15 Temmuz'daki darbe girişiminin sonrasında yaşananların Suriye sahasına yansıması tartışılıyor.

İngiltere'nin ünlü dergisi The Economist'te yayımlanan bir değerlendirmede, ordudaki tasfiyelerin Suriye'deki "muhalifleri" zayıflattığı öne sürülüyor.

Bir "Türk yorumcu", TSK'ya bağlı 2. Ordu'nun Türkiye'nin güney sınırlarından sorumlu olduğunu hatırlatarak, Erdoğan'ın "içerideki düşman"a odaklanarak periyodik biçimde Bab el-Hava sınır kapısını kapattığını söyledi.

Bab el-Hava sınır kapısı, Suriye'deki silahlı çetelerin en önemli ikmal hattının merkezinde duruyor.

Ayrıca, Fethullah Gülen'in ABD'de bulunması nedeniyle gerilen ABD-Türkiye ilişkilerinin "muhalefet"i de etkilemesinden endişe ediliyor.

Haberde, İncirlik Üssü'ndeki gerilimin ardından, Suriye sınırında faaliyet yürüten ve Suriye'deki gruplara "ölümcül olmayan" yardımlarda bulunan özel Amerikan şirketlerinin de endişeye kapıldıkları söyleniyor.

ABD'nin de, Türkiye'nin de farklı sebeplerle Rusya'ya yakınlaştığını öne süren The Economist, bir ÖSO komutanının, "Her şeyimizi rejim değişikliğine yatırdık. Ancak her şey değişirken, rejim yerinde kaldı" dediğini aktarıyor.

Gaziantep'te bulunan bir Suriyeli siyasetçi de, "Kırmızı çizgileriniz nerede, Bay Erdoğan? Görünüşe göre artık Türkiye'nin Suriye'de uzun vadeli bir stratejisi yok" dedi.

Halep'teki "muhalifler" ise, El Kaide'nin Suriye kolu Nusra Cephesi'nin yardımıyla Halep'teki ordu kuşatmasını kırabileceklerini umuyor.

Bazı "muhalifler", Erdoğan'ın "karşı-darbe"sinin kendi yardımlarına koşacağını umsa da, çoğunluk, "Suriyeli isyancılar için oyun bitti" görüşünü savunuyor.