İş Bankası da elini taşın altına koyuyor: Bali'den 'ikinci' fedakarlık açıklaması

15 Temmuz sonrası yaptığı bir açıklamada 'Bankalar olarak bizlere büyük sorumluluk düşüyor. Nasıl medya ama her yelpazedeki medya bu darbenin önlenmesi sırasında kilit bir rol üstlendiyse, bize de benzer bir sorumluluk şimdi düşüyor' diyen İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, Ülker ve Doğuş ile birlikte gündeme gelen yeniden yapılandırmalara ilişkin, 'olağan durumlar' dedi.…

Türkiye İş Bankası’nın 2008 yılından bu yana Dünya gazetesi işbirliği ile düzenlediği “İş’le Buluşmalar Toplantısı”nın 42’ncisi Adana’da yapıldı.

Toplantıda konuşan İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, Ülker ve Doğuş Grubu ile gündeme gelen "yeniden yapılandırma" sürecine ilişkin açıklamada bulundu.

Ekonomide yaşanan sıkıntıların neden olduğu bazı kırılganlıkların hem ekonomide hem firmalar tarafında hissedildiğini anlatan Bali, “Fakat güçlü bankacılık sektörü sayesinde bu tür problemli vakaları yönetme kabiliyetine sahip olduğumuzu ifade etmek isterim. Bankacılık sistemi olarak biz bu öngörülmeyen vakaları şu ana kadar başarıyla yönettik. Bundan sonra da yönetmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Son dönemde basında sık sık kredi yapılandırma haberlerinin yer aldığına değinen Bali, bu gelişmelerin gereğinden fazla olumsuz bir ilişkilendirmeye konu edilmemesi gerektiğini ileri sürdü. Yapılandırmanın bankacılıkta ve finansmanda ‘olağan’ hadiseler olduğunun belirten Bali, “Nakit akışlarıyla kredi arasındaki ilişkinin öngörülen, öngörülemeyen nedenlerle bozulduğu, farklılaştığı durumlarda oturulur ayarlar verilir ona göre yapılandırmalar yapılır. Bunlar çok daha farklı yeni noktalara çekilip gereğinin üzerinde anlamlandırılmamalıdır” şeklinde konuştu.

Dünya gazetesinde yer alan habere göre, Bali, “Biz geçmiş dönemlerden çıkarttığımız tecrübe ve dersle bankacılar olarak mümkün olduğu kadar yapıcı yaklaşımlarla çözümcü olmak durumundayız. Bu anlayışımızı da sürdüreceğiz. Diğer taraftan reel sektörde de belli başlı gruplarımız en az bankalar kadar ellerini taşın altına koymalıdır. Bu dönem fırsatçılık yapma dönemi değildir" dedi. İhtiyacı olanla olmayanı, vakalar bazında ayırt edilmesi gerektiğini vurgulayan Bali, “Kaynak tahsisini bozacak şekilde taleplerde, girişimlerde bulunmamalıyız. Çünkü bu aldığımız inisiyatifler bir ‘kredi kampanyası değildir. Bir ‘kredi yapılandırma’ kampanyası da değildir” diye konuştu. Bali reel sektör firmalarının bankacılık sektörünün sağladığı imkanlarla hızlı bir büyüme ve servet düzeyine ulaştığını vurgulayarak sorumlu davranılması çağrısında bulundu.

Geçtiğimiz günlerde açıklanan ‘süper teşvik’ paketine de değinen İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, “Türkiye’de vaka bazlı olarak, katma değer yaratmaya, cari açık kapatmaya yönelik bir amaca döndüğünü görüyoruz” ifadeleriyle sistemi değerlendirdi. ‘Geride kalana mutlaka teşvik verme’ felsefesine dayanmayan bir program olduğuna işaret eden Bali, “Sonuçları olumlu olacaktır’ diye düşünüyorum” dedi.

15 TEMMUZ'DAN SONRA NE DEMİŞTİ?

Bali, 15 Temmuz sonrası yaptığı bir açıklamada, “Olağandışı durumun farkında olarak, işi akışına bırakmak yerine iyi yöneterek iyileşmeye katkı sağlamalıyız. Bankalar olarak bizlere büyük sorumluluk düşüyor. Nasıl medya ama her yelpazedeki medya bu darbenin önlenmesi sırasında kilit bir rol üstlendiyse, bize de benzer bir sorumluluk şimdi düşüyor. Bence basın bu anlamda finansal kuruluşlara da örnek olacak bir davranıştır bu. Finansal kuruluşlar da tek bir amaç için, yapıcı, çözüm üreten bir duruş sergilemeli" ifadelerini kullanmıştı.

YENİDEN YAPILANDIRMA 'OLAĞAN' MI?

Ülker ve Doğuş gruplarının çok büyük tutarlara ulaşan kredi borçlarını yeniden yapılandırma girişimleri tartışmalara neden oldu. 2016 sonundan itibaren KGF düzenlemesiyle irili ufaklı pek çok şirketin borçları yeniden yapılandırıldı. Enerji sektöründe kurdaki ve enerji hammaddelerinin fiyatlarındaki değişmelerin de etkisiyle zor duruma düşen projelerin borçları da uzun süredir yeniden yapılandırmaya tabi. Keza mega proje olarak adlandırılan bazı projeler, İDO gibi bazı özelleştirmelerde kullanılan satın alma kredileri de yeniden yapılandırma kapsamına girdi. Bunlara ek olarak Mehmet Şimşek'in açıkladığı ve detayları üzerinde çalışılan büyük şirketlerin dövizle borçlanmasının sınırlandırılmasına yönelik düzenleme de kurdaki gelişmelerle ortaya çıkma ihtimali güçlenen şirket çöküşlerini engelleme amacı taşıyor. İş Bankası Genel Müdürü'nün açıklaması, Ziraat Bankası, Denizbank, Türkiye Ekonomi Bankası genel müdürlerinden sonra bankacılık sisteminin siyasi iktidarla birlikte hareket edeceklerini teyid eden son açıklama oldu.