Aç… Kapa…

Kemal Okuyan'ın “Aç... Kapa...” başlıklı yazısı 05 Şubat 2013 Salı tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Mısır’da yığınsal protestolarla sarsılan Mursi iktidarı, gösterilerde yüz kapatmayı yasaklamış. Hedefte elbette maskeli gruplar var.

Peki gösterilere çarşaflı, peçeli kadınlar katılırsa ne olacak? Müslüman Kardeşler iktidarda olduğuna göre şimdilik böyle bir kaygı duymuyor, İslamcı grupların hükümet karşıtı eylemlere katılmayacağını varsayıyor olabilir. Peki ya birileri, “siz İslam’a ihanet edip ABD ile işbirliği yaptınız” diyerek sokağa dökülürse? Mursi’nin eli sopalıları “kamu güvenliği” gerekçesiyle türbanı, peçeyi, çarşafı söküp atmaya mı kalkacak?

Aynı Mısır’da yaşamın her alanında başörtüsünün, hatta çarşafın özendirildiğini biliyoruz. Ufak ufak başı açıklara şiddet örnekleri de görülüyor.

İşin gerçeği, “örtünme” kamu kültürüne baştan aşağıya aykırı. Doğrudur, insanların kılık kıyafetlerine karışmak absürd bir yan taşıyor. Ancak gerek hizmet sektöründe, gerekse kamu görevlerinde insanların tanınabilir olması gerekir. Hele hele “güvenlik” paranoyası yaşayan ve yaşatan kapitalizm koşullarında kamu görevlilerinin yüzünü açmasını talep etmek toplumsal bir hak. Kastettiğim yalnızca tesettürle ilgili değil. Polis yüzünü gösterecek, postacı yüzünü gösterecek, öğretmen yüzünü gösterecek, hekim yüzünü gösterecek…

Bu açıdan, ardı ardına çıkan yargı kararlarıyla kamusal alanda serbestleşen türbanın “pratik” bir dizi sorun yaratacağı açık.

Mesele inançsa, “türban yetmez, peçe takmak istiyorum” diyen birine kim hangi hakla itiraz edecek? Yüzün belirgin olması gibi kriterler, türbanın kullanılma biçimine ciddi biçimde bağlı değil mi?

Bir ara Bülent Arınç İngiltere’deki Sihleri örnek göstermişti, “sarıkla kamu hizmeti veriyorlar” diye… Doğrudur, yıllarca ne Britanya ordusu Sih askerlere miğfer giydirebildi, ne trafik polisleri motorsikletli Sihlere kask taktırabildi. Sonunda Sihlerin kafalarından çıkarmayı reddettiği “safa”nın mermilere karşı miğfer kadar, kazalarda ise kask kadar koruyucu olduğu “ortaya çıktı” da sorun çözüldü.

İngiliz aklı! Devletin otoritesini zedelemeden inatçı mı inatçı Sihlere boyun eğmenin yolunu bulmuşlar…

Ancak her zaman bir yol var mı?

Artık neredeyse bütün kapalı mekanlara “güvenlik perdeleri”nden geçerek giriliyor. Hepiniz görüyorsunuzdur, çarşaflı kadınlara ne yapacaklarını şaşırıyor güvenlikçiler… Yüzü kapalı, kalın kalın giyinmiş kişiler öte öte geçiyor x-ray cihazlarından… Beri yanda “saatinizi çıkarın”, “botunuzu çıkarın”…

Pasaport kontrolünde, keskin bakışlarla yüzünüzü inceleyen polislerin sadece gözleri görünen kadınlara işlem yaptıklarına kaç kez tanık oldum. Büyük olasılık yönetmeliklerde, bu tür durumlar için özel odalar önerilmiştir ama kimsenin uyguladığını görmedim.

Kendi koydukları kurallar!

Yarattıkları eşitsizlikler denizinde ortaya çıkan toplumsal sorunlara karşı “güvenlik”lerini alıyorlar. Alıyorlar ama bir yandan da giderek karmaşıklaşan kent yaşantısında “kadın”ın başına yeni çoraplar örmek için ellerinden geleni yapıyorlar.

İşte Mursi’nin hali… Daha iktidarının balayında “yüzünüzü açın” diye talimat yağdırmak zorunda kaldı göstericilere. Peki kadınlar? Onlardan ne yapmaları isteniyor?