Berkin

14 Haziran’da kaynak işçisi Ethem’in ölüm haberi geldi. İki gün sonra 16 Haziran’da Berkin Okmeydanı’nda kafasına gelen gaz fişeği nedeniyle derin bir uykuya daldı. 15’i 16 Haziran’a bağlayan gece polisin dağıttığı Gezi Parkı’ndan sonra direnişi devraldı.

Türkiye’nin tüm onurlu insanları adına o günden beri direndi Berkin. Küçük vücudu ve kocaman yüreğiyle...

14’ünde uyudu, uyurken büyüdü. 2014 yılında hep 15 yaşında kaldı...

**

Babası tekstil işçisi Berkin’in. Ortalaması asgari ücret kazanan bir sektörde çalışıyor. Eşi ve üç çocuğuyla geçinmeye çabalıyor. Çok değil bir yıl önce bu ülkenin Çalışma Bakanı dememiş miydi “büyük para” diye asgari ücrete, “geçinilmez diye bir şey yok, peynirin ekmeğin fiyatı belli” demişti değil mi? Geçiniyordu işte Elvan ailesi.

Evet, ekmeğin fiyatı belliydi.

Asgari ücretlilerin, ekmeğini alınteriyle kazananların kaderini değiştirecek günler gelip çattığında Haziran’da, bu ülkenin milyonları sokağa çıkmıştı. Zenginler ve patronlar için dönen çarklar değişecekti. O çarklar değil miydi koyu bir karanlığa sürükleyen memleketi? Korkuları bundandı, gözü dönmüş bir şekilde saldırmaları bundandı. Can almaları korkularındandı.

“Emirleri kim verdi” diye sormayın. Veren belliydi ya, zaten kendisi de itiraf etti çarkın başını tutan zat. Korkanlar ve korktukları için polisine “destan” yazdıranlar, ekmeği için çalışanların öfkesinden korktular, 14 yaşındaki o çocuktan da korktular.

Ekmeğin fiyatı belliydi 16 Haziran’a kadar. Artık değil.

Korkaklar düzeninde, işçinin emekçinin kuru ekmeğine de göz dikilir. “Yeter” demenin vaktidir. Denmezse, birilerinin ayakkabı kutuları parayla dolsun diye, sırıtkan müteahhitlerin cebi şişsin diye, bazı “şanslı” çocuklar ticareti öğrensin diye, bizim çocuklarımız ölecek.

**

Hava döndü. Çarkın başını tutanların kanlı ortaklığı bozuldu. Hırsızlar birbirine düştü.

16 Haziran’dan bugüne direnen Berkin’i yok sayanlar, görmezden gelenler de onu hatırladı. Kirli hesapları, Berkin’in o temiz direncini kirletemedi.

Berkin’i öldürenler, hastanede gece-gündüz demeden bekleyen ailesine gaz sıktıranlar, coplatanlar hangi yüzle başsağlığı diliyorlar?

Ya yalan makinesi haline gelmiş o televizyonlar? Tüm Gezi eylemleri sırasında ve sonrasında kamerasını o minicik bedenin uyuduğu Okmeydanı Hastanesi’nden kaçıranlar?

Şimdi birçoğunda Berkin’i anlatıyorlarmış. Haber değeri kazanmış yayın akışlarında, haber bültenlerinde. Gezi’nin yarattığı rüzgar fırtınaya dönüşünce Berkin’i haber yaptılar. Emri kimin verdiğini söylemeden, olur da yine hava dönerse diye...

Bunca gün korkaklardan korktukları için kalemi titreyenler, yalan yazanlar, yalakalığı analiz diye yutturmaya çalışanlar...

İkiyüzlülüğünüz, yalakalığınız asla unutulmayacak.

**

16 Haziran’ın, ülkenin karanlığa sürüklenmesine o büyük itirazın, emanetidir bize Berkin. O itirazı, küçük bedeniyle bugüne kadar taşıdı. Berkin’i bugün sonsuzluğa uğurladıktan sonra, Türkiye’nin aydınlık geleceği için, ekmeğimiz ve çocuklarımız için direncin bayrağını minik ellerinden alacağız.

Sen rahat uyu Berkin.