Bu kez de kentsel dönüşüme sarıldılar. Yasalar kentsel dönüşümün dayatılmasını kolaylaştıracak bir anlayışla değiştirildi. Yüzlerce milyarlık yeni piyasa oluşturuldu.

Yuvamızı kentsel dönüşüm başkanlığı yapacak

Resmi Gazetede önceki gün (16.10.2023) yayımlanan 153 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bağlı; kamu tüzel kişiliğine sahip; özel bütçeli, “Kentsel Dönüşüm Başkanlığı” adlı bir örgüt kuruldu. Bakanlığa bağlı olarak görev yapan Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğü ise yeni kurulan Başkanlığın hizmet birimleri arasına konularak statüsü düşürüldü. Bu arada Bakanlığa, başkan; müdür; uzman; mühendis; veri kontrol işletmeni vb unvanlarla 1187 kadro verildi.

Bütün bunlar kentsel dönüşümün, daha güçlü; yetkileri daha geniş; özerk; bağımsız bütçesi olan; hızlı çalışabilen; hizmet birimlerini yönetenlerin sadece Başkana karşı sorumluluk taşıdığı bir örgüt eliyle yönetilmesinin amaçlandığına işaret ediyor.

Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle Başkanlığa 3’ü Genel Müdürlük, 7’si Daire Başkanlığı, 2’si Müşavirlik olmak üzere 12 Hizmet birimi bağlandı.

Hizmet birimleri arasında, Kentsel Dönüşüm; Marmara Kentsel Dönüşüm; Taşınmaz ve Kaynak Geliştirme Genel Müdürlükleri ile İmar Planlama Dairesi, Riskli Yapılar, Yapım ve Proje Daire Başkanlıkları dikkat çekiyor.
Çevre Bakanı Özhaseki, sosyal paylaşım sitesinden yaptığı açıklamada, süreci hızlandıracak ve güçlendirecek yeni yapısal düzenlemelerin yürürlüğe girdiğini, kentsel dönüşüme yeni bir soluk kazandırıldığını; kentsel dönüşümün bundan böyle çok daha hızlı ve etkin yürütülebileceğini belirtti. 

Kuruldu ama kurulmadı…

Bir AKP klasiği karşısındayız. Kamu örgütü kuruyorlar ama görev yetki ve sorumluluklarını yasalarda tanımlamıyor; sınırlarını net olarak çizmiyorlar. Çıkardıkları yasalara, “yönetmelik çıkar, kendini biçimlendir” anlamına gelen maddeler yerleştiriyorlar. Burada da öyle bir durum var. Kararnamede Başkanlığın hizmet birimlerinin sıralanmasıyla yetinilmiş. Hizmet birimlerinin yapısı, çalışma usul ve esasları, görevleri, yetkilerin kullanılmasına ilişkin kurallara yer verilmemiş; “…Çalışma usul ve esasları, Başkanlık tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir” yazıyor.

Yönetmelik çıkarılmadığına göre henüz kurulmadı.

Kurulduğunda 4 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 792. Maddesinde yapılan değişiklik uyarınca; “afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde kentsel dönüşüm uygulamalarını” Kentsel Dönüşüm Başkanlığı yürütecek. Taşınmaz ve Kaynak Geliştirme Genel Müdürlüğü, taşınmazları tarama, planlama, değerleme, geliştirme ve arsa üretim çalışmalarını sürdürecek.

Nasıl bir örgüt kurguladıklarını net olarak bilemiyoruz. Ancak Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle Başkanlığa çok geniş yetkiler kullanabileceği ortam sunuluyor. Sıralayalım: Afet riski altındaki yapıların ve alanların dönüştürülmesine ilişkin mevzuat hazırlamak; Cumhurbaşkanı kararlarıyla şirket kurmak, ortak olmak; kentsel dönüşüm müdürlüklerinin çalışma usul ve esaslarını düzenleyen yönetmelikler çıkarmak; kamu kurumları, üniversiteler, yerel yönetimler, özel sektör, STK’lar, uluslararası kuruluşlar ile işbirliği ve eşgüdüm sağlamak; Kamu kurum ve kuruluşlarından, envanter verilerini istemek…

Akıllı şehir için ilk hamle mi?

Bakan Özhaseki’nin açıklamalarından, sıranın akıllı şehir adı verilen ve kentlerimizi sermayenin hizmetine daha da elverişli olacak biçimde sunulmasını sağlayan dönüşümlere geldiği izlenimi uyanıyor.

Bakanın açıklaması şöyle; “Türkiye Yüzyılına yakışır sağlam, güvenli, sıfır atık uyumlu, iklim dostu ve mahalle kültürünü yansıtan, akıllı şehir teknolojileriyle donatılmış geleceğin şehirlerini hep birlikte inşa edeceğiz…” 

Akıllı Şehir teriminden ne anlamamız gerektiğini 15.1.2020 tarihinde sol haberde yazmıştım. İlgilenenler için köprüsünü kopyalıyorum

Bankalar, konut sektörüne kredi vermek istemiyorlar. Kısa vadelerle topladıkları mevduatı, geri dönüşü yıllar sürecek alanlarda kullandırmaları için yüksek faizler önermeleri gerekiyor. Kredi faizleri yükselince kredi talebi daralıyor. AKP, 20 yıl süresince konut sektörünü beslemek amacıyla yöntemler geliştirdi. Bireysel Emeklilik, Kıdem Tazminatı Fonu gibi uygulamaları yaygınlaştırmaya çalıştı. Kamu bankaları %1 faiz oranlarıyla kredi vermeye zorlandı. Batmalarının eşiğine gelindiğinde vazgeçildi. Bu kez de kentsel dönüşüme sarıldılar. Yasalar kentsel dönüşümün dayatılmasını kolaylaştıracak bir anlayışla değiştirildi. Yüzlerce milyarlık yeni piyasa oluşturuldu. Yurttaşlar, depreme dayanıklı konut sahibi olabilmek, sokakta kalmamak için, esir gibi çalışmak ve başka ne olanakları varsa kullanmak zorunda kalacaklar. Böylelikle Ülkeyi yöneten kadrolar, kendi kaynağını yaratan yöntemlerle kentsel dönüşüm geliştirdikleri için övünecekler.

Başlığa dönelim: Yuvamızı kentsel dönüşüm başkanlığı yapacak.