4+4+4 çocukları ucuz iş gücü yaptı: Çırak sayısı 1,1 milyona çıktı

"Çocuk İşçiliği ile Mücadele Yılında Türkiye'de Çocuk Emeği" konulu panelde konuşan Taner Akpınar, 4+4+4 sisteminin çocukları eğitimden kopardığını söyledi. Ucuz iş gücü olarak görülen çırak sayısının 330 binden 1,1 milyona çıktığı vurgulandı.

Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Vakfı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile aynı gün (dün) Mülkiyeliler Birliği’nde "Çocuk İşçiliği ile Mücadele Yılında Türkiye’de Çocuk Emeği" konulu bir panel düzenledi. Prof. Kuvvet Lordoğlu ve Dr. Taner Akpınar’ın konuşmacı olduğu panelin yanı sıra "Çalışan Çocuklar" konulu fotoğraf sergisi de açıldı.

Gazete Duvar'dan Serkan Alan'ın haberine göre oturumun ilk bölümünde Akdeniz Üniversitesinde görevli akademisyen Taner Akpınar “Osmanlı’dan günümüze çıraklık eğitimi”ni anlattı. Günümüzde çırakların durumuna ilişkin Antalya’da yaptığı “Madalyonun İki Yüzü” adlı araştırmanın bulgularından söz eden Akpınar, alanda çalışan çocukların hiçbirinin memur çocuğu olmadığını, işçi ve köylülerin çocukları olduğunu söyledi. Çalışma hayatına katılmaları kararını yalnızca babalarının verdiğini belirten Akpınar bu çocukların aldığı ücretin ise haftalık 130 ile 150 lira arasında değiştiğini söyledi.

"4+4+4 SİSTEMİ ÇOCUKLARI EĞİTİMDEN KOPARDI"

Çıraklık sürecinin eğitimle alakalı olmadığını, işverenlerin de büyük işletmelerle rekabet etmek adına bu çocukları kullandığını söyleyen Akpınar, Türkiye’deki çırak sayısını da paylaştı. Buna göre 2015 verilerine göre Türkiye’de toplam 300 bin çırak bulunuyordu. 4+4+4 eğitim sisteminin ilk sonuçlarının alınmaya başlandığı 2016 yılından itibaren ise çırakların sayısı hızla arttı. Akpınar’a göre 4+4+4 sistemiyle çocuklar eğitimden koparak başta sanayi siteleri olmak üzere birçok farklı alanda çalışmaya başladı ve çırakların sayıları toplam 1 milyon 170 bine ulaştı. Araştırması kapsamında işverenlerin görüşlerine de değinen Akpınar şunları anlattı:

“8 yıllık kesintisiz eğitime geçildiğinde çırakların sayılarında azalma oldu ve işverenler bu durumdan yakındıklarını araştırmada söylediler. Bu karar iş gücü kaynağımızı kuruttu dediler. Bir diğer şikayetleri de yürürlükteki İş Yasası. Bu yasa işçi olarak en düşük çalışmaya başlama yaşını 15 olarak belirlemektedir. 15 ve sonraki yaşlarda buralarda çalışmaya gelen çocuklar hiçbir işimize yaramıyor, biz onu burada ezemiyoruz, görüşündeydiler.

Panelin ikinci konuşmacısı ise Kocaeli Üniversitesinden OHAL KHK’si ile ihraç edilen barış bildirisi imzacısı Prof. Kuvvet Lordoğlu’ydu. Türkiye’deki Suriyeli göçmen çocuklar üzerine yaptığı araştırmayı anlatan Lordoğlu, bir Suriyeli’nin kendisine, “Ekonomik olarak bizden ileri olabilirsiniz ama insani olarak bizden gerisiniz” dediğini söyledi.

800 BİN SURİYELİ ÇOCUK İŞÇİ

Suriyeli göçmen çocuklara ilişkin İstanbul, Mardin ve Urfa’da saha araştırması yapan Lordoğlu, Türkiye’de bulunan 18 yaşının altındaki 1 milyon 600 bin Suriyeli çocuğun 700-800 bininin çocuk işçi olarak çalıştırıldığını söyledi. Ailelerin sakatlık ya da hastalık nedeniyle çocuklarını çalışma hayatına ittiğini belirten Lordoğlu şöyle devam etti:

“Urfa’da fırında çalışan çocuğun haftada aldığı ücret 50 lira. Sabah 07 00, akşam 21 00-22 00’ye kadar çalışıyor. Görece daha iyi ücret alanlar sanayi gibi küçük işletmelerde çalıştırılıyor. Onların haftalık aldıkları ücret de 75-100 lira arasında. Bu çocuklar işveren tarafından çalıştırılırken şiddete, hakarete ve küfre maruz kalıyorlar.”

Kuvvet Lordoğlu Suriyeli çocukların, çalışma hayatında yer almalarının hayatlarını olumsuz etkilediğini şu sözlerle anlattı, “Bu çocuklar çalışmayı istekli yapmıyorlar. Ailenin gelir durumunu iyileştirmek için çalışıyorlar. Çalışma hayatına katılmaları kendi kişisel gelişim bozukluklarına yansıyor. Bu çocuklar sağlık gibi temel haklardan yoksunlar. Eğitim hakları çok az. ”