Alfredo Varela: Nazım'ın İspanyolcası

"Kübalı şair Nicolás Guillén, Fransız eleştirmen André Wurmser ve Alfredo Varela ile de burada tanışır. Varela ile olan sohbetlerinde Ekim Devrimi’nin Arjantinli yazarda yarattığı heyecan, Varela’nın Gorki’nin Ana’sını üst üste on defa okuyuşu gibi detaylar Nâzım’ı fazlasıyla şaşırtır ve mutlu eder."

Kaya Tokmakçıoğlu

Alfredo Varela 1914 yılında Buenos Aires’te dünyaya gelir. Arjantin toplumcu edebiyatının önemli temsilcilerinden olan yazar yaşamı boyunca açık bir biçimde komünizme sadık kalmış ve bu yüzden defalarca kovuşturmaya uğramış ve hapse atılmıştır. Aynı zamanda yazar María Rosa Oliver ve denemeci Ernesto Giudici ile birlikte Arjantin’deki barış hareketinin en önde gelen temsilcilerinden biridir. Varela, 1948’de Arjantin Komünist Partisi tarafından Polonya ve Macaristan komünist partilerinin kongrelerine delege olarak yollanır. Aynı zamanda Sovyetler Birliği ve Polonya Halk Cumhuriyeti tarafından Amerikan emperyalizmine karşı bir gövde gösterisi olarak toplanan “Barış İçin Dünya Entelektüelleri Konferansı”na Arjantinli komünist yazarların delegesi olarak katılır. Bu tarihten itibaren Varela, “yaratıcı enerjisinin büyük bir bölümünü” barış davasına adar.[1]

2. Dünya Savaşı sonucunda faşizmin yenilgisiyle birlikte dünya halkları nezdinde prestijini iyice arttırmış olan Sovyetler Birliği’ni ziyaret eden Latin Amerikalı yazarlardan ilki gene Varela’dır. 1948’in sonlarından 1949 yılının Mart’ına kadar Sovyetler Birliği Kültürel İlişkiler Cemiyeti’nin (VOKS) davetlisi olarak Moskova, Leningrad, Odessa ve Kiev’de temaslarda bulunur. Seyahatinden o kadar etkilenmiştir ki Arjantin’e dönüşünde Sovyetler Birliği üzerine 400 sayfalık bir anı kitabı kaleme alır. Latin Amerika halklarının bağımsızlık savaşlarıyla Batı tarafından sürekli bir müdahale tehlikesiyle karşı karşıya kalan Sovyetler arasında bir koşutluk kurduğu metni dikkate değerdir.[2] Sovyetler Birliği’nin yeryüzündeki cennet olarak temsil edildiği yapıt, mutlu, sağlıklı ve umutlu insanların portrelerini çizerken, sağlık ve eğitim sisteminin gelişkinliğini de gözler önüne serer. Varela, Sovyet siyasetinin son derece demokratik olduğunu ileri sürerken, SSCB’yi insanlığın esin kaynağı olarak gösterir ve bununla birlikte Stalin’in “çağımızın en büyük önderi” olduğunda diretir.[3]

1943 yılında yayımladığı ve on beş dile çevrilen romanı El río oscuro [Karanlık Nehir], Arjantin’in kuzeydoğusu ve Paraguay’daki mate tarlalarında sömürülen tarım işçilerinin (mensú’lar) gündelik yaşamlarına odaklanır. Latin Amerika romanına toplumsal konuları ele alış biçimi açısından taze bir soluk getiren roman, anlatısının parçacıklı yapısı ve okura birçok bakış açısını bir arada verebilme özelliğiyle biçimsel olarak da öncüdür. Yerlilerin boyunduruk altına alınmasını hikâyeleştirirken yola şu cümlelerle koyulur:

“Önceleri hoş cahillik zamanlarıydı. Yaban hayat berrak ve doğal bir mutluluğa sahipti. Aniden okyanuslar yükseldi, nehirler yataklarından çıktı ve alevli gökyüzü korkunç kötülükleri duyurdu. Beyaz istilacılar ortaya çıktı.”[4]

Romanın ulusal ve uluslararası başarısı, tanınmış tango şarkıcısı, oyuncu ve sinema yönetmeni Hugo del Carril’in 1952’deki film uyarlamasına yol açar. Parti üyeliğinden ve dolayısıyla siyasi görüşlerinden ötürü Peron yönetimi tarafından hapse atılan Varela, senaryo yazımında Carril’e yardımcı olur. Bununla birlikte filme katkıda bulunanlar arasında adı geçemez ve vizyona Las aguas bajan turbias [Sular bulanık akıyor] olarak girer. Her ne kadar senaryo sansüre uğramış olsa da film Arjantin ulusal sinemasının köşe taşlarından birini oluşturur ve önemli festivallerden ödüllerle döner. Bu dönemde aynı zamanda bir Peróncu olan Hugo del Carril, Varela’nın özgürlüğüne kavuşması için Juan Perón’la görüşmelerde bulunur. Bunun üzerine Perón ile Varela arasında gerçekleşen şu diyaloğa şahit oluruz:

Neden hapistesin? diye sordu Perón.
ABD büyükelçiliğinin önüne işediğim için, diye yanıt verir yazar, Perón’da bir gülümsemeye yol açarak.
Bak, eğer özünde toplumsal adaleti arıyorsak nihayetinde hepimiz biraz komünistiz.[5]

Nâzım Hikmet’in İspanyolcayla olan serüveni de barış savunucusu, komünist yazar Alfredo Varela’nın Duro oficio el exilio [Sürgün Zor Zanaat] başlığıyla Fransızcasından (C’est un dur métier que l’exile, Les Editeurs Français réunis, Charles Dobzynski, Paris, 1957) çevirip 1959’da Buenos Aires’te yayımladığı şiir seçkisiyle başlar. Daha önce Nâzım’ı başka dillerden okumamış Küba halkı ve aydınları da Varela’nın Fransızcadan gerçekleştirdiği bu çeviriyle şairi daha yakından tanımış olurlar. Varela, 1965 yılında da Nâzım’ın Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim adlı romanını yine Fransızcadan İspanyolcaya çevirir ve kitap La Vida es linda, hermano adıyla Buenos Aires’te yayımlanır. Aslına bakılacak olursa Nâzım’la Varela’nın tanışmaları Varela’nın çevirisinden birkaç yıl önceye dayanmaktadır. 31 Temmuz-14 Ağustos 1955 tarihleri arasında Varşova’da gerçekleştirilen 5. Dünya Gençlik ve Öğrenci Festivali’ne katılan Nâzım aynı zamanda Pravda’nın muhabirliğini yapmaktadır. Kübalı şair Nicolás Guillén, Fransız eleştirmen André Wurmser ve Alfredo Varela ile de burada tanışır. Varela ile olan sohbetlerinde Ekim Devrimi’nin Arjantinli yazarda yarattığı heyecan, Varela’nın Gorki’nin Ana’sını üst üste on defa okuyuşu gibi detaylar Nâzım’ı fazlasıyla şaşırtır ve mutlu eder.

1970 yılında Lenin Barış Ödülü’nü alan Alfredo Varela, çevirileri ve romanlarının dışında pek çok siyasi kitap, seyahat günlüğü ve İspanyol sömürgeciliğine karşı bağımsızlık savaşı veren Martín Güemes hakkında bir yaşamöyküsü kaleme alır. 1984 yılında Mar del Plata’da yaşama veda eder.

[1] Larra, Raúl (1986). “Con Pelos y Señales”, Buenos Aires: Editorial Futuro, s. 34.

[2] Varela, Alfredo (1950). “Un periodista argentino en la Unión Soviética”, Buenos Aires: Ediciones Viento.

[3] a.g.y., s. 167.

[4] Varela, Alfredo (1945). “El rio oscuro”, Buenos Aires: Agepe, 5. baskı, s. 33.

[5] http://nacionalypopular.com/2008/11/30/hugo-del-carril-un-gran-actor-un-.... Erişim tarihi 16 Eylül 2017.