Yetmedi yetmez...

Memleketimin sokakları-caddeleri-meydanları gericiliğin, ırkçılığın 'kana kan intikam' sesleriyle dolmaya başladı.

Küçücük çocukların alnındaki bantlarda, 'şehitler ölmez vatan bölünmez' yazıyor.

Kürt düşmanlığını körüklemek için yapılmayan kalmadı.

Gazete manşetleri, atılan nutuklar ve ülkeyi yönettiğini sananların ortaklaştığı kindarlık, Van'da çatlayan fayla ile tavan yaptı.

TV haberlerinde, yorumlarında, sanal ortam gevezeliklerinde “hem taş at, hem kurşun sık, hem yardım iste, olacak iş mi?” diyen insan aklını donduran sözler okuyor-duyuyoruz.

“Vicdanı ve inançları kör.

Onuru ve ahlakı sağır.

Bilgisi, bilinci, aklı dilsiz.

Ruhu kötürüm” 77 milyonluk koca bir ülke!

Halklar arasında düşmanlığın-kinin-nefretin kışkırtılması bir ilk değil.

Biz 'din-vatan-millet-bayrak' adına nice katliamlar yaşadık.

Maraş-Çorum-Sivas ve binlerce faili meçhul cinayetlerin işlendiği günler, insanlık tarihimizin kara günleri olarak aklımızda.

Bu katliamların üstlerine yazılar yazıldı, araştırmalar yapıldı, belgeseller çekildi, mahkemeler kuruldu, tanıklar dinlendi.

Tümünün ortak yanı, “organize” olmalarıydı.

Daha dün Elazığ da yaşananlar, çok daha büyüklerine hazırlanmanın provası olsa gerek!

Devlet, ta tepisinden “karşılığı acımasız olacak” dedikçe, intikam sesleri yeri-göğü inletiyor.

Buradan bir çıkış olmadığı açık.

Ancak, her durumu kendi çıkarlarını korumak, yandaşlarına yer açmak, beslenme kaynaklarını çoğaltmak için çok iyi değerlendiren AKP, zil takıp oynuyor!

Toplum ayrıştıkça ağızları kulaklarında işlerine bakıyorlar.

Deniz Fenerindeki tüm tutuklular serbet bırakıldı.

Yetmedi.

İki gün sonra Hizbullah tutukluları serbest bırakıldı.

Yetmedi.

Kredi faizleri son beş yılın en yüksek seviyesine çekildi.

Yetmedi.

Devlet memuruna yapılan zam 10 Kuruş'a çekildi.

Yetmedi.

Öğrenci harçlarına yapılan zam, son on yılın en yüksek seviyesinde yasalaştı.

Yetmedi.

Tam yedi kalem temel tüketim maddesi ile doğalgaz, elektrik gibi başat gereksinmelere yüzde 14 ila 17 arasında zam yapıldı.

Yetmedi.

Dağı taşı bombalamanın faturası, yoksul halka kesilmeye başlandı. Özel Tüketim Vergisi devletin haraç hanesine yazıldı.

Yetmedi.

Şeriat ilan edilen Libya'ya verilen 300 milyon dolara ek, 80 milyon dolar daha gönderildi.

Yetmedi.

Yapılacak Anayasa için “12 Eylül'de oylanan 24 madde kapsam dışıdır” deyip kırmızı çizgiler için ilk adım atıldı.

Yetmedi.

Van'da insanlık can çekişirken, son on yıldır toplanan 'deprem vergisi' geliri olan 40 Milyon Lira'nın buhar olup uçtuğu anlaşıldı.

Yetmedi.

Yoksulluk ve açlık sınırı akıl alıyor. Cari açığın 56 milyar dolara ulaştığını kendileri itiraf ettiler.

Yetmedi.

Amerika ve bazı Türki cumhuriyetler dışında barışık oldukları tek ülke kalmadı.

Yetmedi.

Sağlık sistemi çöktü. Devlet ve üniversite hastanelerinde ameliyatlar yapılamıyor.

Yetmedi.

Eğitim, dinci gericiliğin elinde çelik-çomak oyununa dönüştü. Devlet okullarında tüm yetersizliğe karşın öğretmen açığı çığ gibi büyürken alan, cemaatin kirli emellerine terk edildi.

Yetmedi.

Diyabakır da 25 bin Hizbullah şeriat nutukları atıp, meydan okudu. Sesleri çıkmadı.

Yetmedi.

Halka rağmen HES adı altındaki doğa katliamlarıyla geleceğimizin karartılmasına son hız devam ediliyor.

Yetmedi.

Nükleer santralleri dünya terk etti AKP ülkenin başına taç ediyor.

Yetmedi, yetmeyecek.

“Durmak yok yola devam” dendikçe canımız yanacak, ocaklar tütmeyecek!

3 gündür Van da yaşananlar da akıl tutulmasının örneğidir.

Devlet acz içindedir.

Halen göçükler altından yaşam sesleri yükseliyor.

İnsanlar sokaklarda ekmek-battaniye-su ve çadır peşindeler.

Valilik Belediye'nin 'ortak koordinasyon' teklifini red edecek kadar ayrımcı davranmıştır.

Ulaşılmayan köyler var.

Kış kapıda.

Eger barınma ve ısınma önlemleri alınmazsa, hayatta kalanlarda donarak yaşamlarını yitirecek.

Hastahaneler yetersiz.

Hükümet Konağı dışında ayakta kalan devlet binası yok.

Ulaşım kördüğüm.

Hayvancılık bölgesi olan Van da 'hayvan telefi' ilgili tek açıklama duymuş değiliz.

AKP yardım için destek eli uzatan ülkeleri de geri çevirerek, aslında durumu içinden çıkılmaz hale getirme kararı almıştır.

Van'ın afet bölgesi ilan edilmemesi bölge halkına verilen değerin bir göstergesidir.

Okulların yalnızca 1 hafta tatil edilmesi umursamazlıktır. Göçük altında canlarını yitiren öğretmen ve öğrencilere karşı saygısızlıktır.

Bütün bu olumsuzluklar yaşanırken, 'sosyal medya' denen alanda, ırkçılığın ve dinci gericiliğin 'kürt düşmanlığı' için yazıp-çizdikleri-kustukları an, bu ülke de insanlığın bittiği andır.

Ağızlarından salyalar saçarak 'Allah'ın sopası yok' diye ünleyenler ne yazık ki bu ülkenin yurttaşlarıdır.

Bu utanç vericidir.

[email protected]