Kaos

Kaos değil mi? Bir akarsuyun diğer bir akarsuyla karşılaştığı zamanki girdaba benzer. Girdapla eşdeğerdir. Bugün Türkiye’nin içinde bulunduğu durum bir önce sözünü ettiğimiz kaos ile eşdeğerdir. İnanılmaz bir yasadışılık egemen olmaya başlamıştır. 1976’nın 1 Mayıs’ında “DGM’yi ezdik, sıra MESS’de” sloganını attığımızda sorunu çözdüğümüzü zannetmiştik. Oysa, yanılmışız. DGM’ler bugün Özel Yetkili Mahkemeler ve savcılar olarak karşımızdadır. Orta çağın engizisyon mahkemeleri, faşizmin gestapolarına benzer bir şekilde acımasızlığını her alanda sürdürüyor. Ergenekon’da aydınlar ve politikacılar Balyoz’da ordunun üst kademesi, nihayet şike operasyonunda da futbolculara ve kulüplere kadar iş uzamıştır. Bugün ülkemizde hiç kimsenin yarını ile ilgili bir geleceği yoktur. Ülke, aşağı yukarı Osmanlı'nın son dönemi gibi hızla çözülmektedir. O dönemde peş peşe gelen Damat Ferit Paşa hükümetlerinin ne denli işbirlikçi olduğu başta Refik Halit olmak üzere bir çok yazarın anılarında anlatılmıştır.

Yıllar önce Atilla İlhan’ın yönettiği bir diziye ilişkin “Kapitalizmin Girdabında Türkiye” konusunu ele almıştım. 1970’li yıllar bugünün şifresini taşır. Neo-liberalizmin misyoneri Turgut Özal, Genel Sekreteri olarak MESS’İ kullanmış, 1977 1 Mayıs katliamını örgütlemiştir. Kuşkusuz ki tetikçiler başkaydı. 1977’den sonra Türkiye inanılmaz bir şok dalgasına sevk edildi. Önceden hesaplanmış cinayetler, Çorum, Maraş ve benzeri yerlerdeki toplu katliamlar Türkiye’yi yeni bir ekonomik çizgiye çekebilmek için ABD ve yerli işbirlikçilerle düzenlenmiştir. Bugün “12 Eylül’ü yargılayacağız” diyenlere gülüyorum. Çünkü bula bula yargılayacak iki tane komutanı buluyorlar. Onlar sadece piyondu. Gerçek suçlu neo-liberal ekonomi politikalarını Türkiye’ye taşıyan Turgut Özal’dır. Bugünleri anlayabilmek için 70’li yılların şifresini çok iyi çözmek gerekir. Neo-liberal talan, elinde kalemiyle ekranda yüzümüze baka baka “Herşeyi satacağım” diyen Özal misyonu, Türkiye’nin geleceğini adeta ipotek altına almıştır. Özal, Çiller, Kemal Derviş ve onların peşinden koşanların kararları ülkeyi bugüne getirmiştir.

Kaos, Türkiye’yi nereye doğru sürükler bilmiyorum... Zaman gösterecek. Ama, ABD ve uluslararası kapitalizmin Ortadoğu’daki koç başı İsrail’in güvencesi için bölge haritasının yeniden çizilmesi şart olmuştur. Sorun kapitalist dünya için bir koç başı olan İsrail’in güvenliğidir. ABD emperyalizminin bu güvenliği sağlamak için yapamayacağı şey yoktur.

İçinde bulunduğumuz ve nereye doğru akacağını bilmediğimiz kaos’un ana nedeni budur. Olaya bu doğrultudan bakalım. Emperyalizmin yeni açılımlarını inceleyelim. İsrail’in karşısına Gazze şeridiyle çıkmak değil bu kaos’u yaratan tüm belirsizliklere neden olduğu için gereklidir. Gerisi sadece gösteridir. Birkaç kişiyi tatmin eder o kadar. Kaos’un akacağı istikamet bu bağlamda analiz edilmelidir. Kaos’un akacağı istikamet İsrail’le olan mücadeleye bağlıdır.