Seçim Sonuçları Sosyalistlere Tarihsel Görevler Yüklüyor

Seçimler birçok kişiyi hayal kırıklığına uğrattı. Özellikle sosyal demokratları. Ben ise, bu seçimlerin sosyalistlere umut olması gerektiğini düşünüyorum. İyi bir örgütlenme ile sosyalistleri iktidara taşıyacak bir mücadele zeminine ulaşılabilir. 1980 sonrası dönemde örgütlenme bakımından sosyalistler için en uygun dönemin yaşandığını düşünmekteyim. Yeter ki, geniş bir politik tabanı hedeflesinler ve sosyalizmin politik ve ekonomik projelerini halka anlatmayı becerebilsinler.

AKP bu seçimlerde ulaşabileceği en yüksek oy potansiyeline ulaşmıştır. Bundan sonra düşüş kaçınılmazdır. Eğer bu seçimlerden bir CHP/DSP-MHP koalisyonu çıksaydı, bir dahaki seçimlerde AKP umut olabilirdi. Artık ne sosyal demokratlar ne de AKP bir umut olabilir.

AKP, siyasi olarak Büyük Ortadoğu Projesi'ne (BOP), ekonomik olarak da Dünya Bankası direktiflerine göbekten bağlıdır. Her iki politika süreci de Türkiye'de emekçiler için umut olmaktan çok uzaktır. BOP sürecinde Türk hükümeti ABD ile işbirliği içerisinde, Arap/Müslüman halklara karşı baskıcı bir Ortadoğu politikasının yürütülmesinde bir tür maşa görevi üstlenecektir. Üstelik bu süreçte Türkiye, Kürt devleti, Ermenistan ve İsrail ile ekonomik ve stratejik işbirliklerine gidecektir. Türk halkının buna duyarsız kalması ancak güçlü bir medya desteği ve halkı uyutma politikasıyla olanaklıdır ki, bu mutlaka gerçekleştirilmeye çalışılacaktır. Sosyalistlere düşen bu oyunu bozmaktır. Halkın çıkarlarının, başka halkları ezmek ve Amerikan parasına bağımlı bir gelişme yoluna girmekten değil, ezilen diğer Ortadoğu halklarıyla birlikte, anti-emperyalist bir mücadele zemini kurmaktan geçtiğini göstermek sosyalistlerin birincil ödevidir. AKP'nin bir ekonomi projesi de yoktur. Dünya Bankası direktiflerine göbekten bağlıdır. Dünya Bankası'nın yoksullukla mücadele yaklaşımı çerçevesinde örgütlemeye çalıştığı, mikro kredi uygulamaları ve sosyal riski azaltma projeleri temelli politikaları, gelir dağılımı uçurumlarına ve işsizliğe kalıcı çözümler üretmekten çok uzaktır. Sosyalistler, gerçek sosyalist projeleri halka daha iyi anlatmak ve halkın desteğini almak zorundadır. Devletleştirmelere gidileceğini, örneğin AOÇ ve SEK'in devletleştirilerek herkesin kapısının önüne her sabah bir şişe süt bırakılacağını, eğitim ve sağlık hizmetlerinin ücretsiz ve herkese yönelik olarak verileceğini, sağlıklı barınma olanaklarının yaratılacağını ve bunların ancak sosyalist iktidarlar tarafından sağlanabileceğini halka anlatmak gerekmektedir. 20 yıllık vahşi kapitalizmden sonra Türk emekçilerinin sosyalist politikalara gerçekten ihtiyacı vardır.

Bazı kesimler, önemli miktarlarda sosyalist seçmen de dahil, bu seçim sonucunda CHP-MHP koalisyonu bekliyorlardı. Ama gerçeklerin kendi beklentilerinden çok ama çok uzak olduğunu anladılar. Sosyal demokratlar, sosyal demokrat politikaları çoktan unuttular. Refah devleti dönemi çoktan geçti ve sosyal demokratlar neoliberal ekonomi politikalarına uyum sağlıyorlar. Türkiye'de muhalefet zeminini de yapay bir kemalist/laik kimlik politikası temelinde örgütlemeye çalışıyorlar. Önemli miktarda sosyalist seçmen de bu seçimlerde sırf AKP iktidarını engelleyebilmek için CHP/DSP birlikteliğine destek verdi. Seçim sonuçları sosyalist seçmen için sosyal demokratların bir umut olamayacağını çok açık bir biçimde göstermiştir. Sosyalistler, sosyal demokrat partilere verdikleri destekleri vermekten vazgeçmeli, sosyalist harekete destek vermelidir. Kanımca, CHP/DSP birlikteliğine oy veren ve sosyalist duyarlılığa sahip seçmen kesim yüzde 10 civarındandır. Sosyalistler bu kesimi sosyalist mücadele zeminine kanalize etmeli, artık tek seçeneğin sosyalist mücadelenin bayrağının yükseltilmesi olduğunu bu kesime göstermelidir. Sosyal demokratlar her zaman sosyalist mücadeleyi atalete sürükleyen, sosyalist mücadeleyi anlamsızlaştıran bir örgütlenme zeminini tutturmuşlardır. Bugün ise, sosyal demokrat politikaların bile çok ama çok uzağındadırlar ve hiçbir iktidar olanakları kalmamıştır. Sosyal demokrat partilerde mücadele yürüten sosyalistlerin tek seçeneği sosyalist mücadeleye eklemlenmektir. Bunun dışında MHP'ye oy veren yüzde 5'lik bir kesimin de anti-emperyalist bir mücadele hattından sosyalistlere desteği sağlanabilir. Bu günden başlayarak sosyalistlere düşen görev bu kesimleri sosyalist mücadelenin içerisine çekmektir.

Gerek CHP'nin kemalist temelli verdiği kimlik mücadelesi, gerekse Kürtlerin yürüttüğü kimlik politikası iflas etmiştir. Artık Türkiye'de kimlik temelli siyasi mücadele yükseltmenin olanağı kalmamıştır. AKP, tüm kimlik politikalarını yatay olarak kesen bir oy potansiyeline ulaşmıştır. Doğu ve Güneydoğu'da Kürt sağının oyları AKP'ye akmıştır. Barzani yanlıları AKP'yi desteklemiştir. BOP'u desteklemiştir. Kürt sağı, Kürt devletine giden yolun Amerika ve BOP'tan geçtiğine karar vermiş ve BOP'un taşeronluğunu AKP'ye vermiştir. Kürt solu için bundan sonra Kürt kimliği temelli bir politika yükseltmek imkansızdır. Kürt kimliği temelli siyaset, ABD ve BOP ile birleşmiştir. Kürt solu, sosyalist hareketin ülke çapında güçlenmesi ve anti-emperyalist, sosyalist bir iktidar için Türk sosyalistleriyle birlikte hareket etmeli ve sınıf mücadelesi temelli politikalara yönelmelidir. Anadolu halklarının barışı ancak sosyalist bir iktidarla olanaklı olabilir.

Kanımca günümüzde sosyalistlerin mücadele tavırlarında da ciddi sorunlar mevcuttur. Sosyalistlerin mücadele tavırları değişmelidir. Sosyalistler şenlik havasında kavga etmeyi öğrenmelidirler. Halkı kavgaya, şenliğe çağırır gibi çağırmayı bilmelidir. Memur kafalı ve tavırlı sosyalist liderler ve ağıt yakarak sosyalist mücadele verdiğini sanan kesimler eliyle sosyalist mücadeleyi yükseltmek imkansızdır. Halktan, yürekli, kavgacı sosyalist liderlere ihtiyaç vardır. Sosyalist partilerin üst düzeylerindeki yöneticilerden bahsetmiyorum, özellikle halkla temas halindeki halk önderlerinden, her düzeyde mücadele veren sosyalistlerden gerçek önderler çıkmalıdır. Sosyalistler halkın gerçek önderleri olmak zorundadır. Yürekli, dürüst, halkla birlikte değil en ön saflarda kavga etmeyi bilen liderlere ihtiyaç vardır.

Artık sosyalistler için ağıt yakma zamanı bitmiştir. Bu ülkede anti-emperyalist politikalara, BOP, DB ve IMF'ye karşı tek alternatif sosyalist harekettir.