Satamadılar, kapatacaklar

Özelleştirme İdaresi tarafından satışa çıkartılan beş fabrikasına tek bir teklif dahi gelmeyen Türkşeker, bu fabrikaları kapatmaya hazırlanıyor ve tepkilere karşı "siyasiler arkamızda dursun" çağrısı yapıyor.

soL (HABER MERKEZİ) Türkiye Şeker Fabrikaları (Türkşeker) Genel Müdürü Azmi Aksu, kurumun portföyünde bulunan 25 fabrikadan 13'ünü kapatmak için iktidardan destek istedi.

Verimsizlik ve yüksek maliyetler gerekçesiyle getirilen bu teklif, binlerce insanın geçim olanağının ortadan kalkması anlamına gelmesinin yanı sıra, emperyalist şeker tekeli Cargill'in bir isteğinin daha karşılanması anlamına geliyor.

"Halk kızacak, arkamızda durun"
Türkşeker Genel Müdürü Aksu, kurumun fabrikalarının çoğunda verimli üretim yapılmadığını ve üretimin sosyal amaçlarla sürdürüldüğünü söyledi. Buna bir son verilmesi gerektiğini düşündüğünü beyan eden Aksu "Bir tarafta Kars fabrikasında yılda sadece 3 bin 800 ton şeker üretiyoruz, ama yıl boyu işçi çalıştırıyoruz. Ilgın, Ereğli fabrikalarında ise 150 bin ton üretim yapılıyor. Bu sektörde artık acil önlemler, radikal kararlar alınması lazım. Bizim 25 fabrikamızdan 13'ünü kapatsak, 12'sinde daha verimli, daha az maliyetle aynı şekeri üretiriz" şeklinde konuştu.

"Kamusal istihdamın sosyal boyutu" kavramına karşı olduğu anlaşılan Aksu, ayrıca kriz nedeniyle dört insandan birinin işsiz olduğu bir ülkede yeni işsizler yaratmakta da bir sakınca görmüyor. Öte yandan, 13 fabrikanın kapatılması durumunda yaşanacak tepki konusunda da "yeter ki siyasiler arkamızda dursun, yaparız" diyor ve "Türkşeker'in bugüne kadar üstlendiği sosyal sorumluluğu, dünya ve Türkiye'de yaşanan rekabet ortamında artık sürdürmesinin mümkün olmadığını" savunuyor.

Kaç insan ekmeğinden olacak?
Kapatılması düşünülen 13 fabrikanın, Türkşeker'in en az üretim yapan fabrikaları olacağı varsayımıyla hareket edildiğinde Kars, Çarşamba, Elazığ, Erciş, Ağrı, Uşak, Alpullu, Erzincan, Malatya, Susurluk, Elbistan, Kastamonu ve Erzurum şeker fabrikalarının kapatılması bekleniyor. Yapılması halinde, bu operasyonun toplumsal maliyeti şu şekilde oluyor:

Öncelikle, kapanan fabrikalardan dolayı, bin 244'ü memur, 4 bin 80'i daimi işçi, bin 194'ü ise geçici işçi olmak üzere, toplam 6 bin 518 kişi işsiz kalıyor. Kapatılması beklenen fabrikaların çoğunun, istihdama en fazla ihtiyaç duyulan doğu illerinde olması ise durumu çok daha ciddi hale getiriyor.

Toplamda yaklaşık 52 bin hektar pancar eken, 48 bin 185 çiftçi ailesi ürün değiştirmek zorunda kalıyor. Bu ailelerin yeni bir ürün üretip üretemeyecekleri kuşkulu, zira pancar konusunda sahip oldukları alım güvencesi diğer ürünlerde yok.
Öte yandan bu aileler, başka bir ürün üretmeye başlasalar bile, çok yüksek ihtimalle çapa ve söküm zamanında istihdam ettikleri mevsimlik işçileri artık istihdam etmeyecekler. Bunun kaç insanın ekmek kapısını kapatacağını hesaplamak ise kolay değil ancak yaklaşık 50 bin olan aile sayısının üzerinde bir istihdam olanağının büyük ölçüde ortadan kalkacağı açık.

Bütün bunların yanı sıra Türkşeker bu kararla, 283 bin ton şeker üretiminden, yani toplam üretimin dörtte birinden vazgeçiyor. Genel Müdür Aksu "daha az maliyetle aynı şekeri üretiriz" diyor, ancak bunun nasıl yapılacağına dair hiçbir açıklama getirmiyor.

"Satacaktık, satamadık, öyleyse vuralım kilidi gitsin"
Türkşeker, halen faaliyet göstermekte olan bir avuç kamu işletmesinden biri ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın (ÖİB) satış portföyünde yer alıyor.

Türkşeker'in ilk özelleştirme girişiminin Danıştay'dan dönmesinin ardından kurumun elinde bulunan fabrikalar altı gruba ayrılmış ve parçalı bir özelleştirme süreci başlatılmıştı. Bu çerçevede ilk olarak Kars, Erciş, Ağrı, Muş ve Erzurum Şeker Fabrikaları, 24 Eylül 2008 tarihinde toplu halde satışa çıkartılmış, ancak alıcı çıkmadığı için özelleştirme ihalesi 27 Kasım 2008 tarihinde iptal edilmişti.

Cargill'in istediği olacak
Türkşeker'in şeker üretiminde daralmaya gitmesi, Cargill'in Türkiye'nin şeker üretiminde yapılmasını istediği değişikliklere bire bir uyuyor.

Nişasta bazlı şeker (NBŞ) üreten Cargill, öteden beri toplam üretimin yüzde 10'u olan NBŞ kotasını düşük buluyor ve Türkiye'nin pancar şekeri üretimini azaltarak daha yüksek bir NBŞ kotası koymasını için lobi faaliyeti yapıyor. Bunun temel sebebi, Bursa'a bulunan ve kanunsuz biçimde birinci sınıf tarım arazisine yapılan fabrikasının 440 bin tonluk kapasitesinin, Türkiye NBŞ kotasının fazlasıyla üstünde olması. NBŞ kotasını birkaç yıl Bakanlar Kurulu kararıyla yüzde 15'e çıkartmayı başaran Cargill, bu kararlara yargı yolu açık olduğu için kotanın yasalarda değişiklik yapılarak kalıcı olarak yükseltilmesini istiyor.

Bu doğrultuda, Türkşeker'in Türkiye'nin şeker ihtiyacını karşılayamayacak bir hale gelmesi, Cargill'in hedeflerine ulaşması açısından önemli bir adım teşkil edecek.

Yakın ilişkiler
Öte yandan, Türkşeker Genel Müdürü Azmi Aksu, aynı zamanda Türkiye'nin şeker politikalarını belirlemekle görevli olan özerk Şeker Kurulu'nun başkanlığını yapıyor. Aksu, bu kurulda, NBŞ üreticilerini temsil eden ve Cargill Murahhas Azası Mustafa Sayınataç ile birlikte çalışıyor.

Ne var ki, doğal bir temsiliyetin sonucu olan bu ortak mesai, Aksu ile Cargill arasındaki tek ilişki değil.

Azmi Aksu, Türkiye siyasetinin gedikli sağcı isimlerinden, AKP Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu'nun öz kardeşi. AKP'de, başta Başbakan Erdoğan olmak üzere pek çok ismin Cargill ile sahip olduğu çıkar ilişkileri düşünüldüğünde, gerek "tarafsız ve özerk" olması beklenen Şeker Kurulu'nun, gerekse Türkşeker'in başında olan Azmi Aksu'nun, bu konumda olmasının ne denli şaibeli olduğu daha net biçimde ortaya çıkıyor.