Kapital yazı dizisi 3. bölüm: Çalışmaların yavaşlaması ve Marx’ın ölümü...

Araştırmacı yazar Serpil Güvenç, Marx'ın anıtsal yapıtı Kapital'in 150. yılı dolayısıyla soL okurları için önemli bir yazı dizisi hazırladı. Dizinin üçüncü bölümü yayında: Çalışmaların yavaşlaması ve Marx’ın ölümü...


Serpil Güvenç

İşçi sınıfının kurtuluş mücadelesinde bir dönüm noktası olarak kabul edilebilecek Marx’ın anıtsal yapıtı kapitalin yayınlanışının üzerinden 150 yıl geçti. Tarih, sosyoloji, felsefe, ekonomi, hukuk... disiplinler üstü eşsiz bir yapıt olarak insan medeniyetinin zirvesi kabul edilebilecek bu yapıt için aynı zamanda bir eylem kılavuzu; eşitlik, özgürlük yani kurtuluş mücadelesinin en güçlü bayrağı demekte bir sakınca yok.

Araştırmacı yazar Serpil Güvenç titiz bir çalışmayla soL okuyucusuna bu başyapıtın hem yazılış, hem de yabancı dillere çevriliş öykülerini içeren bir yazı dizisi hazırladı.

Yazı dizisinin Kapital’in yazılış hikayesinin anlatıldığı ilk üç bölümü bugünkü kısımla birlikte bitmiş oluyor.

Dizinin devamında Rusya, ABD, İngiltere ve Türkiye’ye giriş öykülerini okuyacaksınız.

BÖLÜM 3:

Çalışmaların yavaşlaması ve Marx’ın ölümü

1880 yılı başlarında yani ölümüne üç yıl kala Marx çalışmalarını yavaşlatır. Bunun kişisel, siyasi ve toplumsal  nedenlerini, 10.4. 1879’da Danielson’ a yazdığı mektupta şöyle açıklar;

“Ve şimdi hemen şunu söylemeliyim ki (bu tamamen aramızda kalsın) şimdiki rejim bugünkü sertliğini devam ettirdiği sürece, benim 2. Cildin yayınlanamayacağını Almanya’dan haber verdiler. Bu haber … beni şaşırtmadı ve itiraf etmeliyim ki üzmedi de. Nedenleri şunlar;

Birincisi; bugünkü İngiliz sanayii krizi doruğa ulaşmadan önce benim hiçbir koşulda 2. Cildi yayınlamamam gerekir…Bu kez tanık olduğumuz görüngülerin eşi benzeri yok…Bu nedenle, insan bu olayları “üretken” bir biçimde yani “teorik olarak” tüketebileceği bir olgunluk düzeyine erişinceye dek olayların bugünkü gidişini gözlemlemesi gerekir…

İkincisi, Yalnızca Rusya’dan değil ama Birleşik Devletler’ den vb. getirttiğim malzeme yığını da, çalışmalarımı sürdürmem için “hoş” bir bahane oluyor.

Üçüncüsü; Tıbbi danışmanım, birkaç saatlik sıkı bir çalışmadan sonra baş dönmesi nedeniyle devam edememek gibi, 1874’ler ve sonrasında düştüğüm duruma yeniden düşmemem için, “çalışma günü” mü büyük ölçüde kısaltmam gerektiği konusunda beni uyardı…”[1]

14 Mart 1883 günü, Engels evinden çıkar ve son zamanlarda yaptığı gibi Marx’lara gider. Yaklaşık bir yıl önce, karısı Jenny’yi, hemen sonrasında ise en büyük kızı Jenny’yi kaybeden Marx’ın sağlığı hızla kötüleşmektedir.  Eve ulaştığında bir koltukta oturan yoldaşının ölüsüyle karşılaşır.

Yarım yüzyılı aşkın süren büyük dostluk ve yoldaşlığın tarafı olan Engels, Marx’ı şu tümcelerle anlatır;  “Onun teorik ve pratik alanlarda, büyük kararların verilmesi gerektiği durumlarda ne denli değerli bir insan olduğunu ancak onunla çok uzun bir süre birlikte olan kişi kavrayabilir…”. 

Alman ve uluslararası işçi hareketi önderlerinden, Komünist Lig üyesi ve Alman Sosyal Demokrat Partisi kurucu ve liderlerinden Wilhelm Liebknecht’ e yazdığı mektupta ise, “yüzyılın ikinci yarısının en büyük beyninin” durduğunu söyler.

Bu arada dünya devrimci hareketinin önemli isimleri, Marx’ın kaybından dolayı duydukları acının yanında, Kapital’in geleceği konusundaki endişelerini de Engels’e iletmektedirler. Auguste Bebel[2], Engels’in Marx’ın öldüğünü bildiren telgrafına yazdığı yanıtta şunları yazmaktadır;

“Darbe büyük ama beklenmedik bir şey değildi… Şimdi herkes Marx’ın Kapital’inin bitmemiş elyazmalarına ne olacağını soruyor. Fransız gazeteleri ve buradaki gazeteler, bu işi bitirmeyi senin üstlendiğini yazmaktalar. Herkesin beklentisi bu merkezde ve sadece sen bu görevi başarabilirsin. Ama yeterince zamanın var mı?”[3]

Görüldüğü gibi, Engels’in, teorik ve pratik alanlarda, yıllarca omuz omuza mücadele verdiği yoldaşı için yapacakları henüz bitmemiştir. Kapital bitirilmelidir.

Bir bakıma, Marx’ın isteği de budur çünkü ölümünden kısa bir süre önce, kızı Eleanor’ dan Kapital’in elyazmalarını “bunlardan bir şeyler çıkarabilecek” olan Engels’e teslim etmesini söyler.

Bu bağlamda, 30.4.1868 tarihli önemli bir mektubu aktaralım.  Marx, bu mektubu yazarken sanki 2. Ve 3. kitapların hazırlanıp basılması işini Engels’in yapacağını önceden düşünmüş gibidir.  Bu kitaplarda işlenen konular hakkında bir kez daha ayrıntılı olarak bilgi verir arkadaşına;

“… Kâr oranının nasıl bir yöntemle açıklandığını bilmende yarar var. Onun için sana bu yöntemin en genel özelliklerini anlatacağım. Bildiğin gibi 2. Kitapta sermayenin dolaşım süreci, 1. Kitapta geliştirilen öncüllere göre açıklanmakta. Dolaşım sürecine giren diğer biçimsel kategoriler, örneğin sabit sermaye ve döner sermaye, sermayenin dolaşımı vb. için de aynı şey…3. Kitapta artı değerin farklı biçimlerine ve biri ötekinden farklı parçalarına dönüşümünü görüyoruz. Kâr, bizim için, ilk olarak, artı değerin bir başka adı ya da bir başka kategorisidir… Kâr oranı artı değer oranından farklıdır ve artı değer oranından küçüktür. Kâr oranındaki hareketler, artı değer oranındaki hareketlerden, hatta bir ölçüde, artı değerin toplam miktarından farklı ve başka olduğu sürece, bu formül [kendi bulduğu formülden söz ediyor] kâr oranındaki hareketlerin her olasılığını kapsar. Şimdiye dek bu nokta açıklanamıyordu… Artı değer oranı yani emeğin sömürülüşü eşit varsayılırsa, değer üretimi ve dolayısıyla artı değer üretimi ve dolayısıyla kâr oranı, üretimin farklı dallarında farklıdır.. Üretimin farklı dallarına yatırılmış ve bileşimleri farklı olan çeşitli miktarlardaki sermayeler arasında görülen rekabetin ortaya çıkarmaya çalıştığı şey, kapitalist komünizmdir yani üretimin her dalına ait sermaye kitlesi, toplam artı değerden, oluşturduğu toplam toplumsal sermayenin kendisine isabet eden miktarıyla orantılı parçasını alır… [4]”

Marx, bu mektupta, değer ve artı değer yasalarının, değerin üretim fiyatına dönüşmesinden sonraki dış görünüm değişikliklerinin de açıklanması gerektiğini belirtir. Yine, toplum ilerledikçe kâr oranının düşme eğilimi gösterdiğini anlatır ve ticaret sermayesi ile ilgili ayrıntılar üzerinde uzun uzun durur.

Mektubun daha sonraki bölümlerinde artı değerin ranta dönüşmesini inceler. Sonunda, ücretlerin, kâr (faiz) ve rantın, toplumdaki üç sınıfın yani işçilerin, kapitalistlerin ve toprak sahiplerinin gelir kaynaklarını oluşturduğunu ve bu koşullarda “sonuç olarak sınıf mücadelesine” varıldığını;” hareket ve tüm işin tahlili”nin ise gelip bu noktaya dayandığını söyleyerek son verir yazdıklarına.

2. ve 3. Ciltler için Engels devrede

Engels, henüz bitiremediği ‘Doğanın Diyalektiği’ ni bir kenara koyar ve Kapital’in 2. Ve 3. Ciltleri üzerinde çalışmaya başlar.

Daha sonraki yıllarda, Engels’in çalışmasıyla ilgili yapılan eleştirileri  E. Hobsbawm’ın şu yorumu açıklığa kavuşturmaktadır. Hobsbawm;

“M&E birbirinin siyam ikizi değillerdi. Ama iki adam kırk yıldan fazla bir süre herhangi bir teorik anlaşmazlığa düşmeksizin ortak çalışma yürütebilmişlerse, birbirlerinin kafasında ne olduğunu bildiklerini söylemek mümkündür. Eğer Anti- Dühring’i Marx yazmış olsaydı, farklı okunabilirdi ve belki yeni ve önemli öneriler de bulunabilirdi ama içeriği konusunda farklı düşüneceğini söylemek için bir neden yok. Bu, Engels’in, Marx’ın ölümünden sonra yazdığı her şey için geçerli sayılabilir “der ve ekler;

“Kapital, Marx’ın bize ulaşmasını istediği gibi değil, Engels’in Marx’ın bize ulaşmasını istediğini düşündüğü gibi ulaştı… Engels’in derdi, Marx’ın bıraktığı boşlukları doldurmak, eski basımları güncellemek ve arkadaşının temel eserinin “final” metnini üretmekti[5]”

Engels, ilk olarak, Marx’ın Kapital 2. İle ilgili çalışmalarını alır vasilerinden. Çalışmada, basıma hazır bölümlerin yanında, taslaklar ve  kaba kopyalar yer almaktadır. Marx’ın çözülmesi çok zor el yazısı ayrı bir güçlük kaynağıdır ve Engels’ten başkası yazıyı çözememektedir. Ancak zaman zaman o da çaresiz kalır, “Ah bu 2. Cilt! Eğer bu durumu bilseydim, [sağlığında]onu zorlar ve bitirmesini sağlardım!” diye yazar dostlarına. Yine de, her gün çalışır. Ona göre, “2. Cildi editör [kendisinden söz ediyor] değil, tamamen yazar temsil etmeli”dir çünkü Marx’ın her bir sözcüğü “altın” değerindedir ve bu nedenle kaybolmamalıdır[6]. Engels, ancak Marx’ın kendisinin değiştirebileceği yerlerde “üslubu değiştirerek” ve ancak yapılmasında mutlak zorunluluk bulunan ve üstelik de, anlamın hiç kuşkuya yer bırakmayacak kadar açık olduğu yerlerde, “araya açıklayıcı cümleler ya da bağlayıcı ifadeler katarak” hazırlar 2. cildi[7].

Kapital 2, Marx’ın doğum günü olan 5 Mayıs 1885’de yayınlanır. 2. Cilde yazdığı Önsöz’ün son cümlesinde, Marx’ın, 2. Ve 3. Ciltlerin karısı Jenny’ ye adanmasını istediğini belirtir Engels. Böylelikle “sermayenin dolaşım süreci” ne ayrılan ve ilk Almanca baskısı, 1885’de, ikinci Almanca baskısı ise 1893’de yayınlanan 2. Cilt tamamlanmış olur.

3. cilt  çok daha çetin bir uğraş gerektirir ve Engels’in on yılını alır çünkü bu cilt için elde sadece çok eksikleri bulunan bir ilk taslak vardır. Çeşitli bölümlerin başlangıçları oldukça dikkatle işlenmiş ve dahası üslup olarak iyi düzenlenmiştir ama taslağın ileriki bölümlerinde hiç düzenleme yapılmamış gibidir.

Buna rağmen Engels Kapital 3 ile ilgili çalışmalarına dair  heyecan dolu, bilimsel ve siyasi değerlendirmeler içeren mektuplar yazar yakınlarına. Örneğin Bebel’e şunları yazdığını görürüz;

“3. Kitap üzerinde çalışmaktayım. Mükemmel ve dahice. Bu kitap, gerçekten, eski ekonomi politiğin tümü açısından önceden görülmedik bir devrim. Sadece bunun sayesinde bile, teorimiz yıkılmaz bir temel kazanmıştır ve biz her cephede muzaffer bir biçimde savaşabileceğiz. Kitabın ortaya çıkışı, partideki dar kafalılığa da, bu akımın uzun bir süre unutamayacağı bir darbe vuracak.”

Kapital’in birinci kitabını Rusçaya çevirenlerden birisi olan Danielson’a ise şunları yazar;

“Bu 3. Cilt şimdiye dek okuduğum her şeyden daha çarpıcı. Ve yazarın hayatta iken bu cildi tamamlayamamış ve baskıya verememiş olması…  çok üzücü. En zor konular o denli basit bir biçimde –adeta çocuk oyunu gibi- açıklanmış ve çözülmüş ki, tüm sistem yeni  ve basit bir görüntü kazanmakta”[8]

Engels, bin sayfaya yakın bu elyazmasının bazı bölümlerini dipnotlarıyla tamamlar, parçalardan oluşan, birbirinden ayrı metinleri birleştirmek için araya pasajlar ekler; yazarın notlarına dayanmak suretiyle IV. Bölüm için yeni bir metin yazar. V. Bölümün tümünü üç kez gözden geçirir. Son olarak da yapıta bir Önsöz ve “Değer ve Kâr Oranı Yasası” ve “Borsa Değişimi” üzerine incelemeler içeren bir Ek yazar;

Tüm bu alçakgönüllü yaklaşımlara karşın, Lenin’in de vurguladığı üzere, Kapital’in son ciltleri, özellikle de 3. Cilt bir ortak yapımdır ve Avrupa proletaryası, “kendi biliminin bu iki bilim adamı ve savaşçı tarafından yaratıldığını ve onların birbirleriyle olan ilişkilerinin, insan arkadaşlığı hakkında bilinen en eski, en duygulu öykülerin kat be kat ötesine geçtiğini söyleyebilir [9]”.

Lenin’e ve Kapital’in 2. Ve 3. Ciltlerini yayınlayan Engels’in, bu çalışması ve özverisiyle,  arkadaşına heybetli bir anıt diktiğini ve istemeyerek  de olsa, kendi ismini de bu anıta kazıdığını söyleyen  Avusturyalı Sosyal Demokrat Victor Adler’e hak vermemek elde mi?

Ve son kitap; Artı- Değer Teorileri…

Engels’in Kapital serisi ile ilgili yapmak istediği son şey, Kapital’in 4. kitabını yayınlamaktır. Ne var ki, ömrü buna yetmez. 16 şubat ve 24 şubat 1884’de Kautsky’ye yazdığı mektuplarda bu kitaba değinir. Bernstein’a yazdığı 1884 tarihli mektupta ise ayrıntılı bilgi verir.  Karl Kautsky, Marx’ın 4. kitaba dair yazdıklarını inceler ve kendine göre bir uyarlama yapar ve bunu 1910 yılında yayınlar.

Ne var ki, bu derleme, başta Sovyetler Birliği Marksizm - Leninizm Enstütüsü olmak üzere  bir çok  kurum ve kişi tarafından sert eleştirilere uğrar çünkü Kapital 4 ya da Artı-Değer Teorileri olarak yayına verilen kitapta önemli çıkartmaların yanı sıra önemli tahrifatların da yapıldığı ileri sürülmektedir. Kapital’in bu bölümüne dair Marx’ın plânının da bir kenara atıldığı, iddialar arasındadır. 

Bunlar arasında en ciddi bulduğumuz Sovyetler Birliği Marksizm-Leninizm Enstitüsünün savlarına kısaca bir göz atalım.

Sovyetler Birliği Marksizm –Leninizm Enstitüsü araştırmacılarına göre, Marx,  Artı-değer teorilerini Ocak 1862- Temmuz 1863 arasında yazmıştır. Söz konusu çalışma, oylumlu 1861-63 elyazmasının bir bölümüdür. Artı-Değer teorileri, bu elyazmasının yaklaşık 110 forma tutan en uzun  ve en özenle düzenlenmiş parçasıdır ve Kapital’in sonuncu, 4. Cildinin ilk ve tek taslağıdır. Marx, bu cilde, diğerlerinden farklı olarak, “tarihsel, tarihsel-eleştirel ya da tarihsel-yazınsal kısım” adını vermiştir. Kısacası, Marx, Artı- Değer teorilerini,  ilk planındaki [6 kitaplık ilk plandan söz edilmektedir]sermayeye dair 1. Bölümün “genel olarak sermaye” kısmında yer alacağını düşündüğü teorik araştırma bölümüne “tarihsel bir ara-söz” olarak tasarlamıştır.

Ne var ki, çalışmalar ilerledikçe sınırlar aşılmıştır. Bu koşullarda,  Artı- Değer Teorileri’nin boyutları çok genişlemiştir[10].

Marksizm-Leninizm Enstitüsü, savlarını, Marx’ın Sigmund Schott’a yazdığı 3 kasım 1877 tarihli mektubunda, Kapital’le ilgili çalışmasına dair söyledikleriyle desteklemektedir. Marx şunları yazmaktadır;

“Gerçekte ben Kapital’e üçüncü tarihsel bölümle tersten başladım; ondan dolayı , en son ele alınan  birinci cilt, halka, doğal olarak, bir takım sınırlamalarla önce sunuldu, hazırlanır hazırlanmaz basıldı; bu arada her araştırmada olduğu gibi, öteki iki cilt ham malzeme olarak kaldı”

İddia edilen şey, mektuptaki tarihsel bölümün 3. Cilt olarak anılmasıdır çünkü Marx, 2 ve 3. Ciltleri tek kitap halinde, cilt 2 olarak basmak istemiştir.  Bu açıklamalar ışığında şu söylenebilir; Artı-Değer teorileri Kapital’in  4. Cildi olarak düşünülmüştür. Engels ve Lenin de bu kanıyı paylaşmışlardır.[11]

Artı-Değer Teorileri, Kapital’in diğer kitapları gibi, çok değerlidir. Marx, burada, öncelikle, kendisinden önceki ekonomistleri , kârın ödenmemiş emekten geldiğini fark etmekle birlikte “emeğin değeri” konusunda şaşkınlık içine düşen Adam Smith’i, artı-değeri kârdan ayırt edemeyen ve üretim fiyatı ile değeri birbirine karıştıran Ricardo’yu ve bunları izleyen “vülger” iktisatçıları incelemekte, getirdiği eleştirilerin ışığında, kendi artı-değer teorilerini ortaya koymaktadır.  Bunların yanı sıra, Marx, Kapital’in bu cildinde kapitalizmin devresel bunalımlarının nedenlerini çözümlemektedir[12].

Sonuç yerine

Kapital’in üç kitabının doğum öyküsünün bu kısa özetini, “Ateşi Çalmak” başlıklı Karl Marx’a ait  anı-biyografinin yazarı Galina Serebryakova’nın yorumu ile bitirelim:

“ [Kapital] yeni bir toplumun ortaya çıkışının kaçınılmazlığını kanıtlarıyla göstermek için kapitalizmin bütün özünü en derinlerine inerek ortaya çıkarmış olan bilimsel bir manzume olmuştur. Kapital’de burjuva toplumunun doğuşu, gelişimi ve çözümsüzlüğü incelenmektedir. Kapitalizmin günleri sayılıdır. İşte Marx’ın kehanet düzeyindeki çıkarımı budur… Tekelci sermaye, kendi bünyesinde ve kendi egemenliği altında büyümüş olan üretim biçiminin prangasıdır. Üretim araçlarının merkezileşmesi ve emeğin toplumsallaşması, bunların kapitalist özle bağdaşmayacağı bir noktaya gelmektedir. Bu öz çatlamaktadır. Kapitalist özel mülkiyet için ölüm çanları çalmaktadır.

‘Mülksüzleştirilenlerin mülksüzleştirilmesi’. Kapital, Karl Marx’ın teorisinin birbiriyle organik bağları olan tüm halkalarını, felsefeyi, politik ekonomiyi ve sosyalist devrim teorisini birleştirmiştir. Bu yapıtta, proleter sosyalizmin, proletaryanın tüm dünyadaki tarihsel misyonuna, sosyalist devrime, proletarya diktatörlüğüne ilişkin derin felsefi ve ekonomik kanıtlar sunulmuştur”[13].

Sonraki bölüm: Kapital Rusya'da



[1] K. Marx-F. Engels , Seçme Yazışmalar 1”(Ekim 1996), s. 110-113, Sol Yayınları, Ankara

[2] Auguste Bebel (1840-1913) Alman Sosyal Demokrasisinin ve uluslararası işçi sınıf hareketinin önemli liderlerindendir. 1. Enternasyonal üyesidir ve 1869’da Liebknecht ile birlikte Alman Sosyal Demokrat İşçi Partisi’ni kurmuştur. “Kadın ve Sosyalizm” kitabının da yazarıdır.

[3] Ghenrikh Volkov (1990), “Dear Fred”, s. 108, Novosti Publishers, Moscow

[4] K Marx & F Engels, Seçme Yazışmalar, 1844-1869 (Kasım 1995), s. 239-244, Sol Yayınları, Ankara

[5] E. Hobsbawm( 2011), “How to Change the World”, s.180, Abacus, printed in Great Britain

[6] Volkov, s.110

[7] Alaaddin Bilgi (Mayıs 1992,) “Karl Marx, Kapital- Özet ve Kılavuz”, s. 53, Yurt yayınları, Ankara

[8] Volkov,s. 112-114

[9] Aynı eser, s. 118

[10] SSCB Marksizm-Leninizm Enstitüsü araştırmacıları, incelemeleri sonucunda, Marx’ın  1862-3 elyazmalarındaki tarihsel - eleştirel bölümlerin, VI- XV not defterlerinde yer aldığını ve bunlara ek olarak XVIII not defterlerinde de bu teorilere dair bazı bölümler olduğunu görmüşler;  yine XX-XXIII numaralı not defterlerinde de bazı tarihsel denemelerin varlığını keşfetmişlerdir.  Ana metnin yani Artı- Değer Teorilerinin ana metninin ise, VI –XV arasındaki not defterlerinde ve XVII numaralı defterde yer aldığını görmüşlerdir. Söz konusu defterler Ocak 1862-Ocak 1863 arasında Marx tarafından kaleme alınmışlardır. Yine SSCB araştırmacılarına göre, Marx,  ilk plânda, ”genel olarak sermaye” bölümüne aldığı sorunlar arasına koymadığı, sermayelerin rekabeti, kredi, rant gibi sorunları da bu bölüme katmıştır. Sonuçta,  bu çalışmanın, 4. Cilt olarak basılması görüşü ağır basmıştır.

[11]  Lenin Artı- Değer teorilerindeki teorik çözümlemelere çok önem vermektedir .  Bir çok kitabında mutlak rant konusundaki  tezlerden söz eder ve Marx’ın büyük öngörüsünü vurgular.

[12] Maurice Cornforth (Şubat 1975),” Marksist Klasikleri Okuma Kılavuzu”, s. 84-5, Sol Yayınları, Ankara, Daha geniş bilgi için bakınız; Sovyet Bilimler Akademisi Kollektifi, “Karl Marx “Biyografi”, (Nisan 1976), s.347-49, Sorun Yayınları, İstanbul ve V.I. Lenin, “Karl Marx”, (Mart 1967), Foreign Languages Press, Peking, People’s Republic of China.  SSCB’de 1969-1971 tarihleri arasında Artı-Değer Teorileri yayınlandı. Türkçede ise,  1998-99 yıllarında iki cilt halinde Sol Yayınları tarafından basıldı.

[13] Galina Serebryakova (kasım 2000), “Ateşi Çalmak”, s. 110, Evrensel Basım Yayın, İstanbul