğim gibi. Ben de kabul ediyorum. Edememezlik yapamıyorum. Sonra bunu da vermiyorlar bazen.

Peki, bu bir tepkiye neden olmuyor mu?

İnsanlar dayanamıyor zaten. İki aydan uzun süre çalışan kişi sayısı kaçtır hatırlamıyorum. Dayanamayan zaten basıp çıkıyor. Ben borçlar dolayısıyla mecbur olduğum için çalışıyorum. Ancak şimdi de 1 Kasım itibariyle bizim taşeron firma belki yeni ihaleye girmeyecek ve işten çıkarılacağız. Geçtiğimiz ay zaten bir de şirketten çıkışımız yapıldı. Tüm haklarımız yakıldı. 

Bir araya gelip toplu tepki göstermeyi düşündünüz mü, iş yerinde konuşuyor musunuz bunu arkadaşlarınızla?

Korku var. Birlikte tepki göstereceğimiz arkadaşlar terfi alınca susuyorlar. Ama bir yandan da tepkiler de var.

Peki, bir gişe memuru için bir iş günü (16 saat) nasıl geçiyor?

Yolcular bize karşı çok acımasız davranıyor. Günde 2 bin kişiye kart dolumu yapıyorum. Ve insan yoruluyor. Daha önce çalıştığım yerlerde de çalışma koşulları çok zordu. Burada da böyle. Ben Kızılay'a en son Haziran ayında ayak atabildim. İnsan içine bile çıkamıyor hale geldik.

Çalışma saatleri, ödenmeyen fazla mesailer, yolcuların tepkileri... Peki, sizin canınızı bu tabloda en çok sıkan şey ne?

Paralarımızda yapılan haksız kesinti.

Nasıl?

Gişede toplanan paraları, Desmer isimli bir firma sayıyor. Poşet açılıyor, açıldıktan sonra bizim firmaya bir bilgi geçiliyor. Burada bize büyük haksızlıklar yapılıyor.

Bize sürekli ay sonunda kasanızda şu kadar açık var demeye başladılar, bu son zamanlarda iyice arttı. 100 lira tutanak tutmuşlar eksik çıktı diye. Ancak benim elimle sayarak ilettiğim rakamda böyle bir eksik yok. Bunu soruyorum, "e sahte para vardır", "yırtık para vardır" diyorlar. E zaten sahte para makinesi var. Ben de salak değilim, sahte parayı da anlıyorum.

Aylarca olmayan bu olay son zamanlarda her ay başımıza geliyor. 1732 maaşımız var, 1200 aldığım oldu, 950 lira olduğum oldu. Bir ay tam 400 liramı kestiler. İtiraz edince sesini çıkarma diyorlar. Hakkımızı gözümüzün içine bakarak yiyorlar. Yani bu 5 lira değil, 10 lira değil. 400 liralık açık olabilir mi?

EKENT'İN SAHİBİ TANIDIK... İşçilerin maaşlarında kesintinin kaynağı olduğunu belirttiği Ekent isimli firma AKP'ye yakın Çalık Grubu'na ait. İşçiler maaşlarından yapılan düşüşlerin buradan kaynaklandığını iddia ediyor.

Peki, bu konuda hiçbir açıklama yapmıyorlar mı?

Hiçbir açıklama yapmıyorlar. Resmen emeğimizi çalıyorlar. Desmer'de kameralarla çekim yapıldığı belirtiliyor, oradan para kaçırmaları şansı yok. Bu açığı "saptayan" Ekent, buradan geliyor tutanak ve bizim firmaya para açığı bilgisi geliyor. Yani Ekent şu gişede şu kadar açık var diyor, bunu bizim maaşımızdan kesiyorlar. Hiçbir itiraz şansımız yok buna.

16 saat çalışıyorsun, fazla mesaini vermiyorlar, tatil günlerinde çalıştırıyorlar ve bir de üstüne haksızca maaşınızı kesiyorlar...

Evet. Yaşadıklarımızın özeti bu. Dilimde yaralar çıktı stresten, uyku düzenim bozuldu, maaşım kesiliyor, ailevi sorunlar da eklenince işin içinden çıkamıyorum.

Geçtiğimiz hafta aldım elime ilacı, içip hayatıma son vermeyi bile düşündüm. 

Peki, hakkını aramak için bir adım atmayı düşünmüyor musun? 

Daha önce bir arkadaşımla birlikte avukata başvuracaktık. O vazgeçti. Ben ne hakkım varsa arayacağım.

1 Kasım'dan sonra her şey değişebilir. Bizi işten çıkarabilirler.

Ama dediğiniz gibi, hakkımı arayacağım.


İŞÇİLER soL'A KONUŞUYOR...