Haziran ayı sonunda TOBB ile Hükümet, UMEM (Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezleri) Projesi adı altında bir protokol imzaladılar. Acilen televizyon ve radyolara çıkan TOBB ve Hükümet yetkilileri imzaladıkları protokolün detayları konusunda aleni bilgisizliklerini sergilediler. Örneğin televizyona çıkan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Çelik, “istihdam stratejisiyle ilgili çalışmalarımız henüz tamamlanmadı. Taslak aşamasındayken bir takım spekülasyonlara sebebiyet verecek tartışmalar açmaya bence gerek yok. Tamamladığımız zaman paylaşacağız” dedi. İlginç!
Daha ilginci TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’ndan geldi. Sayın Başkanın en çok ilgisi devletin bu proje çerçevesinde kesenin ağzını açmış olması çekmiş olmalı ki, alelacele bunu vurguladı “Bu projenin en önemli vurucu noktası burası. Hem ihtiyaç olan beceriyi öğrenecekler hem de kurs boyunca staj boyunca ceplerine 15 TL yevmiye günlük para alacaklar. Ayrıca iş kazasına karşıda sigortalanacaklar. Her şeyleri garanti altında. İşyerinde de maaşlı çalışacaklar”. Ohh ne ala! Bedava meslek içi eğitim, bedava staj! Körün istediği bir göz, TOBB dörtgöz olmuş. Her şey devletin cebinden. Siz olsanız nasıl hissedersiniz? ‘Her şeyi devletten beklememek lazım’ diyen bir ideolojinin ulaştığı noktaya dikkatlerinizi çekmek isterim. Devlet meslek içi eğitim verecek, sonra staj yaptıracak, staj ve eğitim sürecinde bu kişilere parayı devlet ödeyecek özel ve güzel sektörümüz de 5 yıl bu olanaktan yararlanacak! Bedava eleman çalıştıracak.
Projenin tarafları, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı-Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığı-Erkek Teknik Öğretim Genel Müdürlüğü (ETÖGM), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi. 81 ilde toplam 111 teknik lise yardımıyla 2 ila 6 ay arası kurslar verilecek. Proje çerçevesinde yılda ortalama 200 bin kişiye eğitim olanağı sağlanacak. Bu süre zarfında kursiyerlere devlet bütçesinden günlük 15 TL ödenecek. Kursların 5 yıl sürmesi hedefleniyor. Toplamda 1 milyon kişi eğitime alınacak. Daha sonra da TOBB devreye girerek kursiyerlere staj imkânı sağlanacak Staj esnasında da maaş ödenecek Anladığımız kadarıyla bu da devletin bütçesinden. Üstelik TOBB-ETÜ’ye, danışmanlık hizmet gideri için de 1 milyon 487 bin 120 TL ayrılması planlanıyor. Yani bu işten sadece özel ve güzel sektörümüz değil, bizzat TOBB’da hallice nemalanacak. Projenin toplam bütçesi ise 119 milyon 270 bin 553 TL. Böyle istihdam projesi dostlar başına. Gerçekten yağlı-ballı bir proje!
AKP Hükümetinin krize ve işsizliğe bir yanıtının olmadığını daha önce soL sayfalarında defalarca yazmıştım. Bir kez daha yazmakla klavyem aşınmaz, tekrar yazıyorum. Hükümet ‘krizi fırsata çeviriyor’. Sermayeye devlet bütçesinden kaynak transfer ediyor. Politik yatırım yapıyor. İşsizlikle mücadele ise hak getire!
Politik yatırımlarının sonuçları da hemen ortaya çıkmaya başladı bile. Mayıs ve Haziran aylarını sivil toplum kuruluşlarının (STK’ların) arka arkaya açıklamaları ile geçirdik. Mardin-Diyarbakır ve Urfa’dan ‘açılım’ konusunda açıklamalar geldi.
Kendilerini STK olarak tanıtan ve aralarında sendikaların da olduğu 7 farklı örgüt ise bu açıklamalar furyasına alelacele katılarak, anayasa sürecine destek mahiyetinde görüş bildirdi. Bu 7 ‘STK’ şunlardan oluşuyor: TOBB, TİSK, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, KAMU-SEN, TESK ve TZOB. İşveren örgütleriyle yağlı-ballı sendikalarımız anayasa sürecine destek verirken, taleplerinin de ortaklaştığını bir kez daha gösterdi. “Gündeme getirilen değişiklik önerilerinin, geniş bir mutabakatla sonuçlandırılmasını bekliyoruz. Başlayan bu sürecin, kaybolan uzlaşma zemininin yeniden tesis edilmesi için bir fırsat olabileceğini düşünüyoruz” diye başlayan 7 ‘STK’, iş yaşamına ilişkin beklentilerine dikkat çekmeyi de ihmal etmedi: “Öte yandan yapılacak değişikliklerin, önemli olmakla birlikte, yeni Anayasa ihtiyacını tam olarak karşılamadığının bilincindeyiz. Değişiklik taslağında, ekonomiyi ve çalışma hayatını düzenleyen kurallara yer verilmemiş olmasını da önemli bir eksiklik olarak görüyoruz. Türkiye’nin, hassasiyetlerini dikkate alan, iyi kurgulanmış, yeni bir Anayasa’ya ihtiyacı devam etmektedir” TOBB’un öncülüğünde bir araya gelen bu ilginç yapılanma, emek-sermaye çelişkisini çoktan aşmış görünüyor. Çalışma yaşamına ilişkin ortak görüşleri olmalı ki birlikte açıklama yapabiliyor, görüşlerinde ortaklaşabiliyorlar. Hassasiyet bellidir: Çalışma yaşamı! Çalışma yaşamına ilişkin ortaklaştıkları olası görüşler de: Esnek istihdam, güvencesiz çalışma, toplam kalite yönetimi vb olsa gerektir. Sendikalarımız, emekçilerin istekleri ile harekete geçmiyorlar ama TOBB ve TİSK isteyince birden ‘7 STK’ oluveriyorlar.
Hükümet bir yandan UMEM sayesinde sermayeye gerekli rüşveti verirken diğer yandan da anayasa sürecinde desteklerini alıyor. Elbette her şeyin bir bedeli var. Kapitalizm tanrısı böyle buyuruyor.
Bu 5 yıllık UMEM sürecine ilişkin ikinci soru da şu: 111 okulda hangi öğretmenler istihdam edilecek ve bu kurslardan kimler yararlanacak? Yanıtları duyuyorum ve doğrudurlar. Hem yeni talan kapısı hem de yeni seçim yatırımı UMEM olacak gibi duruyor. Seçim sürecinde un, buğday, kömür, beyaz eşya vb dağıtıldığını biliyorduk hükümet şimdi de eğitim ve staj olanağı dağıtacak.
Teknik Eğitim Mezunu işsiz dostlarımız hemen konuyu ‘memurlar.net’teki forum sayfalarında tartışmaya başlamışlar bile: “Hemen Türkiye odalar borsalar birliğine mail atmak ve tepkileri dile getirmek 70 bin Teknik Eğitim mezunu işsizken 1 milyon kişiye meslek eğitimi verip ne amaçlanıyormuş ki???” diyorlar. Ben de tartışmalarına naçizane katkı yapmak istiyorum. Emin olunuz TOBB’a mesaj atanlar 111 meslek lisesinde bu kurslar için istihdam edilecek hoca kadrolarında yer almayacaklardır. Eğer iş arıyorsanız doğru yerlere, dini cemaatler başvurun. Ya da emeğinize onurlu bir biçimde sahip çıkarak sesinizi tepkisel bir biçimde ve örgütlenerek duyurun.
Çağımız, zahir olanın dilde yeniden kurgulanarak ‘bâtıni’ hale getirildiği bir çağ! Anlam dilde çoğaltılıyor ve gerçekliğin anlamı buna göre belirleniyor. Yani anlamı aradığımızda mutlaka kimin için sorusuyla birlikte aramamız gerekiyor! ‘İstihdam’ denildiğinde de kimin için sorusu anlam kazanıyor. Cari formülasyonumuzla çözmeye çalışırsak, elbette, ‘sermaye için istihdam paketi’ yanıtı ortaya çıkıyor. UMEM Projesi nihayetinde sermaye için bir istihdam paketidir. Sermayeye ucuz ya da bedava iş gücü hem de nitelikli işgücü sağlama projesidir. Kriz bu yolla fırsata çevrilmeye çalışılıyor. Belki işsiz kardeşlerimiz de bir nebze bundan fayda sağlarlar ama sağlayacakları faydanın sınırlı olacağını unutmamalarını vurgulamak isterim.
Günümüzde gerçek bâtınidir. Bâtıni olan zahir olanı anlamsızlaştırır. Bu nedenle de çağımız, her zamandan daha çok ‘sınıfını bilme ve safa gelme çağı’dır.