Bonnie ve Clyde

Kimler “vatana ihanet”le suçlanmadı ki... Hainleri kahraman, kahramanları hain yapan tezgahın tanığıdır tarih. Vatan hainliği suçlaması yapanlar, çoğu zaman suçladıklarından daha büyük ihanet içinde oldu. Vurgunu-soygunu saklamak için vatan hainliği örtüsü kullanıldı.

Az ya da çok ama her coğrafyanın vatan haini elbette vardı. Önemli olan kimin kime neden vatan haini dediğini bulmaktı.

1930’lar Amerika’sının fırsatlarını kullanıp siyasal güce kavuşan ne asar-ı antika Don Vito Corleone’nin ne de ondan yıllar sonra 1993’te Silvio Berluconi’nin Forza Italia’sını destekleyen post modern Bernardo Provazano’nun yaşamlarında vatan haini suçlaması var. Toplum dışı ilan edilen ama vatan haini sıfatı yapıştırılmayan mafya liderleri onlar.

HADİ CANIM SEN DE
Gözünüzü kapayın, 1930’ların vurgun soygun batağına çıkmak için çırpınan Amerika’da olduğunuzu varsayın.

Başkan Franklin birden öfkelenmiş karşısında donmuş gibi duran yardımcılarına “bunlar ne yapıyor” diye sormuştur belki. Henry A. Wallac ürküp “vatana ihanetten başka dertleri yok ” demiştir kestirmeden. Nance Garner’e göre “ikisi de ihanet içindeydi” aslında. Truman, “hadi canım sen de Bonnie de mi” diye yanıtlamıştı Franklin’i.

Kimbilir, belki o gün sabaha dek Bonnie ve Clyde konuşulmuştu.

ÜÇÜNCÜ DÜNYA SÜBYANI
Şimdi hemen bir önceki paragrafı unutun, kendinize bir “Kahve Molası” verip, örneğin Bonnie ve Clyde’ı tanımaya başlayın:

“Küresel değerlerin icabı, yerküremizin kahramanlarını sevdirmek maksadıyla tanıtmaya devam ediyoruz. Rabbim bizi yanlış anlayanlardan korusun.

“Bonnie ve Clyde sanılanın aksine Hollywood’un ürettiği kahramanlar değildi, gerçekten vardılar ve her zaman sevildiler. Yoksa zaten Hollywood onları ilahlaştıran filmi neden çeksin? Arada sahisini de mevzu edeceksin ki, cümle üçüncü dünya sübyanlarının aklı karşısın, hepsini ‘essah’ sansın.

“Bonnie ve Clyde, bütün dünyanın ekonomik krize girdiği dönemde ABD’nin güney batısında yaşarlardı. Banka soyarlardı. 13 kişi öldürdüler ve bir düzine bankayı patlattılar.

“Zenginden alıp, fakire vermezlerdi. Fakirden alıp, zengine de vermezlerdi. Sadece alırlardı. Onlar mutlu Amerikalılardı. Eylemleri vurulana kadar sürdü.”
Onların kime benzediğini en iyi anlatan, Don Vito olacaktı:

“Her akşam yatmadan önce Tanrı’ya bana bir bisiklet vermesi için dua ederdim. Bir gün tanrı’nın çalışma tarzının bu olmadığını anladım. Ertesi gün gittim ve kendime yeni bir bisiklet çaldım ve her akşam yatmadan önce Tanrı’ya günahlarımı affetmesi için dua ettim”.

HER YOL MÜBAH
Bonnie ve Clyde bisiklet çalmamıştı ama aslında birçok suçtan aranıyordu. Bonnie ve Clyde, 1931-1935 döneminde halk düşmanı olarak gösterilecekti:
“Aslında onların halkla alıp veremediği yoktu, herkese düşmandı. Ama inandıkları değerleri vardı, elbette çokça da paraları. Paraya götüren her yolu mübah görürlerdi. Yasalar, kurallar ve gelenekler, onların para kazanmasına engel olmadığı müddetçe geçerliydi. Bir yerde para varsa ve onlar o parayı istiyorsa, para onlarındı.

“Bonnie ve Clyde’ın işi büyütüp kurdukları organize işler çetesine ilk katılanlar, Clyde’ın kardeşi Buck ve onun eşi Blanche oldu.”

BARİ SİYASİ PARTİ
İşlerin ters gitmeye başladığı 1934 baharında, Louisiana’da polisle girdikleri çatışmada ikisi de öldürüldü. Elbette adaletten ve devletin şefkatli kollarından kaçılmazdı:

“Oysa her şey farklı olabilirlerdi. Bonnie ve Clyde hemen bir şirket kurup siyasete atılsalardı seçkin işadamı olacaklarını düşünemediler. O zaman onları tutuklamaya çalışan herkese rahatça ‘sermaye düşmanı’, olmadı ‘vatan haini’ diyebilirlerdi.

“Hatta arada bir de ‘üzerime gelmeyin, konuşurum’ diyerek siyasette de pekala yükselirlerdi. Hata yaptılar.”

Yol gösterenleri yoktu. Soygun yapacaksan, rüşvet alacaksan, haraç toplayacaksan, uyuşturucu ve silah kaçıracaksan, dolandırıcıysan, kalpazansan, karaparacıysan, banka hortumlayacaksan, delil karartacaksan, evrakta sahtecilik yapacaksan bari bir siyasi parti kur diyen olmadı.