Doğrudan patronları, sermaye sınıfını ve kapitalizmi hedef alan yeni bir emek mücadelesinin zemini, bundan iki ay öncesine göre kat be kat güçlenmiştir ve mevcut sendikaların nüfuz etmekte zorlandığı sektörlerden başlayarak karşılığını hızla yaratacaktır.

Genç sanatçıların içinden geçtiğimiz dönemde neler yaşadığını konuşmak istiyoruz bu söyleşide, özellikle de belirli bir boyutunu: Çalışma olanağı olmayan bir durumda ve süreçte, genç sanatçıların (aslında çoğu sanatçının) ne tür sorunlarla karşı karşıya olduğunu; çözüm bulma olanaklarını ve benzeri başlıkları…

Lenin'in Nisan Tezleri'nde şüphesiz üzerine düşünecek çok başlık, emperyalist sistemin yeni bir alt üst oluşa hızla sürüklendiği bugünle kurulacak çok bağ var.

Türkiye kapitalizmini “düzeltme”ye yönelik bir program nasıl şekillenir, taşıyıcılarının ortaya çıkması hangi siyasi sallantıların ürünü olur, çok net kestirimlerde bulunmak güç. Ancak kapitalizmi “düzeltme”ye değil, sermaye düzenini bozmaya, büyük enkazın emekçilerin üzerine yıkılmasına izin vermemeye ihtiyaç var.

Salgın sağlık sistemlerini neden, nasıl tahrip etti ve hangi gerçekleri bir kez daha ortaya çıkardı?

Sosyal medya, çeşitli halleriyle kendimizle ve çevremizle kurduğumuz ilişkinin temel platformu olmaya doğru gidiyor. Kimilerine göre bu durum çağın bir gereği. Kimilerine göre ise sosyal medya baştan sona psikolojik bir vaka ve narsisizmle, düşük benlik algısıyla, dürtüsellikle, bağımlılıkla ilişkili. Öbür yandan "internet bağımlılığı" için hastaneler, klinikler de açılıyor. Kendisi resmi bir tanı olmasa da! Ve hepsinin üstüne "dijital bağımlılık" tartışmalarının "şaka" dolu bir tarihi de var. soL yazarı ve psikiyatrist Tolga Binbay sosyal medya kullanımının psikiyatrik yanını tüm bu tartışmalar ve tarihçesiyle yazdı.

Salgının 2020 sonlarında yapılacak olan ABD başkanlık seçimlerine Demokratların adayı olarak girebilmek için yarışı sürdüren Bernie Sanders’ın kampanyasına yaradığı dile getirildi. Milyonların işsiz kalması, sağlık sigortasından olması ve koronavirüs karşısında çaresiz kalması, onların Sanders’a yönelmelerine yol açabilirdi. Hatta bundan yalnızca ABD’de değil, Türkiye’de de umutlanan solcular oldu.

Gözümüzü yaşadığımız topraklara çevirdiğimizde pek çok salgının Anadolu’dan da geçtiğini görürüz. Söz konusu “felaketler” tarih boyunca özellikle Anadolu köylüsünün belini büker.