Yılbaşından bu yana, yani son bir hafta içinde AKP eliyle bir büyük operasyona başlandı.
Operasyonun ilk adımı resmî devlet televizyonu TRT'nin, yılın ilk günü Kürtçe yayına başlaması oldu. Ama aynı günlerde DTP milletvekillerinin Meclis kürsüsünde söyledikleri Kürtçe sözler, zabıtlara "başka bir dil" olarak geçti. Daha önce "bilinmeyen bir dil"di Kürtçe'nin adı, şimdi "başka bir dil" oldu.
Bu arada dağlara yağdırılan bombaların eşliğinde Kürtçe televizyonun yayına geçmesinin hemen ardından Türkiye'nin iki büyük üniversitesi "Kürt Dili ve Edebiyatı" bölümü açma kararı aldı.
Ermenice yayın hazırlıkları yaptığı söylenen TRT, aynı zamanda Alevilere yönelik de özel yayınlara başladı.
Önceki gün, bakanlar kurulu toplanarak sanki koca Nâzım'ın buna ihtiyacı varmış gibi, tekrar Türk vatandaşlığına kabul edilmesi kararı aldı.
Dün sabah ise Ergenekon adıyla yürütülen operasyonların bilmem kaçıncı dalgasında çoğu eski ve hâlâ görevde olan yüksek rütbeli askerden oluşan 40'a yakın insan gözaltına alındı.
Gözaltına alınanlar arasında, kitapları, yazıları ve konuşmaları nedeniyle nezarethane ve hapishanelere hiç de yabancı olmayan, 12 Eylül'ün faşist savcıları tarafından "şeytana pabucunu ters giydirecek kadar zeki" olması bile suç sayılan ve AKP iktidarının en büyük ve etkili muhaliflerinden Prof. Dr. Yalçın Küçük de var. (Ergenekon savcısı Zekeriya Öz, Yalçın Hoca'yı gözaltına aldırdığı için çok pişman olmakta gecikmeyecektir. Şimdi alaylı bir hukukçu olarak yüzyüze hukuk dersi verme fırsatını bulduğu için Yalçın Hoca bu işten memnun bile olmuştur.)
Kısaca, 2009 yılına AKP eliyle yürütülen ve tek başına bir seçim yatırımı olarak değerlendirilemeyecek kadar geniş kapsamlı bir operasyonla girmiş bulunuyoruz. Muhalefetin her kesimine hitap edecek ama yasal zemini hazırlanmamış, anayasal güvenceye kavuşmamış geçici birtakım adımlarla göz boyama ile şiddet kullanarak imha etme ve yıldırma taktiklerinin içiçe
uygulandığı bir operasyondan söz ediyoruz. Muhalefet ya ıslah ya imha ikilemi arasına sıkıştırılarak yok edilmek isteniyor. Hepimizi zorlu bir mücadele yılı bekliyor. Politik ufkun açıklığına taktik zenginliği ve vaktinde müdahale gücü eşlik etmek durumunda. Yoksa çok geç kalınmış olacak&hellip