AYM, 'zorunlu aşı yapılamaz' kararının gerekçesini açıkladı

Anayasa Mahkemesi, "zorunlu aşı yapılamaz" kararının gerekçesinde, aşının bireyin fiziksel ve ruhsal bütünlüğüne bir müdahale olduğunu, devletin bu hakkı gözetmek zorunda olduğunu vurguladı. Anayasa Mahkemesi, "Bu hakka saygıyı sağlamaya yönelik tedbirlerin alınması zorunludur" dedi.

Anayasa Mahkemesi'nin Uşak'ta bir ailenin rızasına aykırı şekilde çocuklarına bebeklik dönemi aşılarının yapılması yönündeki yerel mahkeme kararında hak ihlali bulunduğuna dair hükmünün gerekçesi, Resmi Gazete'de yayımlandı.

 

Karara göre, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Uşak İl Müdürlüğü, H.S.A. isimli çocuğun bebeklik dönemi aşılarının anne ve babası tarafından yaptırılmadığı gerekçesiyle çocuk hakkında sağlık tedbiri uygulanmasını istedi. Sivaslı Asliye Hukuk Mahkemesi, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun ilgili hükümleri gereğince çocuk hakkında sağlık tedbiri uygulanmasına karar verdi. Bu karara yapılan itiraz Uşak Aile Mahkemesince reddedildi. Bunun üzerine aile, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.

 

Anayasa Mahkemesi, başvurucunun maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Anayasa Mahkemesi ayrıca yeniden yargılama yapılmasına hükmetti.

Kararda, özel yaşama saygı hakkı kapsamında korunan hukuksal çıkarlardan birinin de bireyin fiziksel ve ruhsal bütünlük hakkı olduğuna işaret edildi. Bu hak kapsamında devletin yükümlülüğün, sadece belirtilen hakka keyfi müdahaleden kaçınmakla sınırlı olmadığı anlatılan kararda, bu yükümlülüğün özel hayata saygıyı sağlamaya yönelik tedbirlerin alınmasını zorunlu kıldığı ifade edildi.

VUCUT BÜTÜNLÜĞÜ HAKKINA GÖNDERME

Vücut bütünlüğüne ilişkin hukuksal çıkarların da özel hayata saygı hakkı kapsamında güvence altına alındığı belirtilen kararda, "Birtakım hastalıklara karşı bağışıklık sağlamak için o hastalığın mikrobuyla hazırlanmış eriyik olarak tanımlanan maddelerin vücuda verilmesi şeklindeki aşı uygulamasının müdahalenin boyutundan bağımsız olarak vücut bütünlüğüne bir müdahale oluşturduğu açıktır" denildi.

"RIZA VERİLMEYEN MÜDAHALENİN DE GÜNDEME GELMESİ MUHTEMEL OLUR"

Söz konusu düzenlemenin, somut başvuruda olduğu gibi doğan her çocuğa belirli bir yaş periyoduna bağlı olarak ve ebeveynin rızası hilafına, ilgili idarece belirlenecek her türlü aşının tatbiki yetkisi verildiği şeklinde anlaşılmaması gerektiği vurgulandı. Kararda, "Aksinin kabulü halinde uygulanacak tıbbi müdahalenin tür ve kapsamı belirsiz olacak şekilde, rıza verilmeyen müdahale türlerinin gündeme gelmesi muhtemeldir. Bu kapsamda somut başvuru açısından 5395 sayılı Kanun'un ilgili hükümlerinin, başvuruya konu müdahalenin kanuni temelinin ihtiva etmesi gereken unsurlardan olan öngörülebilirlik niteliğini taşımamaktadır" ifadelerine yer verildi.

DOÇ.DR. BELEK: AYM'NİN KARARI TAM BİR HALK SAĞLIĞI FİYASKOSU

 

AYM'nin kararı açıklandığı zaman, aynı zamanda soL Haber Portalı yazarı da olan Doç. Dr. İlker Belek, yaptığı açıklamada, bu kararı tam bir fiyasko olarak nitelendirmişti. 

Belek, "Aşılar halk sağlığı için geliştirilen en önemli bilimsel kazanımlardır. Çocukları aşılatmak yalnızca bireysel değil, toplumsal bir sorumluluk" demişti. Aşıya itirazların genelde muhafazakâr-dindar kesimden geldiğini hatırlatan Belek, AYM'nin kararını bilimsel, eşitlikçi ve hakkaniyetli olmadığını söylemişti.