Okullar açılıyor!

Eğitim sistemi sapır sapır dökülürken okullar açılıyor! Döküntü, sistemdeki yozlaşmalardan kaynaklanıyor. En yoğun yozlaşmaların ortaöğretimde yaşandığı görülüyor. Yozlaşma, daha ortaöğretime geçişi belirleyen sınavlarda başlıyor. Geçen yıl son kez yapılan SBS ve ilk kez yapılan TEOG sınavlarıyla ilgili olarak mahkeme iptal kararları veriyor. Ortaöğretime geçişin güvenilmeyen sınav sonuçlarına dayandırılması, sistemin yozlaştığını gösteriyor.

TEOG sınavlarında sorulan sorular bile yozlaşma işareti veriyor. Örneğin bakanlık, TEOG sınavında din kültürü ve ahlak bilgisi dersi kapsamında, “ilk cuma namazı nerede kılındı, Peygamber 4-6-8 yaşına kadar kimle yaşadı, İbn Mace, Ebu Davud, Nesai, Nesefi’den hangisi hadis alanında meşhur değildir” gibi sorular soruyor. Bakanlık bu soruların, öğrencinin ne kadar çağdaşlaştığını ölçmediğini ve bu soruları bilmenin günümüz yaşamında bir gıdım yararı olmadığını biliyor. Bakanlık, lisedeki başarının bu soruların bilinmesiyle ilişkili olmadığını da biliyor. Bu sorulara doğru yanıt vereceklerin önemli bir bölümünün molla olacağını da biliyor. Bir yozlaşma, bakanlığın, öğrencileri mollaştırmak ve Sünni-Hanefileştirmek için, bile bile bu dersten soru sormasından kaynaklanıyor.

Dünyanın hiçbir yerinde, okullarda öğretilemeyen ya da üst kademedeki başarıyla ilişkili olmaya konular sınav konusu yapılmıyor. Türkiye’de ise, tersi oluyor. Günümüzde ilköğretimde, hâlâ, doğru dürüst Türkçe öğretemediğimizi ve de özellikle varoşlardaki okullarla kırsal yörelerdeki okullarda ise İngilizceyi hiç öğretmediğimizi en iyi şekilde bakanlık biliyor. Bakanlık, lisedeki başarının ,“I love you, honey, money, one munit” sözcüklerini anlamayla ilişkili olmadığını da biliyor. Sistemdeki bir yozlaşma da bakanlığın, varoşlarda/kırsal yörelerde okumak zorunda kalan çoğu yoksul öğrencileri Anadolu liselerinden uzak tutmak için, bile bile yabancı dilden soru sormasından kaynaklanıyor.

Bu yıl, TEOG sınavı sonuçlarına göre yürütülen liselere yerleştirme süreci de sistemdeki yozlaşmayı su yüzüne çıkarıyor. Süreç bir korku filmi gibi izlenirken bir çocuğun 80 kilometre ötedeki bir okula, bir Musevi ya da Alevi gencinin de, imam hatip lisesine kaydedilmesi gibi komik olaylar da yaşanıyor. TEOG sistemi devam ettikçe, bu yıl yaşanan karmaşanın gelecekte de yaşanacağı belli oluyor.

Genel liseler kapatılırken imam hatiplerin genel liselerin yerini alması da, laik ve bilimsel eğitim ile eğitim hakkı bağlamında sistemdeki yozlaşmayı pekiştiriyor. Anadolu liselerini kazanamayan yoksula, “Kırk katır mı, kırk satır mı istersin?” der gibi, imam hatip ya da açık lise seçeneğinin bırakılması da yozlaşmayı işaret ediyor. Bu yıl, sınavla öğrenci alacak liseler içinde genel ve bilimsel eğitimin ağırlıkta olduğu liselere 486 bin kontenjan ayrılırken sınavsız girilenler hariç sınavla girilen imam hatiplere 215 ve diğer meslek liselerine de 600 bin kontenjan ayrılması da, bir başka yozlaşmayı gösteriyor. .

Ortaöğretimdeki yozlaşma, mezunlarda ise iyice belirginleşiyor. Üniversiteye geçiş sınavı sonuçlarına göre, çoğu dershaneye gitmiş yaklaşık 1.500.000 kadar öğrenci içinden, tüm soruları doğru yanıtlayan 500 öğrenci bile çıkmıyor. 50 soruluk fen derslerinde doğru yanıtlanan soru ortalaması 10’u bile bulmuyor. Lise mezunlarının genel kültür, laiklik, bilimsellik, Cumhuriyet ve demokrasi gibi konulardaki tutum ve anlayışları ise üniversiteye giriş sınavındaki acıklı durumu bile aratıyor. Mezunların genel niteliği eğiti-öğretim süreçlerindeki yozlaşmanın sonucu oluyor.

Bakanlığın imam hatip liselerinde Türkçe konuşmayı yasaklamaya ve öğrencileri Araplaştırmaya soyunması da, şimdilik son yozlaşmayı yansıtıyor.

Bir başka yozlaşma da ana muhalefet partisinde yaşanıyor. Eğitim sistemi, “Kör gözün parmağına” dercesine yozlaşırken, içki sofrasına gösterilen özen, sistemdeki yozlaşmaya karşı gösterilmiyor, gösterilemiyor. Anayasa Mahkemesi’nde dava açarken, tüm toplumda demokratik kitle hareketleri yaratıp topluca dilekçe vermeye gideceklerine, dava dilekçesini tek bir milletvekili götürüyor. Kuran kurslarında yaş sınırının kaldırılması gibi bazı gericileşme konularında, karşı dava açmaya bile kalkışılmıyor. Genel liselerin kapatılmasını da, kent merkezilerindeki kırk yıllık çağdaş okullarla genel liselerin ve Anadolu öğretmen liselerinin imam hatibe dönüştürülmesini de seyrediyorlar. Eğitimdeki yozlaşmada pay sahibi olduklarının ayrımına bile varamıyorlar.

Sistemdeki yozlaşmaların artarak devam edeceği belli olurken okullar açılıyor!

Sevinelim mi?

[email protected]