Batı'nın Bin Ladin'i, Posada-Cariles Bush Koruması Altında

Şu hususu tüm enerjimizle duyurmaktan ne yorulabiliriz ne de yorulmalıyız: Dünyaca tanınan ve bilinen Usame Bin Ladin'le eş değerde tutulabilinecek, terörist Luis Posada Carriles, sadece Amerika Birleşik Devletleri göçmenlik kanunlarını ihlal etmek suçundan, Teksas'da hukuki bir pandonim sürecinden geçerek yargılandıktan sonra serbest bırakılmıştır.

Ve bizler de tüm gücümüzle bunu duyurmaya çalışmalı ve kabarık terörist siciliyle yargılanmasını talep etmeliyiz. Çünkü şu aşamada, terörizmle mücadeleden bahsettiğinde Washington Hükümetinin ikiyüzlülüğüne somut bir örnek teşkil etmektedir, bu olay da en aşikar olaylarındandır.

Bu dava, menfaatleri doğrultusunda bilgilendirmeyen, tamamen yok sayan veya olayın anlaşılmasını önlemek amacıyla en aza indirgeyen, büyük Batı basınının riyakarlığını da gözler önüne sermektedir.

Posada Carriles, kendisi gibi diğerleriyle beraber, Amerikan Merkezi Haberalma Teşkiltatı (CIA) tarafından, 60'lı yılların başlarında, terörist ajan olarak yetiştirilmiştir ve her ne kadar Domuzlar Körfezi paralı asker çıkarmasında Küba'ya gelmemiş olsa da bu operasyonun içerisinde yer almıştır. Kendisinin yaptığı resmi açıklamasına göre de o zamandan itibaren, CIA'in maaşlı, resmi ajanı olarak 25 yılı aşkın bir süre boyunca çalışmış, ayrıca daha uzun bir süre de Amerikan casusluk ajansının en yakın işbirlikçisi olarak görev almıştır.

40 yılı aşkın bir süredir devam ettirdiği uzun terörist geçmişinde, 80'li yıllarda Nikaragua Sandinist Hükümete karşı geliştirilen kirli savaştan ismini alan Iran-Contras Operasyonunda, Albay Oliver North'un emirlerine itaat ederek yer almış, sayısız yurtseverin kaybolduğu ve işkence gördüğü Venezuela bastırıcı polis merkezinin (DISIP)[1], tabii ki CIA'in eşgüdümünde, sorumluluğunu üstlenmiş, kıtadaki halk ve ilerici hareket üyesi binlerce kişinin öldürülmesine ve kaybolmasına sebep olan Latin Amerikalı faşist diktatörlüklerin yeraltı polisiye yapısını teşkil eden Condor Operasyonuna (Akbaba) katılmış, Henry Kissinger Devlet Bakanı iken, onun koordine ettiği eylemlerde yer almış, Amerikanın başkentinde gerçekleştirilen bir suikaste kurban giden Salvador Allende Hükümetinde Dışişleri Bakanlığı yapan Orlando Letelier'in öldürülmesiyle bağlantılı olduğu görülen, 1976'da 73 yolcunun hayatını kaybetmesine mal olan, Küba havacılığa ait sivil bir uçağa sabotaj düzenleyen, 1997'de İtalyan bir turistin ölümüne ve birçok kişinin yaralanmasına sebep olan Küba'daki otellere düzenlenen terörist saldırıları örgütleyen, Küba'nın Devlet Başkanına suikast girişimlerini örgütleyen, hatta bir seferinde, yüzlerce kişinin ölümüne sebebiyet verebilecek bir eylemle, Panama Üniversitesinin anfitiyatrosunu havaya uçurmayı planlayarak, elinde C4 patlayıcı maddelerle tutuklanan ve Başkan John F. Kennedy cinayeti araştırmacılarının önemli bilgilerine göre, Küba asıllı diğer terörist mafya gruplarıyla beraber, Kennedy'nin öldürüldüğü gün Dallas'da bulunması, bu kişinin suikastla bağlantılı olduğunu göstermektedir. Amerikan mafyasıyla da bağlantısı olan bu terörist grubun, Füzeler Krizi (Ekim Krizi) veya Domuzlar Körfezi çıkarması esnasınsa Küba Devrimci Hükümetini yıkmak üzere yeterli çabayı sarfetmedikleri için Kennedy'lere derin bir nefret besledikleri herkesce bilinmektedir.

Aralarında New York Times gazetesinin de yer aldığı, Amerikan basınının kendisiyle yaptığı röportajlarda yazarların, kahramanlıklar olarak duyurduğu daha birçok kanlı eylemi, olayı ve kanıtı mevcuttur. Kübalı yetkililer, hiçbir kötülük düşünmeyerek, birçok sefer, bu olayların kanıtlarını Amerikalı yetkililere sunmuştur, aslında tüm geçmişi CIA'in elinde mevcuttur, zaten CIA uzun yıllar boyunca onları eğitmiş ve yönlendirmiştir. Baba Bush'un Merkeze asker toplama sorumlusu olduğu zamana ve daha sonra Amerikan Casusluk Kurumunun Genel Müdürü olmak için uzun yıllar boyunca Küba'ya karşı yürütülen kirli savaş dosyasına bakan "dava yetkilisi" olduğu dönemle aynı zamana denk düşerek, Bush ailesiyle bu teröristin bağlantıların üzerinde özellikle durulması gerekmektedir. Baba Bush, ayrıca Posada'nın önemli sorumluluklar üstlendiği "Iran-Contras" Operasyonunun Orta Amerika'da gerçekleştirildiği süre içerisinde Cumhuriyetin Başkan Yardımcısıydı.

Bu sebepten ötürü, CIA veya ona paralel veya Küba Amerikan Ulusal Derneği gibi görünüşte yapıları, Küba Havayollarına ait uçağın sabote edilmesi olayından ötürü tutuklu bulunduğu Venezuela'daki hapishaneden kaçırılması olayını bizzat üstlenmiştir, daha sonra ise üniversitenin anfitiyatrosunda gerçekleştirmeye yeltendiği korkunç olaydan ötürü yargılanması beklenirken, Panama'da tutulduğu hapishaneden serbest bırakılmıştır ve şimdi ise, yargılanan teröristin CIA ajanı olarak uzun ve bağlayıcı geçmişine dair konuşmasının ortaya çıkaracağı bir sansasyondan korkulduğu için "göçmenlik kanunlarını ihlal etme" suçundan yargılanarak serbest bırakılmasını sağlamak üzere müdahalede bulunmuştur.

Kongrenin muhalif demokrat üyesi, Başkan Bush'un yasal konularda en yakın işbirlikçisi, eski dostu ve Teksas valiliği yaptığı zamandan beri aileye en yakın kişi olan, Amerika Birleşik Devletleri Baş Savcısı Gonzalez'e birkaç gün kadar önce, Hükümetin, Posada Carriles'i neden terörist kimliğiyle yargılamadığını açıklamasını talep ederek korkutmak istemiştir. Bu ülkenin "adaletinin" en üst düzey sorumlusu olduğu farz edilen bu kişi, kekeleyerek ve utanmazca: "cevaplayabilmek için davayla ilgili daha fazla bilgi toplaycağını" söylemiştir.

Bu çok büyük bir utanç kaynağıdır, çünkü başından beri tüm hikayesini bilmektedirler. Bu durumda, Posada Carriles "iyi bir terörist", kendilerinin yarattıkları ve bakmak zorunda oldukları bir Frankestein'dır.... çünkü çok şey bilmektedir.

Bu sebepten ötürü bunu duyurmaya devam etmeliyiz ve başkan George W. Bush'un "Kim ki bir teröristi saklar veya korursa, o da bir teröristtir" sözünü unutmamalıyız.