Filistin'e Katar ve Mısır tuzağı mı?

İsrail'in Gazze'ye saldırısı 4. gününe girerken, "diplomatik" çabalar da dikkati çekiyor. Özellikle Mısır ile Katar'ın Filistin sorununda üstlendikleri roller, Filistinlilere bir tuzak kurulmuş olabileceğini düşündürüyor.

Filistin'e yönelik İsrail saldırganlığı 4. gününe girdi. İsrail'in hava saldırıları sonucunda en az 27 kişi öldü, onlarca kişi de yaralandı. 75 bin yedek asker göreve çağrılırken, İsrail Başbakanı Netanyahu'nun Gazze'yi karadan işgal için de hazır olduğu İsrail basını tarafından belirtiliyor.

İsrail'in saldırısının ardındaki iddia olunan neden, Gazze'den atılan roketler. İsrail'in bu iddiasına karşılık eldeki veriler Gazze saldırısının İsrail tarafından önceden planlandığını gösteriyor. Ayrıca saldırının ardından Mısır ve Katar'dan gelen mesajlar, sorunun daha karmaşık olabileceğini düşündürüyor.

Ahmed Cabari'nin ölümü
İsrail'in iddiasına göre Gazze'den atılan roketlere verilen karşılık, Hamas'ın önemli isimlerinden Ahmed Cabari'nin öldürülmesi oldu. Cabari'nin öldürülmesi önemli, çünkü Hamas'ın yalanlamadığı İsrail'le görüşmeler konusunda İsrail'in muhatabının Cabari olduğu belirtiliyor. Haaretz'e konuşan İsrailli barış eylemcisi Gerşon Baskin, Cabari'nin öldürülmeden önce İsrail'le Gazze arasında sürekli ateşkes anlaşmasına varıldığını iddia etti. Baskin, İsrailli tutsak asker Gilad Şalit ile Filistinli tutsaklar değiştokuşunda, Hamas ile İsrail arasında arabuluculuk yapan isim.

Baskin'e göre, Cabari İsrail'le olan dönemsel savaşların Hamas'ın ya da Gazzelilerin işine gelmediğini düşünüyor ve Gazze'den İsrail'e yönelen saldırıları engellemeye çalışıyordu.

Baskin, son aylarda kendisinin Mısır ve İsrail istihbaratı ile görüştüğünü, yanı sıra Hamas yetkilileri ile de temas halinde bulunduğunu söyledi. Baskin'in iddiasına göre, geçtiğimiz hafta için Mısır istihbaratı ve Hamas ile yaptığı temaslarda Mısırlılar Hamas'a saldırıların engellenmesi konusunda baskı yaptı.

Baskin'in ilginç iddialarından bir tanesi de, Gazze'ye saldırının başlamasının ardından görüştüğü Mısırlı yetkililerin çok soğukkanlı olduklarını ve ateşkesin gerekli olduğunu söylediklerini belirtmesi.

Haaretz'de çıkan bir başka haberde, Cabari suikastinin, İsrail tarafından Hamas'a gönderilen "Güney sınırımızı güvence altına almada başarısız oldun" uyarısı olduğu iddia edildi.

Mısır'ın tutumu
Gazze saldırısının hemen ardından Mısır Başbakanı Hişam Kandil'in bölgeyi ziyaret etmesi, Mısır'ın Filistin'in yanında olduğu yorumlarına neden oldu. Ancak perde arkasında yaşananlar, durumun göründüğü gibi olmadığını gösteriyor.

Reuters'in dün geçtiği bir haber ilginç bir bilgi içeriyordu. Bu bilgi daha sonra haberden kaldırılsa da, olay şuydu: Kandil Gazze'yi ziyaretinde yalnız değildi. Mısır istihbarat servisi de başbakana eşlik ediyordu. Reuters'e bu bilgiyi veren Filistinli bir yetkiliydi. Bu bilgi daha sonra çıkartılsa da, Kandil'in ziyaretinin bir dayanışmadan çok, İsrail saldırısıyla yarım kalan ateşkes görüşmelerinin devam etmesi için gösterilen çabayı yansıtıyordu.

Bu noktada Washington Post da bir iddia ortaya attı. Gazeteye göre, Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve ABD Başkanı Barack Obama saldırı başlar başlamaz sürekli iletişim haline geçtiler ve Hişam Kandil'in Gazze ziyareti, ABD ile koordineli olarak kararlaştırıldı. Haaretz'den Amos Harel ve Avi Issacharoff da, Muhammed Mursi'nin tüm "yeni Mısır" sözlerine rağmen, hem İsrail'e hem de Hamas'a ateşkes için baskı yapacağını yazdı.

Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) tarafından yapılan açıklamada da, Kandil'in ziyareti olumlu bir gelişme olarak değerlendirilirken, Camp David Anlaşması ile Mısır'ın İsrail Büyükelçisi hatırlatıldı.

Katar'ın rolü
Katar'ın Gazze saldırısındaki rolü ise daha ilginç. Hatırlanacağı üzere Katar Emiri Hamad bin Halife el-Tani, geçtiğimiz haftalarda Gazze Şeridi'ni ziyaret ederek Hamaslı yetkililerle bir araya gelmişti. soL'da yer verilen bir haberde, Tani'nin ziyaretinin İran'ı zor durumda bırakmak için yapıldığı ve İsrail ile ABD'nin Katar'ın devreye girmesine olur verdikleri yazıyordu.

soL Gazetesi'nin bugünkü haberine göreyse, Katar Emiri'nin Gazze ziyareti, Hamas'ın İran'la olan ilişkilerini kesmesi talebini de içeriyordu. Habere göre el-Tani, Başbakan İsmail Haniye'ye "İran'dan uzak durup silahlı direnişten vazgeçme" çağrısı yaptı. Haniye'nin bu teklifi reddetmesi üzerine de, Tani'nin Gazze ziyaretini kısa tutup yapılması planlanan 600 milyon dolarlık yardımı 350 milyon dolara indirdiği iddia ediliyor. Bir başka iddia ise daha vahim: Bazı kaynaklar, Cabari'nin öldürülmesinde Katar istihbaratının İsrail'e yardım ettiğini belirtiyor.

Haaretz'den Amir Oren de, İsrail'in Gazze saldırısının İran'a yönelik bir savaşın ilk adımı olabileceğini yazdı.

Türkiye'nin sessizliği
Gazze saldırısındaki dikkat çekici noktalardan bir tanesi de, "van minüt" şovuyla Filistin direnişinin hamiliğine soyunan Tayyip Erdoğan'ın suskunluğu oldu. İki gün boyunca susan Başbakan, konuştuğu vakit ise Obama ile konuyu görüşeceğini söylemekle yetindi.

Mısır'ın Gazze ziyareti ile Katar Emiri'nin Gazze gezisi, özellikle ABD'nin telkinleriyle gerçekleştirildiyse, AKP ve Erdoğan'ın Filistin meselesindeki "yükselen yıldız"ının aşınmaya başladığı düşünülebilir. Zaten ABD'nin Erdoğan'la kurduğu tek temas da, "Hamas'a baskı uygulayın" oldu. Bu "baskı"yı ise, Mısır'ın Müslüman Kardeşler üyesi Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ile Hamas'ın karargahını taşdığı Katar'ın yapması daha mümkün görünüyor.

(soL - Dış Haberler)