Yalansavar

Bir önceki hafta Yalansavar’dan Dr. Işıl Arıcan küçük ama önemli bir deney gerçekleştirdi. Küçük, çünkü ciddi bir bilimsel deney düzeneğinden ziyade bir meydan okumaya karşılık verme amacı taşıyordu ama elbette bunca işin arasında bütün bir günü buna ayırmak hiç de azımsanacak bir davranış değil. Önemli, çünkü hem kendi içinde çok öğretici bir yayın hem de temsil ettiği yaklaşım açısından Türkiye’de eksikliği duyulan bir yere denk geliyor.

Yalansavar, Işıl Arıcan ve Cüneyt Özdaş’ın kuruculuğunu yaptığı, en başta internet ve medya kanalıyla olmak üzere yayılan yanlış, yanıltıcı ve eksik bilgilerin, mantık, bilimsel ve eleştirel düşünce süzgecinden geçirilerek incelendiği bir web sitesi.(1) Yalansavar’da sahtebilimden mantık yanılgılarına, komplo teorilerinden bilimsel bilginin kötü amaçlı kullanımına kadar birçok konu, kaynak gösterilerek dikkatle inceleniyor.

Bunlardan bir tanesi de, kendisi de bir tıp doktoru olan Işıl Arıcan tarafından yazılmış “Homeopati” yazısıydı. Bu yazı gerek sahiden meraklı gerekse de homeopatiyi savunma amaçlı birçok okuyucudan yorum aldı. Bu yorumların arasında, homeopatinin ne kadar etkili olduğunu, eğer kendileri denerlerse görebileceklerine dair bir davet de vardı.

Bunun üzerine Yalansavar ekibi iddia sahibinden belli koşullar altında, kendileri için bir deney protokolü önermesini istediler. Bu koşullar arasında homeopatik çözeltileri kullanmak durumunda ne gibi etkiler görmemiz gerektiğinin mümkün olduğunca muğlak olmaktan uzak bir listesinin önceden sunulması gibi makul istekler bulunuyordu. Sonuç olarak Işıl, bir gün boyunca, birer saat arayla olmak üzere davette bulunan homeopatın önerdiği derişimde, on adet “Arsenicum album” tableti alarak bunları videoya kaydettiği mini bir deney gerçekleştirdi. Homeopatinin ne olduğu, işe yarayıp yaramadığı, deneyin ayrıntıları ve sonucuna ben burada ayrıca yer vermeyeyim, herkese hem Yalansavar’daki ilgili yazıyı ve yorumları hem de deneyin videolarını izlemeyi şiddetle öneriyorum.(2) (3)

Peki ama bu niye bunları dert edinip uğraşalım ki?

Her şeyden önce insanların zaaflarından veya ihtiyaç sahiplerinin bu ihtiyaç hallerinden yararlanarak çıkar sağlamaya çalışanlara meydan bırakmamak gerekiyor. Bazen ise bu sahtebilim üreticileri ve komplo teorisyenleri yaptıkları ve söyledikleri şeylere samimi olarak inanıyor olabilirler. Bu ürünleri maddi ve manevi olarak hayatına dahil eden kişiler de inanmak isteyip bunda bir mahzur görmüyor olabilirler.

Evet bu inançların ve pratiklerin doğrudan bir zararı yokmuş gibi görünebilir. Ama homeopati örneğinde olduğu gibi, homeopatik bir çözeltinin kendi başına zararı olmasa da, alacağı ilaç hastalığına gerçekten iyi gelebilecek bir kimse homeopatiye güvenip (ki bu maddi gücü sadece birine yetiyor olabileceğinden de olabilir) bunu ihmal ediyorsa, bu yeterince büyük bir zarar. Veya aşı karşıtlarına inanıp çocuğunu aşılatmayan biri, kendi çocuğunun sağlığını tehlikeye attığı kadar, halk sağlığına da bir tehdit oluşturuyor. Yani bu hurafelere inanmak her zaman sadece bunlara inanan ve uygulayanlara zarar verecek diye bir şey de yok.

Eleştirel ve bilimsel düşünce sadece bu tarz sorunlara da panzehir değildir. Örneğin bir şehrin kapasitesini hesaba katmadan, plansız belediyecilikle, hidrolojik döngünün en önemli elemanlarından bitki örtüsünü her gün biraz daha fazla yok ederek iş yapmaya kalkıp sonra kuraklığı allahın izniyle aşacağız diyen politikacılara “hadi oradan!” demek, hesabını sorumlulardan sormak için de birebirdir.

Kendimiz, sevdiklerimiz ve yaşadığımız dünyamız için ciddiyet ve hakikat talep etmemiz gerekiyor. “Yalansavar”ların varlığı, seslerinin güçlü çıkması, bunları dert edinip uğraşanların emekleri bu uğurda çok değerli.

1)http://yalansavar.org
2)Homeopati nedir? http://yalansavar.org/2012/06/12/tavsanin-suyunun-suyu-1-homeopati-nedir/
3)Homeopati deneyi, 1. video http://youtu.be/eGKg-C6jYcs