Hindistan’da Kongre Kazandı Sol ve Dinciler Kaybetti

Hindistan seçimleri 16 Mayıs'ta Kongre Partisi'nin (Hindistan'da sadece "Kongre" olarak bilinir) zaferiyle sonuçlandı. Beş yıl önceki seçimlerden de Kongre birinci parti olarak çıkmıştı. 543 milletvekilinden oluşan parlamentoda, Birleşik İlerici İttifak (Bİİ) altında toplanan müttefikleriyle birlikte 218 milletvekiliyle temsil ediliyordu. Kongre, azınlık hükümeti kurdu ve iktidarı komünist ve sosyalist eğilimli partilerin desteği sayesinde sürdürebildi. Sol partiler, 2008 sonlarında ABD ile yapılan bir nükleer işbirliği anlaşmasını protesto ederek Kongre iktidarından desteklerini çektiler ancak, hükümet seçimlere kadar durumu idare edebildi.

Kongre liderliğindeki Bİİ yeni parlamentoda milletvekili sayısını 262'ye çıkardı. Böylece on milletvekilinden alabileceği ek destekle hükümeti kurabilecek ve beş yıl boyunca tek parti iktidarını hayata geçirebilecek duruma geldi.

Buna karşılık, seçimlerden açıkça yenik çıkan iki siyasi hareket var. Birincisi Bharatiya Janata Partisi (BJP)'dir. Hindu inançlarının topluma egemen olmasının Hindistan'ın anayasal sistemindeki ve kamu yönetimindeki laik gelenekleri değiştirmenin mücadelesini simgeleyen bu parti, 1999-2004 yıllarında diğer sağcı, dinci partilerle kurduğu (ve Ulusal Demokratik İttifak -UDİ- adını taşıyan) bir koalisyonla ülkeyi yönetmiş sonraki beş yılın da ana muhalefet partisi olmuştur. 2009 seçimlerinde UDİ blokunun milletvekili sayısı beş yıl öncesine göre 181'den 159'a indi.

Seçimlerin diğer mağlûbu "Sol Cephe"dir. Solcu partiler seçimlere, Kongre ve BJP dışında bir alternatifin ülke geleceğine ağırlığını koyma beklentisiyle Üçüncü Cephe diye anılan (ve laik-ilerici küçük ve yerel partileri de içeren) bir koalisyonla girdiler. Bu grup parlamentoya 80 milletvekili soktu. Ne var ki, bu 80 milletvekilinin sadece 24'ü komünist-sosyalist partilere mensuptur. Böylece, eskiden "Sol Cephe" diye anılan partilerin parlamentodaki ağırlığı büyük ölçüde (59'dan 24'e) aşınmış "Üçüncü Cephe"de de parçalanma süreci hızla başlamıştır.

***

Seçimleri değerlendiren kimi yorumcular, Parlamenter siyasetin garip bir cilvesine işaret ediyorlar: Kongre'nin seçim zaferine en büyük katkıyı yapmış olan sol partiler, bu katkılarının "ödülü"nü, yeni parlamentoda marjinalleşerek aldılar. Kastettikleri şudur: 2004'te Kongre'nin iktidara gelmesine yol açan ana etken bir önceki BJP iktidarınin sermaye yanlısı / emek karşıtı çizgisidir. Kongre'nin sağ kanadı, bu tür bir algılama içinde değildi. 2004 sonrasında dünya ekonomisinde sermaye hareketleri canlanmakta olduğu için Hindistan ekonomisini yabancı sermayeye, bu arada sıcak para akımlarına tamamen açmak eğilimindeydi. 2004'teki seçmen tepkisini doğru algılayan Parlamentodaki sol partiler bu eğilimlerin hayata geçmesini engellediler. Bu engellemeler Hindistan'ı "açılan-saçılan" çevre ekonomilerine göre çok daha hızlı bir büyüme patikasına çekti 2005-2007 yıllarında ekonomi yüzde 9.4 oranında büyüdü. 2008-2009 kriz ortamına da Hindistan dış açık-dış borçlanma göstergeleri bakımından kırılgan olmayan bir konumda girdi. Kamu harcamalarını artırarak ekonomisinin küçülmesini önledi. IMF "açılıp-saçılıp" krize giren Türkiye için 2009'da yüzde 5.1'lik küçülme Hindistan için yüzde 4.5'lik büyüme öngörüyor.

Sol partilerin baskıları, Kongre hükümetini sosyal politikalarda ileri adımlar atmaya yöneltt. Bunların başında, derin ve yaygın kırsal yoksulluğa karşı 2005'te çıkarılan "kırsal istihdam güvencesi yasası"dır. Sol partilerin girişimi ve desteğiyle çıkarılan bu yasa, her yıl yoksul köylülere yüzer gün istihdam güvencesi getirmekteydi. Özellikle kamu altyapı yatırımlarında başarıyla uygulanmış ve kırsal bölgelerde Kongre'nin başarısına katkı yapmıştır.

***

Kısacası, Kongre'nin seçim başarısının ardında, neoliberalizme teslimiyet seçeneğine savrulmamış olması yatıyor.

Bu sonuca katkı yapan sol partiler, "hem Kongre'ye, hem BJP'ye bir alternatif" sunarak seçmenin karşısına çıktılar ve başarısızlığa uğradılar.

Daha da önemlisi, komünist partiler uzun bir süreden beri iktidarda oldukları iki eyalette, Batı Bengal ve Kerala'da azınlığa düştüler. Bu iki eyalet meclisinin seçimleri iki yıl sonra yapılacağı için, iktidar henüz değişmemiştir ancak, uyarı sinyalleri verilmiştir. Seçim stratejisini oluşturan liderler eleştiri bombardımanını karşılama durumundadırlar.

İç ve dış sermaye çevreleri ise, Kongre'ye "komünistlerin ayak bağından kurtuldunuz, dışa açılmayı, tüm reformları hızlandırın" kampanyasına başladılar bile.

Kongre'nin sol kanadı ve sağduyu sahipleri ise, "geçmiş dönemin en hızlı büyüyen ikinci çevre ekonomisi Hindistan ise ve kriz ortamını küçülmeden atlatabiliyorsak, bunu neo-liberalizme tam savrulmamamış olmamıza borçluyuz piyasa anarşisinden uzak durmanın tam zamanıdır" diyorlar.

Fırsat buldukça gelişmeleri izlemek üzere...