Doç. Dr. İlker Belek: AYM'nin 'aşı' kararı tam bir halk sağlığı fiyaskosu

Anayasa Mahkemesi'nin "ana-babanın rızası olmadan zorunlu aşı yapılamaz" kararını eleştiren Halk Sağlığı uzmanı Doç. Dr. İlker Belek, "Aşılar halk sağlığı için geliştirilen en önemli bilimsel kazanımlardır. Çocukları aşılatmak yalnızca bireysel değil, toplumsal bir sorumluluk" dedi. Aşıya itirazların genelde muhafazakâr-dindar kesimden geldiğini hatırlatan Belek, AYM…

Ahmet Çınar

Halk Sağlığı Uzmanı Doç. Dr. İlker Belek, Anayasa Mahkemesi’nin “Ana-babanın rızası olmadan zorunlu aşı yapılamaz” kararını eleştirerek, “Aşılar halkın sağlığını korumak için geliştirilmiş en önemli bilimsel kazanımların başında gelir. Çocukları aşılatmak, yalnızca bireysel sağlıkla ilgili değil, toplumsal bir sorumluluktur. AYM’nin kararında aşı kararının ebeveynin rızasına bırakılması gerektiği belirtilmiş ve rıza göstermeyen ebeveynlerin çocuklarını aşılatmayabileceklerinin vurgulanmış olması, bu nedenle bilimsel, eşitlikçi, hakkaniyetli değildir” dedi.

Anayasa Mahkemesi ana-baba rızası olmadan çocuğa zorunlu aşı yaptırılmasının Anayasa’nın "kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı"nı düzenleyen 17’nci ve "temel hak ve hürriyetlerin ancak kanunla sınırlanabileceğine" ilişkin 13’üncü maddesine aykırı bularak ihlal kararı verdi.

"AŞIYA İTİRAZLAR GENELLİKLE MUHAFAZAKÂR-DİNDAR KESİMDEN GELİYOR"

soL’a bu konuda bir değerlendirmede bulunan Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. İlker Belek, aşılarla ilgili son zamanlarda muhafazakâr-dindar kesimden itirazlar geldiğini hatırlatarak, şunları söyledi:

Aşıların domuzdan üretildiği, kanserojen genetiği değiştirilmiş maddeler içerdiği, koruyuculuğunun zaten düşük olduğu, değişik yan etkilerinin bulunduğu gibi. Bunların hiçbirisinin somut bir dayanağı yoktur. Aşı yaptırılmadığında ortaya çıkacak ve ölümle sonuçlanabilecek sağlık sorunları dikkate alındığında yan etkiler göz ardı edilebilir niteliktedir. Anlaşıldığı kadarıyla aşıya yönelik muhafazakâr-dindar itirazlar, aynen kürtajda olduğu gibi moderniteye ve bilime yöneltilen saldırının üstü örtük, dolambaçlı bir yoludur.

"ÇOCUĞU AŞILATMAK YALNIZCA BİREYSEL DEĞİL, TOPLUMSAL SORUMLULUK"

Aşıların, halkın sağlığını korumak için geliştirilmiş en önemli bilimsel kazanımların başında geldiğini ifade eden Doç. Dr. İlker Belek, şöyle konuştu:

Aşı, ilgili olduğu hastalıktan, yalnızca aşılanan çocuğu korumaz. Toplumsal bağışıklık dediğimiz bir mekanizma üzerinden aşılanmamış çocukları da korur. Ama bunun tersi de doğrudur. Çocuklarını aşılatmayan ebeveynler yalnızca kendi çocuklarını değil, toplumsal bağışıklık düzeyinin düşmesine katkıda bulunmuş olacakları için, bütün çocukların sağlığını tehlikeye atmış olurlar. Toplumsal bağışıklık hastalığın salgın yapmasının önlenmesi için çocukların en az yüzde 80’inin o hastalığa karşı aşıyla bağışık kılınmaları gerektiğini tanımlayan kavramdır. Bağışıklık oranı yüzde 80’in altına düştüğünde, birkaç sene içerisinde, aşılanmış çocukları bile kapsayabilecek salgınların ortaya çıkması kaçınılmaz olur. Anlaşıldığı gibi çocuğu aşılatmak, yalnızca bireysel sağlıkla ilgili, kendine yönelik değil toplumsal bir sorumluluktur.

"AYM'NİN KARARI BİLİMSEL, EŞİTLİKÇİ, HAKKANİYETLİ DEĞİL"

Anayasa Mahkemesi kararını eleştiren Doç. Dr. İlker Belek, “AYM’nin kararında aşı kararının ebeveynin rızasına bırakılması gerektiği belirtilmiş ve rıza göstermeyen ebeveynlerin çocuklarını aşılatmayabileceklerinin vurgulanmış olması, bu nedenle bilimsel, eşitlikçi, hakkaniyetli değildir. Bu noktada, hukukun, bireysel hak ve özgürlüklerin ancak toplumsal herhangi bir soruna yol açmama, kamu düzenini bozmama durumunda geçerli olabileceği yönündeki normunun geçerli olması gerekirdi. Kısaca bu kararda yalnızca halk sağlığı bilimiyle değil aynı zamanda hukukla da ilgili bir sorun bulunduğu düşünülebilir” dedi.

"TAM BİR HALK SAĞLIĞI FİYASKOSU"

Öte yandan çocukların aşı konusunun zaten mevzuatla düzenlendiğini söyleyen Doç. Dr. Belek, sözlerine şöyle devam etti:

Aile sağlığı merkezlerinin, buralarda çalışan aile hekimlerinin ve aile sağlığı elemanlarının en önemli görevlerinden birisi çocukların aşılanmasıdır. Şimdi ebeveynlerin rızasını almak üzere yeni bir yasa çıkarılma zorunluluğunun getirilmiş olması halk sağlığı açısından tam bir fiyaskodur. Bir yandan bu iş için zaman geçecektir. Öte yandan AKP’nin bu konuda nasıl bir yasa çıkaracağını tahmin etmek zor olmasa gerektir.