İstanbul Üniversitesi’nde 10 Ekim soruşturması sonuçlandı: Öğrenciler suçsuz!

İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nün 10 Ekim anması düzenledikleri gerekçesiyle 67 öğrenciye açtığı disiplin soruşturması sonuçlandı. Soruşturmayı yürüten kurul, darp edilerek gözaltına alınan öğrencilerin gerçekleştirmek istediği anmanın suç olmadığına karar verdi.

İÜ Rektörlüğü’nün 10 Ekim katliamında hayatını kaybedenleri anmak isteyen öğrencilere açtığı tepki çeken disiplin soruşturması sonuçlandı.

Hakkında soruşturma açılan 67 öğrencinin 65’i hiçbir ceza almazken, 2 öğrenci attıkları bir slogan nedeniyle 1 hafta uzaklaştırma cezası aldı. Soruşturmanın sonucu, 10 Ekim katliamını anmanın suç olmadığını ortaya koydu. 

Bu yıl 10 Ekim katliamının ikinci yıldönümünde katliamda hayatını kaybedenleri anmak isteyen İstanbul Üniversitesi (İÜ) öğrencilerine özel güvenlik ve polis saldırmış, 67 öğrenci darp edilerek gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan 12’si TKP üyesi 67 öğrenci adli kontrol şartıyla serbest kalmış, ardından üniversite yönetimi ve yurt müdürlükleri tarafından öğrencilere soruşturma açılmıştı.

TKG: GENÇLİK MAHKUMİYET KARARINI ÇOKTAN VERDİ

Soruşturmanın sonucunu soL’a değerlendiren Türkiye Komünist Gençliği (TKG), suç içermediği İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü tarafından da tespit edilen 10 Ekim anmasının zor kullanılarak engellenmesinin suç olduğunu belirterek, “suçluların elini kolunu sallayarak üniversitede dolaştığına” işaret etti. 

TKG’nin açıklamasının tam metni şu şekilde:

“GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: BOYUN EĞMEMEYE DEVAM!

İstanbul Üniversitesi (İÜ) öğrencilerinin, 10 Ekim katliamının ikinci yıldönümünde gerçekleştirmek istediği anmaya özel güvenlikler ve polis saldırmış, 12’si TKG’li 67 öğrenci darp edilerek gözaltına alınmıştı. Gözaltında 24 saat tutulduktan sonra adli kontrol şartıyla salıverilen 67 öğrenciye İÜ Rektörlüğü de soruşturma açmıştı.

Bugün bu soruşturma tamamlandı ve 10 Ekim’de hayatını kaybedenleri anmak için düzenlediğimiz anmanın suç olmadığı İÜ Rektörlüğü tarafından da kabul edildi. 10 Ekim’de karanfil bırakmak için Havuzlu Bahçe’de toplanan öğrencilerin suç işlemediği böylece ortaya kondu. 

Peki, aynı şeyi öğrencilere K-9 köpekleriyle, coplarla, biber gazıyla saldıran özel güvenlikler ve polis için de söylemek mümkün mü?  Ya onlara saldırı emrini verenlere ne demeli? Madem 10 Ekim anması suç değildi, neden dakikalar boyunca üniversite bir savaş alanına dönüştürüldü; öğrenciler darp edilerek, hakaret edilerek gözaltına alındı?

Bütün bu soruların mantıklı tek bir yanıtı var: Demek ki asıl suçlular, bugün üniversiteyi ve ülkeyi yönetenler. Demek ki asıl suçlular, üniversiteye ve üniversitelilere saldıranlar. Demek ki suçlular elini kolunu sallayarak üniversitemizde dolaşıyor ve kendilerinden hesap sorulamıyor. 

İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü, atadığı soruşturma kurulu marifetiyle bizim yıllardır farkında olduğumuz bu gerçeği resmen tespit etmiştir. Bu durumda soruşturma kurulunun kararı, Rektörlüğün kendisi hakkında suç duyurusu anlamını da taşımaktadır.

Ne yazık ki, AKP Türkiyesi’nde bu suç duyurusunu değerlendirecek ve gereken hukuki süreci başlatacak bir yargı yoktur. Ancak, esas mahkeme halkın ve gençliğin vicdanındadır. Ve yolsuzluğa batmış, gericiliği kılavuz edinmiş, yönetebilmek için son çare polis baskısına sarılmış birtakım makam sahibi zevatın mahkumiyet kararı, orada çoktan verilmiştir.

Gereği düşünülmüştür. 

Boyun eğmemeye devam!”