Distopik çiğlik…

Blockchain, Endüstri 4.0, yapay zeka… Kapitalizm ufkuyla sınırlandırılarak yürütülen tartışmalar sizde de boğulma hissi yaratıyor mu?

Devlet Bahçeli’nin “Robot” Sophia’ya gösterdiği, “kutsal topraklarda ne yapılmak istenmektedir” tepkisi, başımızda döndürülüp duran teknoloji bulutlarını sorgulama azmimizi köreltebilir hiç kuşkusuz. Hatta Bahçeli ile “Robot” Sophia’yı karşı karşıya koyup insan sevgisi yerine robot sevgisi üzerine düşünmeye başlamak da mümkün, ve hatta meşru olabilir. Ufkunuzu genişletip Trump’dan Merkel’e insan sevmezliği makul kılacak çok sayıda örnek bulmakta hiç sıkıntı yaşamayacağınız da açık.   

Bir bölümü gerçekten çok heyecan verici sonuçlara yol açabilecek gelişmelerin “insanın gereksizleşmesi”ne indirgenmiş olması nasıl açıklanabilir? Robotların duygularını, duyguların algoritmaya taşınmasını tartışırken insanın hayal gücünün yok sayılmasına ne demeli?

“Otomasyonla sağlanacak optimizasyon” hesaplarından ibaret bir gelecek kurgusu, bilimsel, teknolojik gelişmelerin kapitalizm açısından taşıdığı yeni sömürü olanaklarından ibaret görülmesinin sonucu elbette.

Teknolojik dönüşüm ya da dijital dönüşüm başlığı altında sunulanlar mevcut haliyle hizmet boyutu daha kuvvetlenmiş yeni(lenmiş) metalar, yeni kar alanları ve insanlık tarihinin belki en büyük “yedek iş gücü ordusu” tehdidinden ibaret. Bu tarif de bir tür “dijital distopya” aslında.

“Dijital distopya”, sadece “iş ekonomisi” çevrelerinin ya da kapitalizmin krizine çare üretmeye çalışan burjuva iktisatçılarının “verimliliği artırma” odaklı yaklaşımlarından beslenmiyor. Sinemadan edebiyata, tarih çalışmalarından müziğe ve tabii aslolarak bilim alanına “insansızlaşma”ya açıklığın, insan sevmezliğin güç kazanmasından da besleniyor.

Uluslararası emperyalist kurumlar ya da “iş ekonomisi” çevreleri kaybolacak meslekler, dijital dönüşümle ortaya çıkacak istihdam kayıpları konusunda rapor üzerine rapor yayınlıyor. 2030’a kadar mevcut işlerin yüzde 50’sinin otomasyon kapsamına gireceği ve dünya çapında 75 ila 375 milyon arasında insanın işini kaybedeceği yönünde hesaplamalar yapılıyor. (*)

Gericileşen dünyada insanın, toplumsal ilişkiler içinde var olmuş, kültürel bir varlık olduğunu, akıcı bir dille, anlaşılır bir şekilde anlattığı için çok okunan, ama günün sonunda kitapları anti-marksist bir tarih manifestosu olmaktan kurtulamayan Harari, en güncel örneklerden biri. Harari binlerce yıllık insanlık tarihine hakim bir otorite olarak dünya nüfusunun çok büyük bölümünün dönüşümle birlikte “gereksizler sınıfı”na dönüşeceğini ilan ediyor ve “dijital distopya”ya önemli bir katkıda bulunuyor.

Bir başka örnek 2017’nin çok satan bilim-kurgu kitaplarından biri, Kim Stanley Robinson’un New York 2140’ı. Denizlerin yükselmesi sonucunda milyarlarca insanın öldüğü, New York’un sular altında kaldığı ve deniz altındaki gökdelenlerde hayatın sürdüğü bir “ütopya”! (**)

Ütopyanın, insanlığın geleceği için güzel düşler kurmanın terk edilip distopyanın bu kadar ağır basmasının nedenleri üzerine düşünmeye ihtiyacımız var. Sosyalizmsiz bir ütopya, insanlığın kolektif gelecek kurgusuna inanmayan düşler ne kadar mümkünü düşünmeye de…

Önceki gün yaşamını yitiren Ursula K. Le Guin, insanlık adına en güzel düşleri kuranlardan biriydi. “60’ların ve 70’lerin cömertliğini severdim. Geleceğe karşı taşıdıkları sorumluluk hissi kuvvetliydi” diyen Ursula, insan sevgisi ve geleceğe dair umudu taşıyarak yazdı. 

“Yerdeniz Büyücüsü İngiltere’de piyasaya çıktıktan kısa süre sonra bir bilim kurgu dergisinde hakkında bir eleştiri yazısı çıktı. Eleştirmen kitabı ‘teselli edici’ ve ‘cesaretlendirici’ olmakla suçlamıştı. Tamam, eğer teselli yapaysa, cesaret temelsizse böyle bir eleştiri haklıdır, peki ama teselli ve cesaret, tanımları gereği yapay, temelsiz –aptalca, gevşek, anlamsız, çocukça– duygusal mıdırlar? Yazarlar sadece zalim dürüstlükleriyle tehdit etmek, dehşete düşürmek, bunaltmak için mi varlar: Dürüstçe umut vermeye hakkımız yok mu?” (***)

(*)https://www.mckinsey.com/~/media/McKinsey/Global%20Themes/Future%20of%20...

(**) https://www.newyorker.com/books/page-turner/kim-stanley-robinsons-latest...

(***) Ursula K. Le Guin ile söyleşi: "Hepimizin aklında takımadalar var”, Virgül dergisi, 71. Sayısı, Mart 2004. Aktaran Bianet. https://bianet.org/bianet/yasam/193638-ursula-k-le-guin-fahri-bir-erkek-...