Tutulma ve sonrası

Yıllardan 1919. Aylardan Mayıs. Birinci dünya savaşı biteli henüz altı ay olmuş. 20. Yüzyıl’ın en uzun sürecek güneş tutulmalarından birini izlemek ve düşman ülkenin biliminsanı Einstein’ın yakın geçmişte önerdiği çekim kuramını sınamak için İngiliz Arthur Eddington Afrika yakınlarındaki Principe adasına teleskoplarını İzmir’in işgalinden iki hafta sonra kuruyor. Eğer Einstein’ın kuramının söylediği gibi Güneş yıldızların ışığını kendine doğruçekerse Newton kuramının geçerlilik sınırları daralacak. Eddington tutulma sırasında güneşe yakın bulunan yıldızların konumlarını fotoğrafla belirliyor. Bunları ilerde aynı yıldızların yılın başka bir zamanında gece çekilmiş fotoğraflarıyla karşılaştıracak. Avrupa’nın savaşla kaynaması bitmiş gibi. Ama Anadolu işgalden kurtulana kadar dört yıl daha acı çekmeye devam edecek. Einstein’ın yeni çekim kuramı gerçekten de Newton kuramının aksine kütleli cisimlerin ışığın hareketini etkileyeceğini söyler. Şekile bakalım: Bir teleskopa düşen yıldız ışığı Güneş tarafından eğilirse, teleskop düz bir çizgiyi gördüğünden, gelen ışığın kaynağını normalden -güneşin ortamda olmadığı durumdan- farklı bir noktadaymış gibi gözlemleriz. Şekilde daire içinde görülen -temsili ve etkinin çok abartıldığı- resimde Güneş’in varlığında yıldız ışıklarının normal duruma göre merkezden daha uzakta oldukları gösteriliyor. Bu sapmaların değerleri Einstein kuramından hesaplanabiliyor. Yıldız ışığı Güneş’e ne kadar yakın geçerse bu sapma da o kadar çok oluyor ki bu deney için çok önemli: Ay’ın ve Güneş’in gökyüzünde aynı açıyı kaplamaları rastlantısı bilimin ilerlemesinde tarihsel rolünü yine oynuyor. Eddington, yaptığı deneyin bulgularının Einstein kuramının önermesini doğruladığını, Sivas kongresinden biraz sonra, İngiltere’de gerçekleşen bir toplantıda açıklıyor. İngiliz Eddington, İngiliz Newton’un kuramını alaşağı eden Alman Einstein’ın kuramını doğrulamış oluyor. Bilimin üst seviyesi, sınırları ve düşmanlıkları aşıyor. Aynı zamanda tarih boyunca kötücül bir işaret olarak algılanan Güneş tutulmalarından biri bilimdeki belki de en önemli buluşa vesile oluyor. Kelimelere yüklediğimiz insani anlamları genişçe kullanırsak, bilim karanlığı bile ışığa çevirebiliyor. Karanlık ve ardından gelen aydınlık Einstein’a şan ve şöhret getiriyor. Evet 94 yıl önce Mayıs ayının sonunda Güneş, Ay’ın karanlığından kurtulmuştu. Haziran güneşlerinin aydınlığıyla biz de yıkanırız umarım.