‘Sol’ CHP

“Sağ” CHP bir iklim ise “sol” CHP de öyle. Ama bu, sola çekilebilecek, sosyalizme kazanılamasa bile sosyalistlerle sokakta kol kola girebilecek bir katman. Çünkü “sol” CHP halktır. Ve şöyledir. Öğretmendir, arkadaşlarıyla muhafazakar bir Anadolu kentindeki tek kızlı-erkekli lokalde buluşup, “Eğitim Bir Sen baskı yapıyor, ne yapacağız” diye konuşur. Defterdarlıkta memurdur: “Dört yanımız puşt zulası” deyiverir arkadaşlarına. “Bunların verdiği hasarı 10 yılda zor temizleriz” diyen bakkal da, Ege’de girdiğim bir berber dükkanında “bu kadar da olur mu abi, sen biliyor muydun bunların bu kadar olduğunu?” diye soran çaycı da, çocukları Haziran günlerinde bir kasabanın meydanında yürüdü diye emniyete çağrılan aileler de, CHP’ye oy veriyorlarsa Ali İsmail Korkmaz’ın can arkadaşları da... Onlar Yusuf’tur, Alper’dir, Burcu’dur Deniz’in, Devrim’in, Ulaş’ın yanıbaşında olanlardır.
Bu son ifadeyle beraber “sol” CHP rumuzunu kaldırıyorum: Onlar soldur, bizdendir.
Sol CHP, sosyalistlerin doğal sesleniş alanıdır.
Kandırılmış, bilmedikleri, okumadıkları, okusalar anlayamayacakları “dinle” onları aldatan, “dinle” halkı efsunlayanların uyuşturucusu altındaki emekçiler bizim doğal sesleniş alanımız değil mi? Hayır, değil. O sonraki iş. Bizim işimiz önce anlayanlara anlatmaktır. Aydınlanma, özgürlük, yurtseverlik, eşitlik diyoruz. Daha ne diyelim? Sosyalistlerin sosyalist olmaları doğaldır ve çok önemli bir sorun “sosyalistlerin bir bölümünün sosyalist olmamasıdır”. Tamam, sosyalistlerin “biz sosyalistiz” demesi henüz siyaset değildir. Ama “sosyalistlerin sosyalist olmaları” olmazsa olmazdır. Daha da ileri gidiyorum: Uzun süredir “sosyalist olmayan sosyalistler” envanterden çıkarılmalıdır. Geçmişin gölgeleri ve etiketler üzerinden bakmayı artık kabul etmemeliyiz.
“Kadınlar nasıl giyinmeli?” sorusunu soran bir ankete rastladım. Artık bilmem, doğru yanlış. Yüzde 32 eşit yurttaş gibi derken, yüzde 17 Benazir Butto tarzı -hafif bir tülbent örterek, saç görünüyor, yüzde 46 “türban”, gerisi burka diyormuş. Doğrudur, yanlıştır ama sosyolojik çalışmalarla ve seçim çalışmalarıyla örtüşüyor. Bizim işimiz önce yüzde 32’dir, sonra diğer yüzde 17’dir. Yüzde 46+ bizim en son derdimizdir. Tek boyut bu değildir ama bu boyut olmazsa olmaz boyuttur. Şimdi durup, İslam’ın donduğu dönemin dahi gerisine, mesela 1165 yılına dönüp seslenemeyiz. Sesimiz 12. Yüzyıl’da yankılanmaz. İşte bu yüzden de...
Sol CHP, sosyalistlerin doğal sesleniş alanıdır.
Çünkü bu, bizim halkımızdır. Bunlar kapatılmak, toplumsal hayattan sürülmek istenen kadınlardır bunlar Alevilerdir bunlar taşaronlaştırmaya karşı, taammüden iş cinayetlerine karşı, özlük haklarına saldırıya karşı, sömürüye karşı 2013 boyunca her yerde direnen emekçilerdir. Bunlar emperyalist uşağı, hırsız, katil çetelerin hedefindeki insanlardır. Bunlar Suriye’deki kanlı savaşın nasıl yürütüldüğünü bizzat görerek bilen, ABD’nin ve İsrail’in uluslararası paralı askerlerinin Suriye halkına nasıl saldırdığını bizzat yaşayan, ruh hastası şeriatçı katillerin kim olduklarını tanıyarak onlardan nefret eden, Hatay’ın, bölgenin halkıdır. Bunlar 200 yıllık mücadele sonunda insan olanlardır. Bunlar “CHP en büyük sol siyasi parti, muhalefet orada” diye düşünerek CHP’ye oy verenlerdir. Sosyalistler ne yapsınlar? Ancak insanlara hitap edebilirler. “Henüz insan olamayanlar” sonraki iş. Bu nedenle...
Sol CHP, sosyalistlerin doğal sesleniş alanıdır.
Sol CHP, “siz kime ve nasıl muhalefet ediyorsunuz, ne zaman ettiniz, iktidara gelseniz 11 yıllık korkunç karşı devrimin verdiği hasarı nasıl ortadan kaldıracaksınız, başımıza bu işi saran ve adına burjuvazi denen sınıfın neresindesiniz, bu felaketin baş sorumlusu ABD ile hangi noktada anlaşacaksınız, siz deli misiniz, siz sağcı mısınız?” diye sorduğu an, sosyalistler kılıçlarını atmaya başlar.
Başka kimse yok mu?
Kürt sosyalistlerini, Kürt emekçilerini Cemaat kalemlerinin yıllardır uydurduğu sahte “tarih tezleriyle”, dönek solcu eskilerinin bit pazarından yağdırdığı momenti geçmiş siyasi tespitlerle, AKP ve Cemaatin bir koalisyon olduğunu, yıllardır içiçe geçtiğini anlamazlıktan gelenlerin çizdiği gerici siyasi taktiklerle oyalanmamaya çağırabiliriz. Ve çağırıyoruz. Siyasi dengeleri değişen, ağırlık merkezi sola kayan bir ülke hepimizin ortak kurtuluşu içindir.
Biz sosyalistsek, elbette ki bu ülke hepimiz içindir.