Üniversitenin geleceği (II)

Rıfat Okçabol'un “Üniversitelerin geleceği (II)" başlıklı yazısı 12 Şubat 2013 Salı tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

2547 sayılı yasanın ve YÖK’ün 30 yıllık tahribatı sonucu olarak akademisyen ve üniversite genelde, hukuksallık, demokratiklik, bilimsellik, laiklik, toplumsal sorumluluk ve benzeri konularla akademik değerler çerçevesinde sıradanlaşıp topluma yabancılaşmıştır. Üniversitenin yeniden yapılandırılmasında önem kazanan bir konu da bu tahribatın onarılmasıdır üniversitenin toplumsal konulara duyarlı hale getirilmesi ve bunun sürdürebilirliğinin sağlanmasıdır.

Hazırlanacak yasa taslağı, Türkiye’nin koşullarını da göz önüne almalıdır, evrensel koşulları da. İlk ve ortaöğretim sistemi, piyasacı ve gerici, hem girişimci-rekabetçi hem de molla öğrenci yetiştirecek hale getirilmiştir. Bu dönüşümün öncesinde bile sistem, on yıllardır genelde bilimden nasibini almamış, sorgulamadan türbanı benimseyen ve cumhuriyetin çağdaş değerleri yerine Osmanlı hayranı gençler yetiştirmektedir. Bu nedenle üniversitenin yeniden yapılandırılması, ilk ve ortaöğretimin yeniden yapılandırılmasıyla birlikte ele alınmalıdır.

Toplumun önemli bir bölümü yoksul ve dar gelirlidir. Gelir dağılımı ile eğitsel ve sosyal gelişmişlik düzeyi, bölgeler ve kentler arasında büyük farklılıklar göstermektedir. İlk ve ortaöğretim kurumlarında olduğu gibi üniversiteler arasında da, eleman, fiziksel olanaklar ve kurumlarda oluşmuş olan eğitim ortamları açısından da büyük farklar vardır. Dualarla açılan ve medreseye dönüşmeye başlayan üniversiteler artmaktadır. Bu arada tüm dünyada, siyasal, ekonomik ve kültürel konularda (genelde) olumsuz değişimler yaşanırken teknolojik gelişim ve bilgi üretimi artmaktadır. Toplumsal ve evrensel gerçekler çerçevesinde Türkiye’nin doğusundan batısına ve kuzeyinden güneyine kadar tüm üniversitelerde neler olup bittiği ile ilgilenmek gerekir. Öncelikle üniversitelerin öğrenci, idari personel ve akademisyen sayılarıyla ilgili değişimleri izlemek ve üniversitelerin kendilerinden beklenenleri gerçekleştirip geçekleştirmediğini irdelemek gerekir. Bunun için önce hangi verilerin nasıl ve ne sıklıkla toplanacağını belirlemek, toplanan verileri çözümleyerek bilgi üretip sorunsal alanları saptamak ve bunların çözümlerini üretmek gerekir. Üniversitede olmazsa olmaz bilimsel etik ilkeleri, ders izlenceleri, öğrenci seçimi, eğitim-öğretim süreçleri, akademik yükseltmeler ve benzeri konularda her üniversitede olması gereken minimum ölçütlerin belirlenmesi gerekir. Üniversitenin yetiştirdiği meslek insanları içinde, çocuk ve gençlerin özgürleşip kendilerine gerçekleştirmelerine yardımcı olması gereken öğretmenlerin, herhalde ayrı bir yeri olması gerekir. Diğer üniversite mezunlarındansa öncelikli olarak öğretmenlerden, “fikri hür, vicdanı hür ve irfanı hür” gençler yetiştirmesi beklenir. Bu bakımdan üniversitenin, demokratik, laik ve sosyal hukuk devletinin öğretmenini yetiştirme konusuna ayrı bir özen göstermesi gerekir. Bu nedenlerle, yukarıda örneklenen gerekliliklerle ilgilenecek ve beklentileri karşılamaya çalışıp üniversiteler arasında eşgüdümü sağlayacak bir kurul oluşturulmalıdır.

Üniversitenin yeniden yapılandırılması konusunda genel amaçtan yasanın ayrıntılarına kadar, yukarıda değinilen düşünceler dahil her konu, değişik kesimler tarafından tartışılması ve belirli ölçülerde de olsa üzerinde uzlaşılması gereken konulardır. Belki de en az tartışılacak konu, üniversitenin kendi rektörünü kendisinin seçmesi olurken tartışmanın en hararetli kısmı bu eşgüdüm kurulunun oluşturulmasında yaşanacaktır. Tartışmalar böylesi bir kurulun, siyasal erkten bağımsız olması, akademik topluluğu temsil etmesi, üyelerinin niteliği ve seçilme koşulları ile görev, sorumluluk ve örgütsel yapının belirlenmesinde yaşanacaktır.
Üniversite yeniden yapılandırılırken tartışılıp uzlaşılması gereken başka konuları da vardır. Bunlardan birkaç tanesi şunlardır: Rektör, kimler tarafından, nasıl ve hangi süreyle seçilecek? Doçentlik unvanı nasıl ve kim tarafından verilecek? Akademik yükseltmelerde öncelikler ne olacak? Akademik unvanlar, üniversite dışında da kullanılabilecek mi? Araştırma görevlilerinin görev ve sorumlulukları ne olacak, tezlerini bitirdiklerine ne yapacaklar? …