Şi Jinping ve diğerleri

Korkut Boratav'ın "Şi Jinping ve diğerleri" başlıklı köşe yazısı 20 Kasım 2012 Cuma tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Basından izlemişsinizdir: Çin Komünist Partisi (ÇKP) 18. Kongresi’ni tamamladı ve Parti’yi, ülkeyi beş yıl boyunca yönetecek olan lider kadrosunu belirledi biraz gençleştirdi. En önemli değişiklik, ÇKP Genel Sekreterliği’nin Hu Jintao’dan 59 yaşındaki Şi Jinping’e devredilmesi oldu.

Bu değişim Çin’in geleceğini hangi yönde etkileyecek? Gelişen kapitalist ilişkiler ile yaygınlığını, etkisini koruyan devlet mülkiyeti arasındaki uyumsuz birliktelik yeni ÇKP yönetimi altında sürecek mi? Değişecek mi? Nasıl?

Önce bazı haber ve bilgi kırıntılarını gözden geçirelim.

***

Batı basını ÇKP içindeki grupları ikiye ayırıyor: Reformcular ve tutucular… “Reformcu” takım, piyasa ilişkilerinin daha da genişletilmesini, özel mülkiyet hakları üzerindeki kısıtlamaların büyük ölçüde kaldırılmasını, özelleştirmenin, finansal serbestleşmenin hızlandırılmasını hedefliyor. Reformcu eğilimi temsil edenlerin başında bir önceki dönemin başbakanı Wen Jiabao geliyor.

“Tutucular” ise, Mao dönemi sosyalizminin aşınmalarına, abartılı özel servet birikimine, eğitim ve sağlığın bedelli olmasına karşı çıkan devlet mülkiyetinin korunmasını savunan çevrelerden oluşuyor. Politbüro üyesi Bo Şilai bu kanadı en üst düzeyde temsil eden kişiydi. Ne var ki, 18. Kongre arifesinde Bo çeşitli suçlamalarla görevlerinden uzaklaştırıldı yargılanması bekleniyor. ÇKP içindeki sol/sağ saflaşma ve Bo Şilai’nin yönetimi döneminde Çongking eyaletinde uygulanan “solcu, Mao’cu” uygulamalar, Ahmet Devrim tarafından Global Research web sitesinde (8 Kasım 2012) ayrıntılı olarak incelenmektedir.

***

Yeni Genel Sekreter Şi Jinping bu ayrışmada nereye oturuyor? Babası, ÇKP’nin ilk kuşak devrimcilerinden Şi Zongşun’dur. Kültür Devrimi sırasında görevden uzaklaştırıldı. Oğlu Şi Jinping liseyi yarıda bıraktı yedi yıl köylerde çalışarak “yeniden eğitildi”. Benzer tezgâhtan geçen seçkinlerin aksine, Şi Jinping, o dönemdeki deneyimini lanetlemiyor “başta güçlük çektim ama zamanla kitlelerle bütünleştim zengin bir hayat yaşadım” değerlendirmesini yapıyor. Bir Wikileaks iletisine göre Kültür Devrimi sonrasında Şi, “kızıldan daha kızıl” görünmeye özen göstermiştir.

Sonraki yıllarda Şi Jinping kimya mühendisi olur. Partide, devlet aygıtı içinde görevler alır. Babasının nüfuzunun da katkısıyla hızla ilerler. Yöneticilik yaptığı çeşitli eyaletlerde ve Şanghay’da “reform”ları, özellikle yabancı yatırımları teşvik ettiği söylenir. Bir önceki ÇKP Kongresi’nde Politbüro Yürütme Kurulu’na ve Başkan Hu Jintao’nun yardımcılığına getirilir.

Son yıllarda Şi Jinping ÇKP kadrolarını eğiten merkezi parti okulunu yönetmiştir. Batılı yorumcuları tedirgin eden bu görevi fazla abartmaya gerek yoktur zira, reformlar dönemi sonrasında bu okulun programı “modernleşmiş” geleneksel Marksizm/Leninizm kurslarına “makro ve mikro iktisat türü Batılı dersler” eklenmiştir. (Global Times, Beijing, 21 Ekim 2012).

Şi Jinping, ÇKP Genel Sekreterliği’ne getirildikten sonra bir basın toplantısı yaptı kısa bir demeç verdi. Burada, Batılı yorumcuları hoşnut kılan ifadeler vardı: “Fikirlerimizi özgürleştirmeye çalışacağız reformu ve açılmayı sürdüreceğiz…” Tedirginlik yaratan, Parti’nin görevlerini Mao’ya özgü sloganları andırarak vurgulayan pasajlar da vardı: “Kendisini halka hizmete adayan bir Parti” “Ortaklaşa refahı hayata geçirmek” “Çin’e özgü nitelikleri taşıyan sosyalizm davasını ilerletmek”… Öte yandan konuşma boyunca “sosyalizm” sözcüğünün sadece bir kez kullanılması ile teselli buldular.

Şi, konuşmasında son yıllarda çok sık tekrarlanan bir sorunu da vurguluyor: “Yolsuzluk, Parti içinde çözülmesi gereken acil sorunların başında yer alıyor.” Bu, Çin toplumunun kapitalistleşme derecesinin örtülü bir itirafıdır. SSCB’de, Mao dönemindeki Çin’de insanları rahatsız eden eşitsizliklerin arka planında yolsuzluklar değil, ayrıcalıklar yatardı: Yönetici kadrolara (nomenklatura’ya) resmen veya (“kayırma, gözetme” gibi yöntemlerle) fiilen sağlanan maddi avantajlar… “Yolsuzluk” ise, ancak devlet sırtından palazlanmayı hayat tarzı haline getiren bir burjuvazi oluşmuşsa vardır kapitalizme özgüdür. Bu sınıf ile siyasetçiler, kamu görevlileri arasında oluşan avanta, vurgun, rant, çıkar ilişkilerini ifade eder.

Batı basını Kongre’nin arifesinde ÇKP liderlerinin “kirli çamaşırları”nı teşhir eden bir dizi araştırma yayımladı. Bo Şilai, Wen Jiabao ve Şi Jinping’in aile çevrelerinin varlıkları, servetleri üzerinde ayrıntılı açıklamalar yapıldı. (Bk. New York Times 23 Nisan ve 25 Ekim, Bloomberg 19 Haziran)
Anlatılanlar, liderlerin kişisel yolsuzluklarına ilişkin suçlamalar içermiyor. Sadece, Çin toplumunu yöneten kadroların aile çevrelerinin kapitalizmle ne derece içli-dışlı olduklarını gösteriyor.

Çin’deki gelişmeler sosyalizmin, dolayısıyla insanlığın geleceğini yakından ilgilendiriyor belirliyor. Bu nedenle izlemeyi, tartışmayı sürdürmek zorundayız.