‘Halbuki çok iyi hazırlanmıştık!’

Sonbahar için hummalı bir çalışma içindeler. Kendilerini gözden geçirmek gibi bir niyetleri yok. Herhalde umudu kestiler, işe yaramayacağını düşünüyorlar. Bütün hazırlıklar karşı tarafı, yani halkı kilitlemek, bozmak üzerine…

Medya temizliği sürüyor. Tatile çıkan ya da yollanan isimlerin bir bölümü, döndüğünde plazalardan içeriye dahi giremeyecek besbelli. Düne kadar iktidara bayağı faydası dokunanlar dahi eleniyor, yerlerine onuncu sınıf çanak yalayıcılar dolduruluyor.

Üniversitelere özel güvenliğe ek olarak özel polis sokmayı planlıyorlar. Mezuniyet törenlerinde yandaş öğrencilerin ne kadar az olduğunu, yandaş hocaların ise araziye uyduğunu gördüler. Gezi Direnişi’nin sinyallerinin “ODTÜ Ayakta” eyleminde ortaya çıktığını hatırladılar. “Okulları kapatamayacaksak, yetiş polis! İmdat polis!” Bu durumdalar.

Mahallelere ihbar kutuları koyuyorlar. Gıcık olduğu komşusunu şikayet edecek, rakip bakkal için terörist diyecek, kızının peşindeki delikanlıyı şubeye çektirecek vatandaş arıyorlar. Adına da “sırdaş polis” demişler bu uygulamanın. Eylemci teyzeleri, protestocu amcaları, yürekli evlatları muhbirlerle yıldıracaklar akıllarınca...

Tribünlere pankart ve davul sokmayacaklarmış. Diktatörün yüzde 50’si maçlara da gelmiyor olsa gerek! Maçlarda öbür yüzde 50, okul kantininde öbür yüzde 50, mahalle meydanında öbür yüzde 50, parkta öbür yüzde 50… Eminim ıslık çalmayı engellemek için ağzı uyuşturan ilaç vermeyi bile önermiştir danışmanlardan biri. Diğeri, “telefonlara davul sesi yükler bunlar” diye atlamıştır hemen.

Twitter hesaplarını sildiriyorlarmış. Şimdilik bir hesabım bile yok, silinmenin nasıl bir duygu olduğunu bilemiyorum ama onlar -kuşkunuz olmasın- sokakta bir vatandaşı “silmiş” gibi heyecanlanıyorlardır. “Pencereyi kapattık, sinek giremez” türünden bir rahatlama...

Anlayacağınız acayip hazırlanıyorlar.

Yeterince gaz mutlaka stoklamış, hatta halkın üzerine sıkılacak karışımı bidonlara şimdiden doldurmuşlardır. Koç grubuna “bir ayda şu kadar TOMA, şu kadar Akrep yetiştirmezseniz, TÜPRAŞ’ı bu sefer fuhuş yapılıyor diye basarız” bile demiş olabilirler.

“Her şeyi düşündük efendim” diyorlardır diktatörün huzuruna çıktıklarında. “Çok iyi hazırlandık.”

Hazırlandık dedikleri halkla kavga etmek. Kadro ise mükemmel. Tayyip, İ. Melih, Egemen, Yalçın, Yiğit… Böyle gidiyor.

Bu kadronun karşısına “kan benim, damar benim” diye etrafındakileri kalaylayan çocuğu çıkarmak vardı (videoyu izlemeyen okurlardan özür diliyorum ne yapalım benim de Facebook ve Twitter’da olanlardan haberim yok). Görürlerdi hazırlığı!

Neyse, efendilik halkta kalsın, Haziran yaratıcılığı sonbahara taşınsın.

Taşınsın ki, Eylül ayında memurları diktatörün huzuruna çıkıp “valla çalışmadığımız yerden geldi, çok üzgünüz, halbuki iyi hazırlanmıştık” desin, top oynamayı tamamen unutan bir takımın karşı takımı “bozmak” için sahaya çıktığında hezimete uğrayacağını anlamayan diktatöre tarihi bir ders verilsin.