Belediyeler piyasaya teslim: Tahvil ve sukuk çıkarıp borsada işlem görecekler!

Kamusal hizmet gören ve bir kamu idaresi olan belediyeler, piyasaya tamamen teslim oldu... Belediyelerin şirketleşmesinde son nokta, 2017'den itibaren tahvil ve sukuk çıkarma yöntemiyle belediyelerin borçlanması olacak. Sayıştay emekli denetmeni Kadir Sev, "Kentsel dönüşümle yükselen yapılar, menkul değere dönüştürülüp borsaya sürülecek. Vergi stopaj oranlarını da düşürecekleri için bu…

Haber Merkezi

Belediyelerin birer şirkete ve holdinge dönüşmesinde son nokta, 2017'den itibaren tahvil ve sukuk çıkarmaları olacak. Belediyeler böylece, sermayenin ve piyasanın bir parçası olacak. 

Kaynak sıkıntısı çeken ve İller Bankası'ndan da yararlanamayan belediyeler, tahvil ve sukuk çıkararak borçlanma yoluna hazırlanıyor. 2017'nin ilk çeyreğinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin sukuk, Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin de tahvil ihracına çıkacağı öğrenildi. Sabah'ta dün yayınlanan bir habere göre, ilk ihraçların Vakıf Yatırım üzerinden gerçekleştirilmesi bekleniyor. 

Belediyelerin tahvil ve sukuk çıkarmalarına ilişkin gelişmeleri Sayıştay emekli denetçisi Kadir Sev'e sorduk. Daha önce yerel yönetimler ve İller Bankası'yla ilgili yazılarını yayınladığımız Kadir Sev, belediyelerin piyasalaşması yolundaki bu yeni gelişmeyi soL okurları için değerlendirdi. 

"İLLER BANKASI ŞİRKETE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ, BELEDİYELER PİYASAYA YÖNELTİLDİ"

Belediyelerin yol, köprü, içme suyu, arıtma gibi büyük harcama gerektiren projelerin giderlerini karşılamak için borçlanma gereği duyduklarını hatırlatan Kadir Sev, "İller Bankası, belediyelerin bu tür gereksinmelerini karşılamak amacıyla kurulmuştu. Adı banka olmasına karşın bankacılık yapmıyor, kamu hizmetinin görülebilmesi için belediyelere finansal destek sağlıyordu. 2011 yılında İlbank adı verilerek bir anonim şirkete dönüştürüldü. Banka artık, ticari bankacılığın gereklerince çalışmak zorunda. Bu nedenle de, kredi kararlarını verirken, halkın gerçek gereksinmelerini değil, belediyelerin verecekleri ödeme planlarını değerlendiriyor. Belediyeler, devlet eliyle piyasaya yönelmek zorunda bırakılıyorlar" dedi. 

"KENTSEL DÖNÜŞÜMLE YÜKSELEN YAPILAR MENKUL DEĞERE DÖNÜŞTÜRÜLÜP BORSAYA SÜRÜLECEK!"

Belediyelerin tahvil ya da islami finans sağlama yolu olan sukuk çıkarmalarının önünde hukuk engelleri olmadığını vurgulayan Kadir Sev, şunları söyledi:

"Ancak belediyeler, parababalarına pek güven vermediği için tahvil yöntemi pek itibar görmemişti. Bu engelin aşılmasına çalışıldığı anlaşılıyor. Basında yer alan haberlere bakılırsa kentsel dönüşümün finansmanında önemli bir katkı sağlamak üzere hazırlanıyor. Açıklanmıyor ama asıl amaç bence şu: Kentsel dönüşüm kuralları uygulanarak yapılan bütün yapılar, menkul değere dönüştürülecek ve borsaya sürülecek. Vergi stopaj oranlarını da düşürecekleri için bu tahviller, daha yüksek fiyatlarla işlem görebilecek. Belediyelere güvensizlik sorununu, Hazine ya da iller Bankası garantisi vererek çözecekleri anlaşılıyor. Belediyelerin ödeyemedikleri borçlarını Hazine ya da İlbank ödeyecek ve bütçe paylarından keserek alacaklarını tahsil edecekler."

"SATMAK İSTEMEYEN BELEDİYE BORÇ YÜKÜNÜN ALTINA GİRECEK"

Belediyelerin zaten kıt kaynaklarla boğuştuğunu da ifade eden Kadir Sev, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bütçe paylarının kısıtlanmasıyla daha da zora girecekleri ve ellerindeki bütün taşınmazları satmak zorunda kalacakları çok açık. Satmak istemeyen belediyeler ya hizmet göremeyecek ya da ödeyemeyecekleri borçların altına girecek. Bilindiği üzere belediyelerin malları haciz edilebiliyor. Kamu hizmetlerine tahsis edilmiş olan mallarının haciz edilmeyeceği kuralı AKP döneminde çıkarılan 5393 sayılı Belediye yasasıyla 'fiilen kamu hizmetinde kullanılıyor olması' koşulu getirilerek belediyenin 'kamu hizmetine tahsis etmiştim' deyip hacizden mal kaçırması önlendi. Anayasa mahkemesinin de bu konuda ilginç! bir katkısı oldu. Kısaca şöyle: Belediye Yasasının 15. maddesine, Eylül 2014 tarihinde bir fıkra eklenmiş ve icra dairelerince haciz kararı alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilecek mal göstermesi istenmesi öngörülmüştü. Fıkraya göre, belediyenin gösterdiği dışında bir başka taşınmaz haciz edilemeyecekti. Fıkrayla ayrıca kamu hizmetini aksatacak şekilde haciz yapılamayacağı da öngörülüyordu. Bu iki kuralı anayasa Mahkemesi 'anayasayla öngörülen hukuk devleti ilkesine, hak arama özgürlüğüne, mahkemeye erişim, mülk edinme ve miras haklarına aykırı olduğu' gerekçesiyle iptal etti. Bu iptal kararından sonra icra dairesi, gözüne kestirdiği belediye taşınmazlarını, kamu hizmetini aksatır mı, aksatmaz mı düşüncesi taşımadan haciz edebilecek. Para babalarının hukuk devleti ve hak arama özgürlüğü işte böyle bir şey."