Haydi durmayın ‘elitizm’ deyin!

“Nasıl oldu da bu adamlar tepemize çıktı” sorusu, son 11 yılın en popüler sohbet konularından biriydi.

Liberallere göre bu soru elitizmin tezahürüydü, mahkum edilmeliydi. Zaten AKP’yi biraz da bu yüzden, mazlum halkın dili, öfkesi olduğundan destekliyorlardı. Hükümet partisinde cisimleşen pespayeliği, geriliği sorgulamak suçtu, ayıptı, günahtı!

Arada Aysun kızımız ve benzerleri “çobanla benim oyum nasıl bir olur” türünden tuhaf laflar ederek, seçkincilik suçlamasına magazin desteği sağlıyor, ampul partisi “işte bizim mücadele ettiğimiz zihniyet tam da bu” diyerek üste çıkıyordu.

İlginç bir “halk” tarif ediliyordu. “Halk” cehaletti, “halk” gericilikti, “halk” zevksizlikti, “halk” muhafazakarlıktı, “halk” vurdumduymazlıktı, “halk” “ben bilmem paşam bilir”, “ben bilmem beyim bilir”di. En sonunda “halk”, padişahın bir tarafının kılı bile oldu!

Çaldılar çırptılar, “halk”a sadakayı layık gördüler. Her tarafa AVM dikip, “halk”ı alışveriş gezintisine çıkardılar. Bilime, emeğe, kültüre, insana hakaret ettiler, “halk”a alkışlattılar. Sömürüye sömürü katıp, “halk”ın tercihi dediler. “Ayaklar baş mı olacak” diye sorup bir de üstüne elitizme savaş açacak kadar pervasızlaştılar.

Sonra… Mayıs 2013’ün sonunda başka bir halk çıktı ortaya. Cesur, kafası dik, aydınlık, yaratıcı…

“Halk” gitti, halk geldi.

Cehalete, gericiliğe, zevksizliğe karşı çıkanları elitizmle suçlayanlar, hooooop ağız değiştiriverdiler. “Halk”a dalkavukluktan halka dalkavukluğa terfi ettiler. Haziran Direnişi’nin halkına “aslansın, kaplansın, en doğrusunu sen bilirsin” diye tezahüratla yaklaşanlar, düne kadar AKP’nin seçkinciliğe karşı “halk” devrimi yaptığını ileri sürmekteydi.

Ağız değiştirdiler çünkü halkın devamını getirmesinden korkuyorlar.

Biliyorlar ki halk yalnızca zorbalığa, baskıya isyan etmedi, aynı zamanda “siz bizi yönetecek çapta değilsiniz” dedi ve bugünün seçkinlerini aşağıladı.

Bugünkü iktidarın pespayeliğine dönük halk tepkisinin, daha az pespaye iktidarlarla da kolay kolay yatışmayacağını da biliyorlar.

O halde…

Halkın meydan okuması, “sivil” düzlemde kalsın, siyasete taşınmasın!

Bütün dertleri bu.

Siyasete taşınırsa, halkı hiçe sayan sistem sorgulanır. Kapitalist sömürü kalitesizlik, çirkinlik, çürüme, ve cehalet olmadan yapamadığı için sorgulanır.

AKP’yi başımıza musallat ettiler, bedelini ödeyecekler, ödemeliler.

Evet, şimdi tam da halk adına soruyu yeniden sorma zamanıdır: Nasıl oldu da bu adamlar tepemize çıktı?

Bu soruya başka bir soruyla verilecek kısa bir yanıt, kibirli burjuvaları da, çok bilmiş liberalleri de, emperyalistleri de üzer, hem de çok!

Kim bu adamları tepemize çıkardı?