ABD CHP'ye muhtaçtır KEMAL OKUYAN

Adalet ve Kalkınma Partisi'nden Egemen Bağış'ın, "ABD Türkiye'de laik-faşist bir seçenek peşinde" sözleri, son dönemlerde bu parti kaynaklı belli bir düzey tutturan neredeyse ilk çıkıştır. Kimi Amerikan gazetelerinde yer verilen değerlendirmelere işaret eden Bağış'ın niyeti elbette Vaşington'a kafa tutmak değildir. Bağış, Amerikancılıkla suçlanan partisini CHP'yi işaret ederek savunmakta ve "AKP'den sonrası tufan" demektedir.

Laik-faşist bir seçenek ise, hele hele İran'ın sürekli masada durduğu bir dönemde, büsbütün hayal ürünü olamaz. ABD'nin Türkiye'de islamcı-faşist hükümeti öbür uçtan yedeklemeye çalıştığını sürekli yazıyoruz. Öbür uçta da Amerikancılar vardır ve "laikliğin yılmaz bekçiliğini yapmak" Amerikancı olmayı engellememektedir. Faşist olmak ise... Gerektiğinde onu da yapmaktadırlar!

Başka bir konuya geçeceğim ama izin verirseniz durup bir bakalım. AKP'yi, yani Türkiye'yi daha da karartmak konusunda mutlak kararlılığından hiç kuşku duyamayacağımız partiyi kapatmak için hamle yapan güçler arasında kimler var? NATO'cu paşalar biliniyor. Şimdi yargının içinde en fazla sözü edilen mahkeme üyesi de NATO görevleriyle övünüyor, bu görevleri "devlet geleneği"nin gereği sayıyor. NATO'cu paşalar ve NATO'cu hakimlerle aydınlanma seferi elbet karaya oturur.

Türkiye'nin aydınlığı, AKP'yle mücadeleyi NATO'yla, emperyalizmle, sömürü düzeniyle hesaplaşmayla birleştirenlerin elindedir.

Bunu hep söylüyoruz ama bu hep unutuluyor!

Ve şimdi bir başka şey daha unutuluyor... CHP'nin hali ortada, kimsenin kimseye anlatmasına gerek yok. Bu parti politika üretmiyor, iktidara aday değil, muhalefet de yapmıyor. Oldukça uzun bir süredir işi başkalarına bırakmış... İşte unutkanlık burada başlıyor ve o başkalarının CHP'nin yerini doldurabileceği sanılıyor.

Ordu kurucu öznedir. CHP nedir? CHP dış kapının mandalı mıdır?

Ne duruma düşerse düşsün, CHP bu sistem için vazgeçilmezdir, diğer partilerin dolduramayacağı bir boşluğu doldurmakta, doldurmasa bile alan kapatmaktadır. Hiçbir zaman sol bir parti olmamıştır ama solu her daim perdelemiş, daha da önemlisi tarihi cumhuriyet kadar eski bazı toplumsal değerleri solun devrimci bir koordinatta yeniden üretmesinin önüne geçmiştir. Bugün aydınlanmacılıktan, yurtseverlikten nem kapan solcuların CHP'nin kapadığı alanda paralize olduğunu kabul etmek gerekiyor. CHP'nin aydınlanma ve yurtseverlikle bir ilgisi bulunmuyor lakin her ikisini de kötürümleştirmekte üstüne yok. Sermaye sınıfı için pozitif uygulamalar kadar alan kapatmak da önemli. Solun, emekten yana güçlerin hareketini kısıtlamak, onların atağını boşa çıkarmak, bir siyasi partiyi iktidarsızlaştırsa bile, onu olmazsa olmaz kılan bir işlevdir. Biz ne kadar "CHP bitti" diye yırtınırsak yırtınalım, CHP bitmez. CHP bittiğinde bu düzen bitmiş demektir.

ABD bunu bilir. ABD devlet kurumlarını bağlar ama siyasal gereksinimlerini bu kurumlara devretmez. Bilir ki, bu kurumlar dolayımsız siyasal misyonların baskısını hissettiklerinde deforme olurlar, istenmeyen unsurlar peydahlarlar. Bugün ABD'nin bölgesel gereksinimlerini NATO'cu generaller, NATO'cu hakimler iyi anlayabilir ama gerekeni yapmakta zorlanabilirler. Zorlarlarsa zorlanma artar, kırılma gündeme gelir.

CHP'ye bu nedenle gereksinim vardır. Son on yılda devlet kurumlarından yansıyan ABD'ye dönük eleştirilerin onda biri dahi CHP'den duyulmamıştır. Duyulmaz. CHP köklü bir partidir ve ABD'nin CHP'ye hayat öpücüğü kondurmak istemesi kimseyi şaşırtmamalıdır.

16.06.2008