VİDEO | AKP 'sınır' tanımıyor: Suriyelilere 'kimlik' dağıttılar

AKP, Suriye'de TSK ve ÖSO operasyonu ile kontrol altına aldığı bölgelere kaymakam ve vali atamış, El Bab'a sanayi sitesi kurmuş, bölgede topladığı zeytinyağlarını satmıştı. Tüm bu adımların ardından şimdi de ÖSO desteğiyle kurulan 'Mahalli Meclis' aracılığıyla kimlik dağıtımına başlandı. Bölgede yaşayanlar sadece ÖSO bayraklı kimliklerle okul, hastane ve 'devlet'…

Ali Ufuk Arikan

AKP'nin Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı operasyonlarıyla kontrol altına aldığı bölgelerde attığı hukuksuz adımlara her gün bir yenisi eklenmeye devam ediyor.

TSK ve ÖSO operasyonu ile kontrol altına alınan bölgelere kaymakam ve vali atayan, El Bab'a sanayi sitesi kuran, bölgede topladığı zeytinyağlarını pazarlayan AKP, şimdi de ÖSO aracılığıyla kurduğu "Mahalli Meclis" ile birlikte kimlik dağıtmaya başladı.

Gaziantep Nüfus Müdürülüğü'nün yardımıyla kurulduğu belirtilen El Bab'taki nüfus müdürlüğü, üzerinde ÖSO bayrağının olduğu kimlikler dağıtıyor.

Habertürk, söz konusu gelişmeye ilişkin yaptığı haberde El Bab'ta yaşayan bir Suriyeli ile konuşurken, kimliklerin hastane, okul ve yardımlardan yararlanmak için kullanıldığı belirtildi.

'HİÇBİR HUKUKSAL KARŞILIĞI YOK'

Atılan bu adımı soL'a değerlendiren Abant İzzet Baysal Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Doç Dr. Ekin Oyan Altuntaş, bu gelişmenin uluslarası hukukta hiçbir karşılığı olmadığını söyledi.

"Vatandaşlığın korunması tamamen devlete aittir. Bu doğrudan doğruya başka bir devletin egemenliğine müdahale" diyen Altuntaş, Türkiye'nin adımının de facto bir bölge yaratma çabası olduğunu ifade etti.

Bu gelişmenin fiili yeni bir egemenlik alanı yaratmaya çalışmak olduğunu ve hukuka aykırı olduğunu vurgulayan Altuntaş, de facto bölge için kimi şartlar olduğunu ama bunların bu bölge için geçerli olmadığını dile getirdi. Türkiye'nin bölgede tam hakimiyeti gibi bir durumun olmadığını belirten Altuntaş, "Şu an başka bir devletin aracılığıyla desteklenen bir örgüt var ve o örgütün de destekleyen devletin de tam hakimiyeti yok. Türkiye kimlik dağıtarak, eğitimi sağlığı ve yardımları kendisi yaparak tam hakimiyet kurduğunu göstermek istiyor" dedi.

Türkiye'nin bölgede kalıcı adımlar atmaya çalıştığının altını çizen Altuntaş, "Ancak ben bu adımların kalıcı anlama geleceğini düşünmüyorum. Birçok ülkenin çeşitli çıkarlar nedeniyle sessiz kaldığı bir süreç yaşanıyor şu anda. Ancak Türkiye'nin ne sahada ne de gruplar üzerinde tam bir hakimiyeti olmadığını en son İdlib'de gördük. Rusya'ya rağmen uçak sokulamayan bölgede fiili bir hakimiyetten söz etmek mümkün değil. Türkiye şu anda bölgedeki boşluklardan yararlanıyor. Ancak bu boşluğun sürekli hale geleceğini söylemek mümkün değil" diye konuştu.

'BELGESİ OLANLAR VE OLMAYANLAR'

soL'a değerlendirmede bulunan Anayasa Mahkemesi eski raportörü ve Hukukta Sol Tavır Derneği Başkanı Ali Rıza Aydın, "Bir kere ÖSO'nun, bu kimliği verenlerin hukuksal karşılığı yok. Bunların terör örgütü olarak ilan edilip edilmemesinden öte bir şey, hiçbir hukuksal karşılığı yok. Savaş ortamında belge verilenleri kendinden, verilmeyenleri düşmandan mı sayacaklar? Belgesi olmayanlara gel bana katıl diye zorlama mı yapılacak? Bunun bir hukuksal bir karşılığı yok. Çeteler savaşında, çetelerin de içinde olduğu bölgede tehlikeli bir adım" ifadelerini kullandı.